‘Barış sağlanırsa kadın katliamları da sona erer’ 2025-08-18 09:07:09   RIHA - Artan kadın katliamına ve kadına yönelik şiddetin çeşitli boyutlarla arttığına dikkat çeken siyasetçi kadınlar, barışın sağlanması durumunda kadın katliamlarının önüne geçilebileceğine dikkat çekti.   Kürdistan ve Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın kırımı her geçen gün derinleşiyor. Devletin önleyici politikalar geliştirmekten uzak tutumu, hatta kadını koruyabilecek uluslararası sözleşmeleri dahi uygulamaması bu şiddet sarmalını besleyen temel nedenlerden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle Kürdistan illerinde uygulanan özel savaş politikaları ve faillere yönelik cezasızlık anlayışı, kadına yönelik şiddeti sistematik hale getiriyor.    Riha'nın (Urfa) Wêranşar (Viranşehir) ilçesinde gerçekleştirilen “Barış ve Demokratik Toplum” şölenine katılan kadınlar, baskıya, şiddete ve yok sayılmaya karşı bir araya geldi. Burada mikrofonumuza konuşan siyasetçi kadınlar, barış ve demokratik bir toplumun inşasının, kendi yaşamları açısından hayati bir gereklilik olduğunu güçlü biçimde vurguladı.    ‘Barışın kadına yönelik şiddet üzerinde etkisi olacaktır’   İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için çok güçlü bir dayanak olduğunu ancak bunun uygulanmadığını dile getiren DEM Parti Meclis üyesi Hatice Çiftçi Göztepe, “Bu da erkek egemen zihniyetin elini güçlendirdi. Caydırıcı cezaların olmayışı, şiddeti önlemede yetersiz kalıyor. Toplumun bilinçlendirilmesi adına çalışmalar yapılması gerekiyor. Kadın ve erkeğin eşit olduğu bir anlayış doğrultusunda bu çalışmalar derinleştirilmeli. Şiddeti yalnızca cezalarla sona erdiremeyiz; toplumun bilinçlenmesi şart. Her gün onlarca kadın katlediliyor ve bunun en büyük sorumlusu mevcut politik bakış açısıdır. 2000 yılından sonra kadın katliamlarında ciddi bir artış yaşandı. Bizim paradigmamızda kadın-erkek eşitliği temel ilkedir. Sayın Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği kadın kurtuluş ideolojisi hayata geçirilirse, çok şey kazanırız. 27 Şubat’tan sonra atılan barış adımları ve demokratik barış süreciyle oluşan yeni ortam, toplumsal olarak birçok güzelliği de beraberinde getirecektir. Barışın, kadına yönelik şiddetin azalması üzerinde doğrudan etkisi olacaktır. Kadınlar özgür olursa, toplum da özgürleşir” dedi.     ‘Kadınlar sistem nedeniyle katlediliyor’   Emine Çizik ise kadın katliamlarının nedenine dair sistemsel bağlantılara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Kadın katliamlarının artık sona ermesini istiyoruz. Bu artışın sebebi mevcut sistemin ta kendisidir. Kadınlar sistem yüzünden uyuşturucuya sürükleniyor, fuhuşa zorlanıyor ve katlediliyor. Bu durum, kadınların siyasette yer almasının istenmemesinden de kaynaklanıyor. Biz artık kadınların katledilmesini istemiyoruz; barışın ve eşitliğin sağlanmasını istiyoruz. Eğer başkanımızın başlattığı bu barış sürecine biz de mücadelemizle katkı sunarsak, kadın katliamları sona erebilir.”   ‘Erkek zihniyetinin dönüşmesi gerekiyor’   DEM Parti Serekaniye İlçe Yöneticisi Saliha Şimşek, son zamanlarda artan kadın katliamlarının yürütülen özel savaş politikalarından bağımsız olmadığını kaydetti. Saliha Şimşek, “Bir toplum yok edilmek istendiğinde ilk olarak kadınlar hedef alınır. Bu nedenle savaşlarda ilk olarak kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Kadınlara uygulanan şiddet yalnızca fiziksel değil; psikolojik şiddet de söz konusu. Kadınlar fuhuşa zorlanıyor, madde bağımlılığına sürükleniyor. Biz de bu durumu değiştirmek, kadınları bu kıyımdan kurtarmak için ne yapabileceğimizi tartışıyoruz. Her şeyden önce, toplumdaki erkek zihniyetinin değişmesi gerekiyor. Biz, demokratik bir toplumun inşa edilmesini istiyoruz” diye belirtti.     ‘Örgütlülük şart’   Saliha Şimşek, barış sürecinin kadın katliamları üzerindeki etkisine dair şunları ekledi:“Savaşlarda ilk olarak kadınlar esir alınır. Barışın sağlanması ve toplumun yeniden şekillenebilmesi için öncelikle kadının özgürlüğünün garanti altına alınması gerekir. Başkanımızın da ifade ettiği gibi, örgütlülük şart. Kadınlar bir araya gelerek sorunlarına birlikte çözüm ararsa, kendi komünlerimizi ve meclislerimizi oluşturabiliriz.”