Ev emekçileri haklarının tanınmasını istiyor 2025-07-08 09:02:33   MERSİN - Ev içi emeğin görünmesi gerektiğini vurgulayan  kadınlar, bunun için imkanların genişletilmesini ve ev emekçisi kadınlara emeklilik hakkının tanınmasını istiyor.    Toplumda artan şiddet vakalarının bir nedeni olarak görülen ekonomik kriz, etkilerini evlerin içine daha fazla yansıtıyor. Özellikle ev dışında istihdam edilmeyen kadınlar, ev içindeki emeklerinin görünmesini talep ediyor. Ev içinde birçok sorunla yüz yüze kalan kadınlar, ekonomik krizin yükünü en fazla omuzlayan kesim oluyor. ‘Ev kadını’ olarak değil, ‘ev emekçisi’ olarak tanınmak isteyen kadınlar, emeklilik hakkı için en azından sigorta güvencesi talep ediyor.   Akdeniz ilçesinin Yeni Pazar Mahallesi'nde yaşayan kadınlar, ekonomik krizin çok boyutlu olarak ev içinde çocuklara ve kendilerine yansıması hakkında konuştu.   ‘Ekonomik krizin bize verdiği zararlar çok büyük’   “Ev kadını” değil, ‘ev işçisi’ olarak tanımlanmaları gerektiğini söyleyen Çiğdem Önder, “Adımız ev hanımı, en çok çalışan, emek veren ama hiçbir geliri olmayan insanlarız. O kadar iş yapıyorsun; temizliktir, yemektir, çocuklardır, hatta yeri geliyor evde öğretmenlik görevini bile alıyorsun. Ama gel görelim cebine ekstra bir şey girmiyor, eşinin maaşına tabisin. Bu da seni bütün sosyal hayatından alıkoyuyor. Ekonomik krizin bize verdiği zararlar çok büyük. Tek maaşla dört çocuk büyütmeye çalışıyorum. Eğitime hiçbir destek sağlayamıyorum. Yeri geliyor bir kaynak kitabı bile almakta güçlük çekiyorum. Psikolojik olarak bizi çok yıpratıyor, sosyalleşemiyorsun. Kendine ait hiçbir hayatın kalmıyor. Kadınlara ekstra destek sağlanmasını istiyorum” diye belirtiyor.    Ekonomik kriz eğitim hayatını etkiliyor   Ekonomik krizin her alana etki ettiğini dile getiren Çiğdem Önder, şu ifadeleri kullanıyor: “Her alanda kriz yaşıyoruz zaten. Ama eğitim hayatını etkilemesi bizi en çok üzen. Çocukların kendini geliştirmesini ve faydalı bireyler olmasını istiyorum. Bunu yaparken de krizden etkileniyoruz, eğitim hayatını etkiliyor. Hiçbir şekilde ek ders aldıramıyoruz, etüte gidemiyorlar, kendilerini geliştirebilecek alanlara yazdıramıyoruz. Evde yapabildiğimiz kadarıyla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Hem çocuk hakları hem kadın hakları daha ön planda olsun istiyoruz.”   Sorunların temeli ekonomik krizde   Çiğdem Önder, ekonomik krizin çocukları nasıl etkilediğini ise şöyle anlatıyor: “Çocuklarımız ne olacak diye uykularımız kaçıyor, kimisi intiharın eşiğine geliyor, intihar edenler de oluyor. Çocuk yaşta çalışmak zorunda kalıyorlar, bizim çocuklarımız çalışmak zorunda kalmasın, okumak zorunda kalsın istiyoruz. Çocuklar küçük yaşta sorumluluk aldığı için çocukluğunu yaşayamıyor. Bu çocuklar kullanılıyor sokaklarda, çocuklar paraya muhtaç kaldığı zaman kullanılır. Eğitime yönelse, yarını düşünmeden eğitilse belki bu kadar çok kötülüğe bulaşmayacak. Bütün temel sorunun ekonomik krizden oluştuğunu düşünüyorum açıkçası.”   ‘Eğitim için olanaklar sağlansın’   Krizden dolayı önceliklerinin olduğunu, şimdi ise sosyalleşmeye vakit de bütçe de ayıramadığını söyleyen Çiğdem Önder, “Çocuklarımı alıp gideyim, beraber bir yemek yiyeyim, gezelim dediğimiz zaman ona harcayacağımıza elektrik, su faturamı ödeyeyim diyorsun. Bu şekilde kendini her şeyden kısmak zorunda kalıyorsun. Bunu biz tercih etmedik, elimizden gelen bir şey yok, bizim sesimiz duyulsun istiyoruz. İmkânlar genişletilsin istiyoruz. Olanaklar sağlansın, ücretsiz dershaneler olsun eğitim için, anneler için ekstra bir sigorta olsun, emeklilik hakkı tanınsın ev kadınlarına. Psikolojik destek görme seviyesine geldik gerçekten” diye kaydediyor.    ‘12 yıldır çalışıyorum, hâlâ sigorta girişim yok’   Ev içi emeği görünmeyen kadınların yanı sıra, güvencesiz çalışan kadınlar da aynı krizden etkileniyor. Aylık olarak 20 bin maaşa çalıştığını söyleyen Fatime Ünal, bu maaşın çoğunun elektrik ve su faturasına gittiğini ifade ediyor. Fatime Ünal, “Ekonomi çok sıkıntılı, kızımı zaten ekonomik nedenlerle okutamadım. 12 senedir çalışıyorum ama hâlâ sigorta girişim bile yok. Hâlâ hiçbir güvencem yok. Geçim o kadar zor ki markete gidip geliyorsun, 2 milyarın gidiyor. Tüpümü dolduramıyorum, o kadar kısıtlı kullanıyorum hemen bitmesin diye. Artık faturalara yetişemiyorum. Su faturası 600 TL geliyor. Bir an önce bu krizin çözülmesini istiyorum. Gençlerimiz elimizden gitti kriz yüzünden. Ya ölüme terk ediliyorlar ya da pis işlere, özellikle maddeye bulaşıyorlar. İki kişi gözümüzün önünde kayboldu gitti ekonomi yüzünden” diye belirtiyor.