Farklı yaşamlar aynı sözde buluşuyor: Özgürlük (4) 2025-11-04 09:01:12   Diş Hekimi Asistanı Yonca Akkaya: Şiddetin her türlüsüne karşı direndim   Elfazi Toral    İSTANBUL – “Şiddetin her türlüsüne karşı direndim” diyen Diş Hekimi Asistanı Yonca Akkaya, kadına yönelik şiddete karşı hem mücadele çağrısı yapıyor hem de öz savunmanın önemini vurguluyor.    25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, Türkiye’de ve Kürdistan’da kadınlar hâlâ erkek-devlet şiddetinin farklı biçimleriyle yüz yüze kalıyor. Kimi zaman ev içinde, kimi zaman iş yerinde, kimi zaman da adliye koridorlarında süren bu şiddet karşısında kadınlar direnişin ve yaşamı yeniden kurmanın yollarını arıyor. İstanbul’da yaşayan diş hekimi asistanı Yonca Akkaya da evliliği boyunca uğradığı fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete karşı yürüttüğü mücadelesiyle bu direnişin bir örneği oldu.   “Farklı yaşamlar aynı sözde buluşuyor: Özgürlük” başlıklı dosyamızın bu bölümünde, İstanbul’da yaşayan Diş Hekimi Asistanı Yonca Akkaya, evliliği boyunca uğradığı fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddete karşı verdiği mücadeleyi anlattı.    ‘Kadına yönelik şiddet sadece fiziksel değil’   Şidetin çok boyutlu olduğunu belirterek sözlerine başlayan Yonca Akkaya, “Samsunluyum, yaklaşık 15-16 yıldır İstanbul’dayım. Diş hekimi asistanıyım. İki çocuğum var. Kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ben de şiddete maruz kalanlardan biriyim. Psikolojik şiddet özgüven eksikliğini yaratıyor. Psikolojik, fiziksel, ekonomik olmak üzere çok fazla şiddet yöntemi var. Bir kadını bastırmak için her tür şiddet uygulanıyor. Maalesef günümüzde de şiddetin her türlüsünü yaşayan kadınlar var. Kimi kadın maruz kaldığı şiddeti dışa yansıtıyor, kimisi ise tamamen kabullenip hayatına devam ediyor. Bu da çok üzücü bir şey. Keşke bütün kadınlar kendi seslerini duyurabilse, keşke devlet de kadınların yanında olduğunu gösterebilse” ifadelerini kullanıyor.   Psikolojik şiddet daha derin izler bırakıyor   Boşanmadan önce evli olduğu erkek tarafından farklı türlerde şiddete uğrayan Yonca Akkaya, yaşadıklarını şu sözlerle paylaşıyor: “Ben her türlü şiddete maruz kaldım. İlk evlendiğim dönemlerde fiziksel şiddet gördüm. Daha sonra ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kaldım. Beni en çok rahatsız eden şey psikolojik şiddet oldu. Ama maruz kaldığım tüm bu şiddete karşı sineye çekip beklemek yerine uygun zamanı bekledim. Çünkü ben bu şiddete maruz kalmayı hak etmiyordum. Onun da bana bunu yapmaya hakkı yoktu. Bir karar aldım: Kimsenin beni ezmesine izin vermeyeceğim. Hiçbir erkek bana şiddet uygulayamaz. Erkeklerin gözünde biz evin hizmetçisi, çay getireni, yemek yapanı, temizliği ve çocuk bakımıyla yükümlü olanız. Dışarı çıkmamızı, sosyalleşmemizi istemiyorlar. Ama ben bunu reddettim. Benim bir hayatım var. Bu şiddete baş gösterdim ve yaklaşık 9 ay önce boşandım.”   ‘Her insan vicdanlı olmalıdır’   Kadın mücadelesinin önemine dikkat çeken Yonca Akkaya, “Ben sonuna kadar mücadele ettim. Bütün kadınların da mücadele etmesini istiyorum. Çünkü korkulacak hiçbir şey yok, cesaretli olmalıyız. Canımızdan başka verebileceğimiz hiçbir şeyimiz yok. Çoğu kişi bundan korktuğumuzu düşündüğü için bize bu şekilde yaklaşıyor. Gözlerimizin önünde kadın arkadaşlarımız öldürülüyor. Erkek şiddetine karşı çözüm, idam cezası uygulanmalıdır. Yargının bu konuda yeterli olduğunu düşünmüyorum. Yargıya başvurduğumda uzaklaştırma kararı veriliyor ancak hiçbir can güvenliğimiz yok. Uzaklaştırma kararını yetersiz buluyorum. Şiddete maruz kalan her kadın çok dikkat etmeli ve kendi öz savunmasını gerçekleştirmelidir. Karşı tarafın tarzında ve üslubunda bir şiddet varsa uzaklaşmalıyız. Kendi yolumuzu çizip devam etmeliyiz. Devletimiz güvenliğimizi yeterince sağlamıyor. Kadınlar sokağa çıkamıyor. Şiddete yaptırım uygulanmalıdır. Kadınların da erkekler kadar eşit olduğunu görmeleri gerekiyor. Bunun için çalışmalar yapılmalı. Her insan vicdanlı olmalıdır. Kadın erkek eşitliğinin farkına varılması gerekiyor”  diye vurguluyor.   Yarın: Şiddet bireysel değil, toplumsal bir yaradır