Wan’da ‘Kadın ve Ekonomi’ çalıştayı yoğun ilgiyle başladı

  • 14:30 13 Temmuz 2024
  • Emek/Ekonomi
 
WAN - Wan’da Evin Kadın Kooperatifi tarafından düzenlenen “Kadın ve Ekonomi” konulu iki günlük çalıştayın ilk günü siyasi parti temsilcileri, ekonomistler, yazarlar, araştırmacılar ve belediye eş başkanlarının yoğun ilgisiyle başladı.
 
Wan’da Evin Kadın Kooperatifi tarafından 2 günlük “Kadın ve Ekonomi” çalıştayı düzenlendi. Van Barosu Cumhur Keskin Konferans Salonu'nda düzenlenen çalıştay öncesi, salonda “Kadın demokratik komünal ekonomiyi ve yoksulluğu konuşuyor” yazılı Kürtçe ve Türkçe pankartlar asıldı. Çalıştaya Tevgera Jinên Azad (TJA), STAR Kadın Derneği, Wan Girişimci İş Kadınları, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Wan Temsilciliği, Jineoloji Akademisi üyeleri, Wan Barosu’na bağlı kadın avukatlar, kentte esnaflık yapan kadınlar, kentte bulunan mali müşavir kadınlar, sağlık temsilcileri, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, DEM Parti Mûş Belediye Eşbaşkanı Tuba Sayılğan, mali müşavirler, Peyas Belediye Eşbaşkanı, Bêgirî (Muradiye)  Belediye Eşbaşkanı, Mêrdîn Büyükşehir Belediyesi’nden kadınlar ve CHP’li kadınların yanı sıra birçok kadın katıldı. 
 
Çalıştaya Evin Kooperatifi üyesi Yıldız Çetin moderatör olarak katılırken, konuşmacılar arasında DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Akademisyen Yazar Selma Değirmenci, DEM Parti Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, Amed Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zerrin Türk, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Meclis Başkanı Nevin İl, Evin Kadın Kooperatifi Başkanı Neriman Çelik, İsmail Beşikçi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Gülten Madenli yer aldı.
 
Katılımcılar selamlandı
 
Evin Kadın Kooperatifi üyesi Yıldız Çetin açılış konuşmasında katılımcılara teşekkür ederek, konukları ve katılımcıları tek tek tanıttı. Ekonomik krizin hat safhada olduğu günümüzde ekonomiden en fazla etkilenen kesimin kadınlar olduğunu belirten Yıldız, “Bizim için tüm kadınların görüşleri çok önemli. Bundan dolayı tüm arkadaşlarımızın şimdiden emeğine sağlık” dedi.
 
‘Xwasor, Evin Kooperatifi olarak çalışmalarını sürdürüyor’
 
Ardından açılış konuşmasını Evin Kooperatifi Başkanı Neriman Çelik yaptı. Çelik, iki günlük çalıştayda komünal ekonomiyi kadın gözüyle değerlendirmek üzere burada olduklarını ifade etti. Kadınların ekonomideki yerini ve komünal kooperatifçilik adına neler yapacaklarını konuşacaklarını belirten Neriman, “Gürpınar ilçesinde Xwasor Kadın Kooperatifi’ni kurduk. Sebze yetiştiriciliği, turşu üretimi, el emeği ve kente dair lezzetlere ilişkin çalışmalar yürütüldü. Temizlik ürünleri ve hijyen ürünleri yapıldı. Xwasor Kadın Kooperatifi yerine Evin Kadın Kooperatifi olarak sürdürüyor. 15 kadın ile çıktığımız yolda şu an hali hazırda bir üretim dükkanımız var. Burada yöresel kıyafetler ve kıyafetlerin markalaştırılarak kültürel mirasımızı geleceğe taşımanın yanı sıra profesyonel eleman da yetiştirmekteyiz. Kooperatifte bulunan arkadaşlarımız aktif olarak çalışıyor. Mezopotamya coğrafyasında kına ve düğünlerde giyilen kıyafetler üretilmektedir. 
 
Geleneksel kıyafetlerimizin yanı sıra kıras fistan, şal u şepik üretmekteyiz. Sadece tekstil değil, geniş bir üretim yelpazesine yer vermeyi planlıyoruz. Her bir çalışma arkadaşımız çok zor bir süreçten geçti. Onların yerine bizler bu mirasa sahip çıkıp geleceğe taşıyacağız. Kooperatifte sadece üretken değil, eğitici öğretici de olmayı hedefliyoruz. Yerel üretimi canlandırmanın yanı sıra kültürel ve folklorik dokusuna uygun ürünler ortaya koymaya çalışıyoruz. Kooperatif öncülüğünde yürütülen bu çalışmalar aynı zamanda kadınların ekonomik sorunlarını da gidermeyi planlıyoruz. Kadınlar başkalarına muhtaç kalmaksızın kendi ayakları üzerinde durmayı ve daha da büyümeyi hedefliyoruz. Tüm konuklarımızın bu çerçevede yapacakları önerilere açığız. Kadının ekonomisinin sadece istatistiki veriler olmadığını aynı zamanda ekonominin öncülüğünü yapacak güçte olduğumuzun farkındayız. Kadının ekonomisinin geliştirilmesi ve pozitif katkılarını birlikte konuşacağız” dedi.
 
Açılış konuşmasının ardından Xwasor Kadın Kooperatifi dönemi ve Evin Kadın Kooperatifi’nde, “Kadın ve Ekonomi” ilişkisinin tarihçesinin yer aldığı slayt gösterimi yapıldı.
 
‘Kadın toplumsal düzeni sağlayandır’
 
Ardından konuşan Amed Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Zerrin Türk, tarihsel olarak kadının ekonomideki yeri ve kayyım sürecini değerlendirdi. Zerrin, “Uzun bir süreden sonra ekonomi başlığı altında şu an buradayız. Bu çok önemli bir buluşma. Daha önce de Wan’da çalıştaylar yapmıştık. Kaybettiğimizi kaybettiğimiz yerde aramak gibi bir çalışmamız var. Bizler hâkimiyetimizi nerede kaybettik? Bunun üzerine konuşmak istiyorum. Ekonomi nedir, kadınlar ile ilişkisi nedir? Antik çağdan bu yana gelen aile yasası anlamına geliyor. Ev dediğimiz mekân kadına dair şeylerden söz ediyoruz. Toplumsal düzeni sağlayan bir varlık olarak ele alıyoruz. Ekonomi, bu tüm sorunların biraz daha temellerini oluşturuyor. Doğal toplumu referans alıyoruz. Kadının doğayla direkt organik bağı, ekonomik anlamda ilk tohumu eken varlık olarak ele alıyoruz” dedi.
 
Tarihsel olarak kadının ekonomideki yeri neydi?
 
Kadına yönelik klasik yaklaşıma dair Zerrin şu sözleri kullandı: “Kadının ekonomisinin demokratik, ekolojik ve kolektif bir yaşama esas alarak başlıyor. İş bölümü de bugünkü cinsiyet rolleri üzerinden değil birlikte ahlaki bir yaşamın temellerini nasıl kurduklarından bahsediyoruz. Tüm dağıtım mekanlarının kadının elinde olduğu süreçlerdir bu süreçler. Kadınların ihtiyaç doğrultusunda ürettikleri bir süreçten söz ediyoruz. İktidarın kadını ekonominin dışına itmesiyle birlikte başlıyor ekonomik sorun. Daha sonraki süreçlerde kadının eve kapatıldığı ve ekonomideki rolünün çalındığı süreçlerden konuşuyoruz. Kadının yarattığı tüm değerleri gasp etmesi ve özel mülkiyet ile sınırların ortaya çıkması ile kadının cadılaştırılması ve meta olarak ele alınması üzerine kadının tüm statüsü elinden alınıyor. 19. yüzyılda kadının ucuz iş gücü olarak ele alındığı bir süreçten söz ediyor. İngiltere’den başlayan ve tüm dünyaya yayılan kadınların fabrikalarda sömürüldüğü bir süreç başlıyor.
 
‘Kadınlar mülk ve meta değil’
 
Kadınlar evde, iş yerinde, tarlada çalışsa da bunlara yönelik bir talan süreci başladı. Bu süreç ekonomi, ekoloji, doğaya yönelik başladı. Sömürgenin sömürgesi olarak yaşadığımız bir süreçtir. Neo-liberal politikalar ile birlikte bireysel olarak ele alındığımız bir süreç içindeyiz. Burada kolektif komünal bir ekonomiyi nasıl ortaya koyabiliriz? Buradan ele almalıyız. Sadece girişimcilerin değerlendirildiği bir ekonomide toplumun diğer kesimlerinde bulunan kadınları nasıl katabiliriz, bunu konuşacağız. Kaynaklar kıt değil ve tüketim sınırsız değil. Kadınların artık bir mülk ve meta olmadığı, kadının üretimde başrol olduğu bir süreci nasıl yeniden canlandırabilir ve özneleştirebiliriz?”
 
‘Kadınlar kayıt dışı çalıştırılıyor’
 
Kadının verdiği mücadeleden söz eden Zerrin, “Tüm bunlar tabi büyük mücadeleler sonucu elde edilmiş kazanımlardır. Ekonomide kadınlar nerde olacak? Günümüzde kadınlar kayıt dışı çalıştırılan bir süreçle karşı karşıya. Tüm bunlara karşı yapacağımız projeler ile kadın kooperatiflerine ilişkin neler ortaya koyabiliriz? Daha önce Doğubayazıt, Bağlar ilçelerinde hayata geçirilmiş bu kooperatiflerle sadece ekonomi değil kadınları nasıl sosyal ve kültürel yaşama da dahil edebiliriz, bunları konuşacağız. Kadınlar ekonominin doğal bir yöneticisi ve sadece gelir elde etmek için değil, yaşamı inşası içinde önemli bir boyutunu ifade ediyor” sözlerini kullandı.
 
‘Belediyeler kadın kooperatiflerine mekân ve lojistik destek sunmalı’
 
Yerel yönetimlerin kadın kooperatiflerine yer açarak destek verdiğini de hatırlatan Zerrin, “Belediyeler bünyesinde fermuar sistemi ile kadınlar çalışmaların tüm alanlarında yer etmeye çalıştı. Kooperatiflerde ciddi bir çalışma yürütüldü. Ancak 2015 yılından itibaren ülkenin yeni bir sürece girmesiyle birlikte kadın kooperatiflerinin de ürünlerine el konularak çalışmaları durduruldu. Van’da kadın kooperatifinin hem yerine hem eşyalarına el konuldu. Kadın alanlarına yönelik ideolojik ve politik bir müdahale söz konusuydu. Kayyım ile 8 yılı biz gasp olarak ele alıyoruz. Kapitalist sistem nasıl ki tüm emeğimize el koymuşsa, kayyım sistemi de çalışmalarımız üzerine ciddi bir gasp söz konusu. Yeniden yönetimleri ele almamızla birlikte çalışmalarımıza dair yerel yönelimler, ekonomistler, esnaflar ile ortak bir akıl ile çalışma yürütmeye yönelik çalışmalarımız olacak. Yerel yönetimlerin kadınlara pazar alanı açması gerekir. Mahalle ve üretim evleri kurmak gerekir. Kadın kooperatiflerinin en fazla sorun yaşadığı mekân ve lojistik malzemede sorun yaşıyorlar. Buna dönük yerel yönetimlerin katkıları olmalı. Geldiğimizden beri 8 yıllık bir tahribat var. Çok güçlü bir çalışma yürütmek gerekir. Kadınların alanları çok bilinçli olarak sıkıştırılmış ve kapatılmış durumda. Bunları yeniden hayata geçirmek için çalışma yürütmek gerekir” ifadelerini kullandı.
 
‘Kadınların emekleri gasp edilmiş durumda’
 
Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal da, “Bizler en çok ekonomik krizi, yoksulluğu, kadın yoksulluğunun her geçen gün derinleştiğini konuştuğumuzda tam da bu sorunun derinliğine denk gelen bir günde yeniden kadın ekonomisini güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi konuşuyoruz. Bu anlamda çok kıymetli buluyoruz bu çalışmayı. İlk toplumsal sorunun giderek kök saldığı en temel alan aslında kadının ekonomiden kopartıldığı, kadın ekonomisinin gasp edilmeye çalışıldığı alandır. Bin yıllardır ataerkil sistem özellikle de giderek kendini kurumsallaştıran iktidar ve sistemin en çok kadın emeği üzerinden kendini var ettiği gerçeğini her defasında ifade etmek gerekiyor. Özgür yaşamların, eşit yaşamların, demokratik yaşamların yani kısaca kadınlar için yaşanabilir yaşamın tam da kadının emeğinin söndürüldüğü, gasp edildiği süreçlerde başladığını biliyoruz” sözlerine yer verdi. 
 
‘Mücadelemiz ekonomiyi güçlendirme mücadelesidir’
 
Neslihan devamında şu şekilde konuştu: “Ekonomiyi ev yasası olarak tanımlıyoruz, toplumsal yaşamın yasası olarak tanımlıyoruz ve bu yasanın da kadın öncülüğünde gerçekleştiğini biliyoruz. Bu yasa gasp edildiğinde, yok sayıldığında ekonomi, kadın eliyle geliştirilen özgür ortamlardan uzaklaştığını, tamamen erkekler için kurgulanan alanlara itilip karmaşıklaştırılıp bu gün "Kadın ekonomiden anlamıyor" dedikleri bir sürece getirildi. O kadar karmaşık kavramlara sıkıştırıldı ki bu gün bizler biliyoruz ki ekonomi politiğimiz böyle ele alındı. Sermaye, piyasa, serbest ekonomi, liberal ekonomi gibi sürü kavrama sıkıştırıldı. Ama özgürlüğün ekonomisi, kadının ekonomi politiği o kadar karmaşıklaştırıldı ki bu gün derinleşen bir kadın yoksulluğu var. Biz de yeniden tam da bu derinleştirilmiş kadın yoksulluğun aslında toplumda yarattığı tahribatlardan bahsederken bugün yeniden bu ekonomiyi nasıl özgürleştirebileceğimizin de mücadelesini veriyoruz. Elbette ki her alan bizim için yeniden ev yasasını hayata geçirme, yeniden toplumları özgürleştirebilmenin yasasının mücadelesini aynı zamanda veriyoruz. Bizim mücadelemiz aynı zamanda ekonomiyi güçlendirmenin mücadelesidir.”
 
Zilan Katliamı yıldönümü anıldı
 
TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyesi DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “İlk kez bu kadar geniş bir yelpazeyi bir arada görmek beni çok mutlu etti. Bakış açımız erkeklerden çok farklı. Plan bütçe komisyonundan iki kadın var. Ekonomi eşittir erkek, ekonomi eşittir devlet aklı. Dilim döndükçe kendi alternatiflerimizi konuşuyoruz. Aktarıma geçmeden önce Zilan’da bir katliam gerçekleşti ve yıl dönümü bugün. Yaklaşık 44 köyde genç yaşlı, kadın çocuk demeden binlerce kişi katledildi. Şu ana kadar görmediğimiz fotoğraflar paylaşıldı. O günde bu günde devlet aklı değişmediğini askerlerin paylaştığı fotoğraflarla görüyoruz” dedi. 
 
‘Bütçe sermayedara aktarılıyor’
 
Savaş ve bütçe üzerine değerlendirmelerde bulunan Gülcan, “Ben de 2017 ihraç edilen bir eğitim emekçisiyim. Bütçe, iktidarın sınıflara göre yaklaşımını ortaya koyduğu pratiktir. Bütçeler toplumsal bir meseledir. Bütçe hakkı tüm toplumu oluşturan tüm kesimlerle bir araya gelmemiz gerekiyor. AKP MHP faşist iktidarın ortaya koyduğu bütçe tamamen milliyetçi, militaristtir. Kapalı kapılar arkasında hazırlanan bir bütçedir. AKP ve MHP’nin oluşturduğu bütçe tamamen sermayenin, savaşın bütçesidir. Bu bütçe AKP MHP üyeleri fazla olduğu için geçirdiler. Bütçe tamamen sermayenin çıkarları doğrultusunda hazırlandı. AKP’nin 22 yılda hazırladığı ekonomi tamamen savaş ve yoksulluk bütçesidir. Ülkede her gün yoksulluk derinleşerek büyüyor. Tamamıyla siyasi iktidarın bünyesinde hareket eden TÜİK kurumu çelişen verilerle tamamen tek adam aklıyla hareket ediyor. İktidar halktan alıp sermayedarın cebine koyuyor. Türkiye’de sadece 2024 bütçesine baktığımızda savaş bütçesine baktığımızda 40 bin dolar” sözlerini kullandı.
 
‘Bütçenin tamamı Kürtlere yönelik savaşta kullanılıyor’
 
Gülcan sözlerine şunları ekledi: “Hem içeride hem de Türkiye sınırları içerisinde Kürtlere karşı sürdürülen savaştır. Kürtleri yok ederek, asimile ederek varlığını sürdürmeyi amaçlıyor. 2000’den bu yana Kürtleri ve doğasını katletmek için 800 bin dolar harcandı. Güvenlikçi ve savunmacı politikaları 2024 yılında da damgasını vurdu. Türkiye ve Ortadoğu’da yaptıkları genel yanlışlar devam ediyor. Faturası emekçiye, kadına, işçiye kesildi. Onlar sermayelerine sermaye katmaya devam ettiler.” 
 
‘Kadın tutsaklara bütçe ayrılmalı’
 
Kayyım politikalarıyla birlikte sığınma evlerinin kapatıldığını hatırlatan Gülcan, “Yeniden alınan yerel yönetimlerle birlikte sığınma evleri sayısı arttırılmalı, göçmen, mülteci ve Kürt kadınların sağlık sorunları giderilmesi için bütçe ayrılması gerekir. Yaşamın her boyutuyla dışarda maruz kaldığımız ihlallerin yanı sıra cezaevlerinde çocuklarıyla birlikte kalan kadın tutsaklara yönelik bütçe ayrılması gerekir. Cezaevinde çocuk bezi, mama, süt sağlanması için bütçe ayrılması gerekir. Kadınların iş aramada cinsiyetlerine ilişkin yapılan ayrımcılığın önüne geçilmeli” dedi. 
 
‘Savaşa karşı barışa bütçe ayrılmalı’
 
Gülcan, alternatiflerine ilişkin ise şunları dile getirdi: “Emekçi halkın bütçesi, tarlasını ekemeyen çiftçinin, kadınların, çocuklara, ötekileştirilen toplumun tüm kesimlerine yönelik savaşa karşı barışa yönelik bütçe alternatifi oluşturulmalı. Ülkede yaşayan tüm kimliklerin, cinslerin yönelik ana dilli çok dilli bütçe alternatifimiz var. Yine güncel olarak öğretmen kıyım yasasını hayata geçiriyor. OHAL’i bir nimet olarak gören iktidar faturasını işçi emekçiye kesti. Tekçi, cinsiyetçi, militarist bir eğitim sistemiyle bugüne kadar en fazla değiştirilen bakan eğitim bakanıdır. Tekçi milliyetçi politikaları iyice sağlamlaştırmak için tüm adımlarını ona göre atıyorlar.”
 
‘Yapılan hizmetler kadınlar düşünülerek yapılmalı’
 
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair bütçeleme konusunu anlatan Araştırmacı Yazar Selma Değirmenci de, “Daha güçlü ve söz sahibi olmamız için güçlenmemiz gerekiyor. Bütçe, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldıracak şekilde düzenlenmeli. Toplumsal Cinsiyet Bütçelemesi olarak ele aldığımız konunun tarihsel boyutuna baktığımızda 1984 Avustralya’da ilk kez kadınların bütçeye dahiliyeti konuşuluyor. Daha sonra birçok ülkede peyderpey konuşulmaya başlanıyor. Bütçe rakamlarının okumamız ve anlamamız için elden gelen yapılmış. Ancak bu dahi kadınların ne kadar bütçe dışına atılmaya çalışıldığını görmek zor değil. Kamu kaynakları aktarımı yapıldığında nerelere aktarıldığını görmek çok önemli. Bu hizmetlere bakıldığında kadına yönelik bir çalışma olup olmadığını görmek mümkün. Alt yapı çalışmasının dahi kentin hangi sokaklarında, hangi caddelerinde yapıldığını görmek dahi cinsiyet eşitsizliğini ortaya koyar. Sosyal bir tesis yapıldığında kadınlar gelmiyorsa neden gelmiyor bu koşullar iyi ayarlanmalı. Sosyal tesislerde kadınlar başladığında sonraki zamanlarda devam edip etmediğini, etmiyorsa neden etmediği iyi gözlemlenmeli” şeklinde konuştu.
 
Çalıştaya öğle arası verildi. 
 
Aranın ardından çalıştay devam edecek.