‘Hayvanlar’ tecrit tehlikesiyle karşı karşıya 2021-05-07 09:04:01   Sena Dolar   İSTANBUL - Cumhurbaşkanı kararıyla KOSGEB’in destek alanları genişletildi. Söz konusu kararla hayvanat bahçesi ve at yarışı yapılmasının önü açılıyor. Hayvanlara Adalet Derneği’nden avukat Hülya Yalçın, “Doğal Yaşam Parkı” adı altında hayvanların tecrit edileceğini ve devletin buna destek sunacağına işaret ederek, “Karar siyasi samimiyetsizliktir” dedi.     Resmi Gazete’de 20 Nisan günü yayımlanan “Cumhurbaşkanı Kararları”  kapsamında “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’na(KOSGEB) ilişkin sektörel ve bölgesel önceliklerin belirlenmesi hakkında” değişikliğe gidildi. Değişiklikte, “balıkçılık ve avcılık spor alanlarının işletilmesi, yarış atı ahırı ve yarış aracı garajlarının hizmetleri, spor ve eğlence hayvanlarının eğitimi” KOSGEB’in destekleyeceği faaliyetler arasında yer aldı. Bir tarafta AKP’li milletvekillerinin “çıktı çıkacak” dedikleri ve komisyonda bekleyen "Hayvan Haklarını Koruma Kanunu”, bir tarafta da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir gece yarısı aldığı kararla hayvan hakkı ihlallerini destekleyen KOSGEB kararı, bu alandaki politikaları da gözler önüne seriyor.   Çevre Komisyonu tarafından 11 Mart’ta Meclis’e “5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” verildi. Teklifin amacı , “tüm hayvanları kapsayacak şekilde hayvan hak ihlallerinin engellenmesi” olarak geçti. Aynı gün hak savunucularıyla TBMM’ de yapılan görüşmede cevap alınmayan konulardan biri de Hayvanat Bahçeleri oldu. Hayvanat Bahçeleri ’ne ilişkin cevap ise KOSGEB’in destekleyeceği yeni alanlarda karşımıza çıkıyor.   Konuya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulunan Hayvanlara Adalet Derneği’nden avukat Hülya Yalçın, 11 Mart görüşmesinde muğlakta kalan birçok soru olduğunu ve KOSGEB kararının siyasi samimiyetsizlik olduğunu dile getirdi.   ‘Karar siyasi samimiyetsizliktir’   11 Mart’ta hayvan hakları savunucularıyla yapılan görüşme ardından böyle bir karar alınmasını “siyasi samimiyetsizlik” olarak değerlendiren Hülya, “Cumhurbaşkanı kararıyla KOSGEB destekleri açıklandı ve biz çok şaşırdık. Bunun yanı sıra lüks tüketime giren kürk vergisi de sıfırlandı. Üstelik korkunç bir hak ihlali var orada. Bu kararla yıllardır yapılan çalışmalar ve 11 Mart görüşmesi çöpe gitti. KOSGEB teşvik primlerinde yeni açılacak hayvanat bahçelerinde destek ve yardım sözü veriliyor. Oysa yıllardır süren bütün görüşmelerde kaldırılması yönünde uzlaşma vardı” diye belirtti.   ‘Oyalama taktiği yürütüyorlar’   Kararın hayvan hakları ihlallerine yol açacağının altını çizen Hülya, “Hayvan hakları ihlalleri bu kadar artmış ve biz yasal ve sosyal olarak bunların durdurulmasının yollarını ararken devletin böyle bir şeye imza atması kabul edilemez. Toplanıp toplanıp görüşmeler yapıyoruz, ‘Sizi anladık, Avrupa’dan bile iyi yasa çıkartacağız diyorlar’ demek ki gaz alıyorlar ve yalan söylüyorlar. Yıllar önce binlerce kişi hayvan hakları için düzgün bir yasa çıksın diye Taksim’e dökülmüştü. O zamandan beri hep bir oyalama taktiği var” dedi.    ‘Yasal olması adil olduğu anlamına gelmez’   Hülya, KOSGEB desteklerinin bir an önce iptal edilmesi gerektiğini vurgulayarak,   “Hayvan istismarı içeren bu konuların destek ve prim içerisinden çıkartılmalarını bekliyoruz” ifadesini kullandı. Balıkçılık, atçılık, yarış atlarının hazırlanması”  maddesine de tepki gösteren Hülya şunları dile getirdi: “At yarışları devlet eliyle oynatılan hayvan hakkı ihlali içeren bir kumardır. Ama devlet bununla ilgili yasa yaptığı için yasaldır. Yasal olması adil olduğu, haklı olduğu anlamına gelmez. Devlet hak arayan herkesi suçlu durumuna düşürerek tanımlar yapmış, bu tanımların altını doldurmuş. Devletin hayvan hakları tutumunu samimi buluyoruz.”   ‘Doğal yaşam parkı demek eski bir tuzaktır’   “Doğal yaşam parkları” nın hayvanat bahçelerinin bir ürünü olduğuna işaret eden Hülya, “Adı hayvanat bahçesi olmayacak ama mekan değişecek, yine hayvanları oraya dolduracaklar. Sen hayvanları yaşadığı yerden alıp, tellerle çevirili bir yere bıraktığında buna doğal yaşam diyemezsin. Hayvanat bahçesi yerine doğal yaşam alanı demek çok eski bir tuzaktır. Doğal yaşam alanı, parkı dediler ama isminin bir önemi yok. Hayvanı bir yere hapsettiyseniz ve doğasına uygun yaşamıyorsa geniş olmasının önemi yok. Kafesleri büyütmek değil tamamen yok etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘Hayvanlar özgür olursa insanlar da özgür olur’   Toplumun yasaklara ve baskılara karşı tepkisiz bırakıldığına dikkat çeken Hülya, “Hapsolmaya kendini alıştıran bir toplumun hayvanların hapsedilmesine ses çıkarmasını da beklemiyoruz. Onun için bizim görevimiz de özgürlüğü insanlara hatırlatmak. Hayvan özgürlüğünü savunduğumuz da insanın özgürlüğünü de savunuyoruz. Kedisine, martısına dokundurtmayan bir toplum olsak kadına, çocuğa kimse dokunamaz. Fail üzerinden konuşmalıyız” dedi.   ‘Hayvan hakları mücadelesine herkes desek vermeli’   Hülya son olarak şöyle konuştu:  “Parça parça kaybedilen özgürlükler toplu esareti getirecektir. Hayvan haklarını savunmakta kendi özgürlüklerimizi savunmanın ilk ve en önemli adımıdır. Yanardağın fokurdayan bölümünde başlıyoruz mücadeleye bu yüzden herkes, hayvan hakları mücadelesine el vermeye davet ediyorum. Bunun sonrasında bütün toplum için adil bir yaşamı yaratmakta daha başarılı olabiliriz.”