Dayanışma ve yerel üretim: Kadın Emeği Çarşısı 2024-12-11 09:04:16   Pelşin Çetinkaya    AMED - Peyas Belediyesi'nin hayata geçirdiği Kadın Emeği Çarşısı, kadınların ekonomik ve sosyal alanda güçlenmelerine önemli bir katkı sunuyor. Bu çarşı, kadınların el emeği ile ürettiği doğal ürünleri satarak geçimlerini sağlamalarına olanak tanırken, aynı zamanda dayanışma kültürünü güçlendiren bir alan olarak dikkat çekiyor.   Peyas (Kayapınar) ilçesinde kadınların her alanda hayata kazandırılması amacıyla Kadın Emeği Çarşısı kuruldu. Bu çarşı ile kadınların mesleki eğitim çalışmaları hayata geçirilerek iş gücüne katılımları sağlanıyor. Çarşı, 42 büfe, çocuk ve kadın meslek atölyelerinden oluşurken, sadece kadın işletmecilerden oluşan büfelerde doğal ürünler, ev yemekleri, tekstil, züccaciye ve kafe olmak üzere yüzlerce ürün seçeneğiyle hizmet veriliyor. Yoğun ilginin duyulduğu çarşıda, çocuk atölyesinde müzik, jimnastik, dans, İngilizce, drama ve bilim kursları da ücretsiz olarak veriliyor. Kadın meslek atölyelerinde ise aşçılık, pastacılık, dikiş-nakış, el sanatları ve keçe kursları da yer alıyor.  Çarşının kendilerini geliştirdiklerini ifade eden kadınlar, kentte daha fazla bu tarz çarşıların ve projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.   ‘İlk esnada küçük küçük şeylerden başladım’    Çarşıda yaptığı gözleme ve evde yaptığı kurabiyeleri çarşıda satan Nezahat Tankut, “ilk esnada 8 yıl boyunca Wan’da yaşadım. Eşimin iş sebebiyle Ankara’ya göçtük ve 18 yıl boyunca da orada yaşadım. Doğu’ya dönmek hep hayalimdeydi. ‘Kendi memleketime gitmek, orada bir evim olsun’ tarzında bir hayalim vardı. Gelişmeler oldu ve önce Mardin’e daha sonra ise buraya geldik. Bir kadın olarak, kendim için, ayaklarımın üzerinde durabilmek için neler yapabilirim diye düşündüm. Açıkçası biraz da maddi sıkıntılar vardı. Düşünme aşamasında İnstagram üzerinden bir şey yapabilirim diye düşündüm. İlk esnada küçük küçük şeylerden başladım. İçli köfte, mantı gibi. İnsanlar zaman zaman yemek istiyordu. Yemek yapıyordum. Siparişleri büyük oğluma veriyordum o da evlere teslim ediyordu” ifadelerini kullandı.   ‘Büfede minik bir buzdolabı ile başladım’   Nezahat Tankut küçük adımlarla büfeye başladığını aktarırken, “Böyle küçük şeylerden başlarken ve devam ederken 4 sene önce böyle bir çarşının olduğunu ve çarşıda 42 büfe ve 42 de bayan esnaf olacak şeklinde duyduk. Bu tabi ki bana cazip geldi. Çünkü girişimciyim. Bunun üzerine ben de belediyeye gidip müracaat ettim. Burası kurayla verildikten sonra kendi büfemin sahibi oldum. Büfeme ilk esnada mini bir buzdolabı aldım. Daha sonra da bir çaycı aldım. Onlarla başladım. Başka da bir şeyim yoktu. Gün geçtikçe küçük küçük kazançlar yaptım. O kazançlarla da burayı yerleştirdim. İş yerimi büyütmek ve bir şeyler yapmak için buraya yatırdım. İlk esnada ürünlerimi evde yapıyordum. Çünkü su sorunumuz vardı. Burada su yoktu. Sorunu belediyeye ilettikten sonra sorun giderildi ve ürünlerimi artık burada yapmaya başladım. Burada gözleme yapmaya başladım. Bazen gerektiğinde yemek de yapıyordum. Limonatamı, reyhan şerbetini kendim yapıyorum. Buraya misafirlerimiz geldiği zaman güzel sunumlarla onları karşılıyoruz” sözlerine yer verdi.   Büfeye ilgi büyük    Müşterilerin gözleme için uzak yerlerden geldiğini ve genel olarak ürünlere büyük ilginin olduğunu dile getiren Nezahat Tankut, “İnsanlar dışarıdaki yiyeceklerden sıkılmış bir durumda. İçinde neler olduğunu bilmiyor bu yüzden doğal yiyecekleri daha çok tercih ediyor. Büfem insanların hoşuna gidiyor. Mesela gözleme açıyorum. İnsanlar yufka beklerken ben gözleme hamurumu elimle açıyorum. Hazır değil yani. Bu durum da onların hoşuna gidiyor. Gözleme için uzaktan gelen misafirlerim var. Ben de mutlu oluyorum bunları duyduğum zaman. Bunlar çok güzel duygular” dedi.   Çarşıda dayanışma içerisindeler     Nezahat Tankut, çarşıda dayanışmanın da olduğunu da belirterek, “Burada çok güzel bir ortamımız var. Örneğin sabah ben geldiğimde arkadaşlarımın burayı düzene kattığını, çayı demliyorlar. Burayı böyle gördüğüm zaman çok mutlu oluyorum. Ya da karşı büfedeki perdeci komşumuz gelene kadar penceresini açıyoruz, havalansın diye. Bir de bir şey olur diye büfelerimizi takip ediyoruz” diye belirtti.   ‘Kadınlar kendine güvenirse her şeyi yapabilir’   Kadınlar için mücadele ve cesaretin önemli olduğuna dikkat çeken Nezahat Tankut, “Büfeden önce normal bir ev hanımıydım. Zamanımı çocuklarımla geçiriyordum. O zamanlar çok fazla ayaklarımın üzerinde durduğumu düşünmüyordum. Buraya geldikten sonra artık kendi paramı kazanıyorum, akşam eve gittikten sonra çocuğuma da harçlık verebiliyorum, evime katkıda bulunabiliyorum. Yani özgürce paramı kullanabiliyorum. Çok fazla ekonomik sıkıntılar var. Bu yüzden herkesin çalışması gerekiyor bence. Aslında kimse güçsüz değildir. Kadınlar kendine güvenirse her şeyi yapabilirler” şeklinde konuştu.   Kadın Emeği Çarşısı'nda çalışan bir diğer kadın Zehra Demiralp da çarşıda 1 buçuk yıldır birçok ürünü örerek satıyor.   ‘Burada bana fırsat verdiler’    4 yıl önce kız kardeşinin aracılığıyla örgü işine başladığını ifade eden Zehra Demiralp, “Kardeşim hamileydi ve çok güzel bir çanta beğenmişti ve benden yapmamı istedi. Ben de denerim deyip başladım. Baktım elimden geliyor. Daha sonra kızı istedi ve ardından kızım istedi. Kızlar isteyince demek ki bende bu konuda bir cevher var deyip arkadaşa, dosta yapa yapa başladık. 1 buçuk yıldır büfedeyim. Bir arkadaş aracılığıyla buraya geldim. O da daha önce buradaydı. Bana buradan bahsetti, ben de merak edip geldim. Daha sonra belediye ve yönetimle görüştük. Ürünlerimi istediler. Ürünlerimi toplayıp götürdüm ve beğendiler. Ardından burada bana fırsat verdiler” sözlerine yer verdi.   ‘Örgü emek isteyen bir uğraş’   Zehra Demiralp, işinin çok emek isteyen bir uğraş olduğunu belirterek, “Mesela 40 cm’lik bir bebek 10-11 günümü alıyor. Ördüğüm ipler koton ipler ve çok ince ve sık işlenmesi gereken ipler. Burada sadece bebek değil; çanta, atkı, bere, çocuk kıyafetleri yani her türlü şeyi yapabiliyorum. Yeter ki önümü konulsun. Ayrıca bu iş için önceden bir eğitim almadım. Yapıp bozarak öğrendim” dedi.   Büyük bir azim ile hedefine ulaştı    Büyük çaba ile şu an ki noktaya geldiğine dikkat çeken Zehra Demiralp, “İlk başlarda çalışmak istiyordum. Eşimden dolayı biraz sıkıntılar yaşadım. Çalışmamı istemiyordu. Bir şey istiyorsanız peşinden gitmeniz lazım. Asla bu noktaya gelebileceğimi düşünmüyordum. Özellikle burada büfe alabileceğimi düşünmüyordum. Sürekli git-gel yapa yapa, ürünlerimi tanıta tanıta sonunda istediğim oldu. Bir yerlere gelebildiğimi düşünüyorum. Bir şey istiyorsanız asla vazgeçmeyin. Çünkü ben sürekli ‘istediğiniz zaman başarabiliyorsunuz. Önemli olan ümidinizi kaybetmemek, vazgeçmemek’ diyorum. Benim çok zorlandığım zamanlar da oldu. ‘Artık ben bunu yapmayacağım, boşa uğraşıyorum’ dediğim zamanlar oldu ama sabah kalktığım zaman ‘Bir yerden döner, yapabilirsin’ deyip devam ettim. İlk zamanlarda dijital medya hesapları üzerinden paylaşım yaptım. Arkadaşlarıma da götürdüm tanıtım amaçlı. Yavaş yavaş istediklerime gidebiliyorum” ifadelerini kullandı.   ‘İnsanlar yaptığım işi öğrenmek istiyor’    Zehra Demiralp, ürünlerine büyük ilginin duyulduğunu kaydederken, “Noel baba ve anne çok beğeniliyor. Onu çok isteyenler oldu. Hatta 4-5 bin vermek isteyenler bile oldu ama onlar ilk bebekler olduğu için satamıyorum. İnsanlar bana bu işleri nasıl yaptığımı soruyor, öğrenmek istiyor. Eğer bir sorun olmazsa ders de vermeyi düşünüyorum” sözlerini kullandı.