Çevre aktivistleri: Mücadele etmekten başka seçenek yok 2025-02-21 17:52:10   İZMİR - Çevre aktivistleri Kazdağıları’ndaki ağaç kıyımına protesto ederek, “Doğa için, yaşam için mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok” dedi.   Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) ve Kazdağları Ekoloji Platformu, Kazdağları’nda devam eden ağaç katliamına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamada, “Vahşi madenciliğe hayır” ve “Altına hayır yaşama evet” pankartları açılırken, “Her ağacı tek tek savunacağız”, “Altında ölüm var” ve “Kazdağlar’ı madencilerin değil sincapların” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık, “Doğa yaşam özgürlük” ve “Altın takma suça ortak olma sloganları atıldı. Çok sayıda çevre ve yaşam hakkı savunucusunun katıldığı açıklamada, Ritim Orman müzik grubu müzik dinletisi gerçekleştirdi. Basın metnini kitle adına EGEÇEP Eşsözcüsü Baha Okar okudu.   ‘Kamu yararı yoktur’   Kaz Dağları’nda Hacıbekirler ve Yanıklar köylerinde yaşayanlar ve Çanakkale'de çevre örgütlerinin ağaç kıyımına karşı yürüttükleri mücadeleye değinen Baha Okar, bilirkişinin “Kamu yararı yoktur” raporuna ve Çanakkale İdare Mahkemesi’nin işletme iznine yürütmeyi durdurma kararına rağmen maden işletmesinin ağaç kıyımına devam ettiğini dile getirdi. Baha Okar, “Oysa bu maden projesinde ÇED kararı bulunmayan alanlara, mülkiyet izinleri alınmamış ve çalışma ruhsatı alınmamış alanlara işletme izni verilmiş durumdadır. ÇED alanı içinde kalan özel mülkiyete konu tarlaların kamulaştırma işlemleri daha tamamlanmamıştır. Köylülerin açtığı karşı davalar devam etmektedir. Maden ruhsatı içinde bulunan şantiye alanı için işletme izni bile bulunmamaktadır. Ama Maden Kanununu ve mahkeme kararını hiçe sayarak, yangından mal kaçırır gibi devam ettirdikleri orman kıyımı sonucunda bir milyonun üzerinde ağaç kesildi” dedi.   ‘Yaşam için mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok’   Kesilen ağaçlarla aynı zamanda bütün bölgenin ekosisteminin de zarar gördüğünü vurgulayan Baha Okar, Danıştay’ın maden projesine onay verdiğini söyleyerek, bu kararın Kazdağları için “idam fermanı” olduğunu ifade etti. Baha Okar, “Şirketlerin ve sermayenin lehine bu kararı protesto ediyor, hukuk mücadelesinin bitmediğini buradan ilan ediyoruz. Ülkemizin her yanı bir maden ruhsat alanı. 1 milyon 697 bin hektarlık Kazdağları’nın yüzde 79’u, yani 1 milyon 294 bin hektarı maden ruhsat alanı olarak tanımlanmış durumda. Çanakkale’den Balıkesir’e Uşak’a İzmir’e Efemçukuru’na uzanan bölge altın ve diğer metal madencilerinin hizmetine sunulmuş. Şirketleri daha zengin etmek dışında ülke ekonomisine hiçbir gerçek katkısı olmayan bu madencilik faaliyetlerine karşı daha büyük bir mücadele vermemiz, sermayeyi zenginleştirmek uğruna gerçekleşen doğa talanına karşı daha duyarlı olmamız gerekiyor” diye belirtti.   Altın Şirketlerinin çevreye verdiği zararları sıralayan Baha Okar, maden şirketlerinin çalışmalarına son vermemesi halinde iklim krizinin daha üst boyuta ulaşacağını sözlerine ekleyerek, “Bu yüzden doğa için, yaşam için mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok” diye konuştu.   Açıklamanın ardından İzmir Mimarlar Odası binasında Begüm Ormancı ve Helin Sinan’ın ağaç kıyımına dikkat çekmek için hazırladığı “Gözden Çıkarılmış Topraklar – Kazdağları Direnişi” fotoğraf sergisi gerçekleştirdi.