Abdullah Öcalan’dan Jineolojî’ye mektup: ‘Umut ilkesini’ geliştirdim 2025-06-09 08:50:27        HABER MERKEZİ – Jineolojî’ye bir mektup gönderen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, İmralı Adası’na ilk getirildiğinde sarf ettiği “Kadın çalışmam yarım kalmış bir projedir” sözlerini hatırlatarak, bu çalışmayı tamamladığını ve artık geriye sadece hayata geçirmek kaldığını belirtti. Abdullah Öcalan, kadınlar için “umut ilkesini” geliştirdiğini de vurguladı.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 30 Mayıs’ta jineolojî’ye mektup gönderdi. Abdullah Öcalan ayrıca, Jinolojî’ye hediye olarak havalandırmasında yetilen çiçeği de mektubuyla beraber gönderdi.    Abdullah Öcalan’ın mektubu şöyle:   “Çocukluğumdan beri kadınların en iyi arkadaşı, en iyi yoldaşları olmak için çabaladım. Annemle olan ilişkim de bile özgür kadın arayışım görülebilir. Çocukluk hayallerime bağlı kalarak yaşadım ve kadın özgürlük mücadelesini ortaya çıkarttım. İlk İmralı adasına getirildiğimde ; ‘kadın çalışmam yarım kalan bir projedir.’ demiştim. Bu çalışmam artık tamamlanmıştır ve geriye bunu gerçekleştirmek kalıyor. Kadın özgürlük mücadelesi çok önemli bir miras yarattı. Bu miras bugüne kadar binlerce şehit vererek geldi ve önemli bir değer oluşturdu. Bilinmesi gerekir ki, ben hep kadınların yaşaması ve yaşatılmasını istedim ve onların her kaybı bana hep acı verdi. Benim için ‘tanrıçanın oğlu’ dediler. Ben de hep kadınlara layık bir oğul olmak istedim. Temel mücadele ilkemi bu belirledi. Kadınlar için ‘umut ilkesini’ geliştirdim. Her kadın özgürleşmeli dedim. Ben de kendimi bir erkek olarak özgürlük ölçüsünde şekillenen etik ve estetik ölçülerle terbiye ettim. Sosyalizmin temel ilkesi kadın özgürlüğüdür dedim. Bir erkeğin sosyalist olma ölçüsü de kadınla doğru yaşamasını bilmesidir. Bu sosyalizmin temel ilkesidir. Tarih boyunca yaşanan sosyalist deneyimlerde bu ilke hep eksik kaldı. Marks’tan Stalin’e, Mao’dan Lenin’e kadar tüm öncü liderlerin kadınlarla ilişkisi iyi incelenirse bu hakikat daha iyi kavranacaktır.   Kadının özgür yaşayabilmesi için yaşıyorum   Yarım kalan projem jineoloji ile de yol aldı. Ben bu kuram ve kavram ile kadın sorununu doğru tanımlamak istedim. Budha’nın dediği gibi; ‘toplumun sırtındaki hançeri çıkarmadan hiçbir şey yapamazsın.’ Evet toplumun bir çok sorunu var ama sırttaki hançer kadın köleliğidir ve bu hançeri çıkarmadan hiçbir sorunu çözemezsin. Jineoloji bu amaçta önemli bir yol aldı. Değerli bir emek harcandı. Şimdi bu emeğin yeni süreçle beraber daha da anlam kazanması gerekir. Kadın varlığının doğru tanımlanması ve kadın kimliği, varlığı özdeşlik yöntemi ile ele alınmalıdır. Simon diyor ya; ‘kadın doğulmaz kadın olunur.’ İnşa edilen kadın kimliğinin cinsiyetçi öğelerden arındırılması gerekir. Kadınlar bunun için yoğunlaşmalı. Tıpkı V.Woolf un dediği gibi; kadının kendisine ait bir odası olmalı. Kendisi hakkında düşünmeli ve kendisini inşa edebilmelidir. Kadın olmanın ne kadar zor olduğunu bilerek bunu belirtiyorum. Erkeğin sürekli tecavüz kültürü altında yaşarken kendini özgürce inşa etmek kadın için zordur. Ama kadınlar bu yakıcı gerçeği benim kadar acı çekerek, öfkelenerek hissediyor mu, bilemiyorum. Ben bu öfke ile her gün kendimi düşünsel olarak yeniliyor, çözüm üretiyor ve kadının özgür yaşayabilmesi için yaşıyorum. Yaşamın anlamı bende böyle gerçeklik kazanıyor.    Beni gerçeğimle doğru anlamalarını beklerim   Feministler, neden Kürt kadın hareketinin başında bir erkek var diye sorguluyormuş. Haklılar, keşke kadınlar bu öncülüğü başarsaydı. Bende bunu çok isterdim. Maalesef Kürt hareketi dışında da genel olarak da henüz bu öncülük ortaya çıkmadı. Ben sürekli özgür kadın nasıl olmalı diyerek projeler, kuramlar ürettim; kadın özgürlük ideolojisini ve jineolojiyi geliştirdim , bunu örgütlü güce kavuşturdum.  Erkeği dönüştürmek ve kadınla toplumu özgürleştirmek için uğraştım, çabaladım.  Tanrıçalara layık bir oğul olmak için bunu yaptım. Beni bu gerçeğimle doğru anlamalarını beklerim. Geliştirmeye çalıştığımız ‘barış ve demokrasi’ sürecine kadınların öncülük yapacağını biliyorum. Onlar şimdiye kadar kazanılan başarıların yarısından daha fazlasının sahibidir. Bundan sonra da öncülük yapacaklarına inanıyor ve diyorum ki her zaman ihtiyaç duyduğunuz kadar sizinle yaşamaya ve sizinle olmaya devam edeceğim.”