Çalışmak zorunda bırakılan çocukların hayallerini duyan var mı?
- 09:06 24 Aralık 2020
- Çocuk
DİYARBAKIR - Diyarbakır’da çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, eşitsizliği, adaletsizliği en doğru şekilde adlandırıyor. Hayallerini gerçekleştirmek isteyen çocukları duyan kaç kişi olduğu konusu ise sadece soru olarak kalıyor.
Türkiye’de yaşamın zorlaştığı her gün konuşmalarımıza yansımakta. Ekonomiden, siyasete siyasetten sağlığa… Hafta içinde sabahın erken saatlerinde sokağa çıktığımızda ülkenin en elzem ve utanç tablosu dememiz gereken çocuklarla karşılaşıyoruz. Neredeyse her sokak başında mendil, simit ve su satan çocuk tablosunu gördüğümüzde adaletin bu çocuklar için işlenmeden dünyanın refaha erişmeyeceğini düşünmemizde hiçbir sakınca görmeyeceğimizi söylemek gerekir.
Sabahın erken saatlerinde yataklarında, okullarında veya sıcak bir evde olması gereken çocukları sokaklarda görüyoruz. Türkiye’nin her bölgesinde bu görüntüyle karşılaşmamak mümkün değil gibi.
Hayaller…
Diyarbakır’ın farklı semtlerinde çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, maddi imkansızlıklardan kaynaklı okulu bırakıp sokaklarda seyyar satıcılık yapıyor. Fakat seyyar satıcılık yaptıkları esnada zabıtaların ve insanların saldırılarına da maruz kalıyorlar. Konuştuğumuz çocuklar çalışmak istemediklerini okul okuyup hayallerini yerine getirmek istediklerini dile getiriyor.
Sur’da okulunun polisler tarafından yakıldığını ve ondan sonra bir daha okula gitmediğini söyleyen bir çocuk, küçük yaşına rağmen çalışmak zorunda kaldığını dile getiriyor. Küçücük yaşamına sığdırdığı hayalini bizlerle paylaşan çocuk, kuaför olmak istediğini belirtiyor.
Eşitsiz bir dünya
Adalet ve adaletsizliğin tanımını yetişkinler şeffaf bir şekilde yapmazken, çalışmak zorunda bırakılan iki kardeş ise “Eşitsiz bir dünyada yaşıyoruz” diyor bize.
“Evin bütün yükü omzumda” diyen bir başka çocuk da o omuzun kaldıracağı yükün ağırlığını ölçecek yaşta olmadığını görüyoruz. Diyarbakır’ın birçok noktasında bu tür manzaralarla karşılaşmak hiç de zor değilken, aslında çocukların çalıştırılmasının yasak olduğunu, ama pratikte böyle olmadığını çocuklara anlatan acaba kaç kişi var.