Tarlabaşı Toplum Merkezi'nin feshi davası görüldü 2022-05-18 13:32:43   İSTANBUL - TTM hakkında, “Hukuka ve ahlaka aykırılık” iddiasıyla açılan fesih davasının ilk duruşması görüldü. Duruşmada, İçişleri Bakanlığı, savcı ve hakimin ortak hareket ettiği ifade edildi.   Tarlabaşı Toplum Merkezi (TTM) hakkında, “hukuka ve ahlaka aykırılık” iddiasıyla açılan fesih davasının ilk duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 18’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, İçişleri Bakanlığı avukatları ve  TTM’nin 20’yi aşkın avukatı katıldı.  Duruşma öncesi TTM Dayanışma Grubu, basın açıklaması gerçekleştirdi.   ‘Ahlaka nasıl aykırı sorusunun cevabı yok’   TTM'nin 15 yıldır Tarlabaşı’nda yaşayan çocukların ve kadınların bir araya gelebilecekleri güvenli alanlar kurarak hak temelli bir sosyal hizmet modeli sunmaya çalıştığı belirtilen açıklamada, merkezin son bir yıldır sistematik olarak bazı medya kuruluşları tarafından hedef gösterilmesinin sonucunda kapatılma tehdidiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çekildi. Açıklamada, “TTM kendisini hedef gösteren medya yoluyla haberdar olabildiği kapatma davasının gerekçesi, derneğin ‘kanuna ve ahlaka aykırı hale geldiği’ iddiasıdır. Senelerdir yaptığı her türlü faaliyette çocuğun üstün yararı ilkesini önceleyen bir derneğin kanuna ve ahlaka nasıl aykırı geldiği sorusunun cevabı ise dosyada mevcut değil, çünkü TTM için böyle bir olasılık dahi mümkün değil. Kapatma davası kapsamında dernek hakkında verilen faaliyetten alıkonulmaya ilişkin tedbir kararı TTM’nin başvurusu üzerine 6 Nisan’da mahkemece kaldırılmıştı” dedi.   ‘Kanuna ve ahlaka aykırılık’ iddiası   Mahkemenin faaliyeti durdurma kararı vermesinden sonra bağımsız yargının olabileceğine ilişkin bir nebze olsun ümitlendiklerini ancak peşe peşe birçok kurumun kapatılmaya çalışıldığına dikkat çekilen açıklamada, yaşananların Türkiye’deki örgütlenme özgürlüğünün gerilediğinin bir göstergesi olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Bazı kesimlerin sistematik hedef göstermeleri sonucunda ‘Kanuna ve ahlaka aykırılık’ gerekçesiyle Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne de kapatma davası açıldı. Hemen akabinde, tam 50 senedir özellikle eğitim olanaklarından yoksun çocuklarla çalışan Nesin Vakfı’nın da hesaplarına el konulduğunu öğrendik. Kısa sürede yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’de ifade ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırılar ardı ardına gelen kapatma davaları ve finansal olarak faaliyette bulunamaz hale getirme çabaları ile yeni bir aşamaya geldiğini gözler önüne sermekte” diye ifade edildi.    ‘Örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırılar durdurulsun’   Son olarak insan haklarına saygılı ve kapsayıcı bir toplumun ancak güçlü bir sivil toplumla birlikte inşa edilebileceğine yer verilen açıklamada, ”Örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırıların durdurulmasını ve sivil topluma yönelik baskılara bir an evvel son verilmesini istiyoruz. TTM'ye açılan davaların düşürülmesini ve merkeze yönelik nefret söylemi ve hedef göstermelerin önüne geçilerek, TTM'nin bir an önce güvenli bir şekilde çalışmalarına devam edebilmesini talep ediyoruz” denildi.   Açıklamadan sonra duruşmanın takibi için kadınlar adliye binasına girdi.   Rapor sunuldu   Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada ilk olarak söz alan İçişleri Bakanlığı’nın avukatı, TTM'ye dair hazırladıkları raporu sundu. Rapora göre, TTM'nin faaliyetlerinin hukuka uygun olmadığını iddia ederek, TTM'nin feshini ve müdahale talebinde bulunmayı istedi.    ‘Usule aykırılık var’   Ardından söz alan TTM'nin avukatlarından Buse Karataş, “Usule aykırılık var. İhbar, davaya yardımcı olarak üçüncü kişinin davaya katılması demektir. Bu kapsamda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı davayı açtı. Lakin İçişleri Bakanlığı’nın bir ilişkisi yoktur. İhbar şartı oluşmadı. Bizim davamız bakımından taraf iadesi söz konusu değildir. Yargılamaya müdahale edebilir, kararı etkileyebilir, bakanlığın ihbarının hukuka uygun olmadığını görüyoruz. Aile Bakanlığı da 'feri müdahil’ beyanda bulundular. Bakanlık bu davanın tarafı değildir. Bu davanın tarafı olmaları mümkün değil, taraf konumunu kazanamaz. Bu nedenle bakanlıkların bu davaya müdahil olma hakları yoktur. Menfaatleri yoktur" diye konuştu.   ‘İçişleri Bakanlığı, savcı ve hakim ortak hareket ediyor’   Devamında söz alan avukat Cansu Demir ise, bakanlıkların dilekçelerinin kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi. Cansu,  “Valiliğin isteği ile İçişleri Bakanlığı, adeta savcı gibi sosyal medyadaki düşmanca paylaşımları kullandığını ve böyle denetim yaptığını sonrasında da bakanlığın hakim gibi bir karar kurduğunu görüyoruz. Burada adil yargılanma hakkına ilişkin ağır bir müdahale var. İçişleri Bakanlığı zaten denetimleri yapmıştır, bu şekilde hukuk sınırlarında kalmalı. Aile Bakanlığı burada olmak yerine mahallede dayanışma çalışmaları yapabilirdi” diye belirtti.    ‘Örgütlenme özgürlüğüne müdahale’   Avukat Sevgi Kalan Güvercin de, AYM kararlarını örnek olarak gösterdi. Sevgi, “Cumhuriyet savcısının bu davayı açma yetkisinin yok. Davanın usulden reddi talebimiz var. Dava, örgütlenme özgürlüğüne müdahale anlamına geliyor. Biz bu davayı kabul etmiyoruz” dedi.    Duruşma ertelendi   Mahkeme heyeti ise, TTM hakkında soruşturma olup olmadığına dair İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ve valiliğe yazı yazılmasına ve bakanlıkların müdahale taleplerinin sonradan değerlendireceğini belirterek, bir sonraki duruşmayı 2 Kasım’a erteledi.