Danıştay savcısının mütalaası: Çekilme kararı iptal edilsin 2022-06-07 16:50:57   ANKARA - İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali istemiyle açılan davalara ilişkin ikinci grup başvurulara dair görülen duruşmada savcı açıkladığı mütalaasında, çekilme kararının iptalini istedi. Davacı kurumlar adına söz alan avukatlar ise kamu yararı adına çekilme kararının esas yönünden de iptalini istedi.   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik 20 Mart 2021 tarihinde verilen çekilme kararına karşı açılan 200’e ilişkin davalara dair ikinci grup başvuruların duruşması Danıştay’da görüldü.   Danıştay Konferans Salonu’nda görülen duruşma verilen aranın ardından Şırnak ve Zonguldak baroları adına avukatları söz aldı. Şiddet davalarına bakan avukatların da şiddete maruz kaldığını vurgulayan avukatlar, sözleşmenin kendilerini de koruduğunu vurguladı.   ‘Yargıçlar da artık davacı’   Yargıçlar Sendikası adına söz alan Ayşe Sarısu Pehlivan, “Hem kadın üyelerimizin haklarını korumak hem de tüm kadınlar için bu davayı açmış bulunuyoruz.  2002 yılından beri mevcut siyasi iktidarın yönetiminde olan bir Türkiye’de yaşıyoruz.  Politik değil hukuki bir karar verin” dedi. Avukat Ömer Faruk Eminalioğlu da, “Yargıçlar olarak biz de artık ‘davacıyız’ diyor. İdari işlemi hukuk içinde değerlendirmek mümkün değil. Eğer bu davada atılan adıma noktayı koymazsanız devamı gelecek. Çünkü sözleşme, Anayasa kapsamındadır” dedi.   ‘Artık sözün bittiği yerdeyiz’   Malatya Barosu adına söz alan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez “Artık sözün bittiği yerdeyiz. Hepimiz biliyoruz; evrensel hukuk kurallarını birlikte okuduk, birlikte o sıralarda oturduk. Cübbelerimiz  farklı da olsa hepimizin ortak yönü cübbelerde düğme ve cebin olmamasıdır. Hukukçular olarak bu açılan davaların iptal kararıyla sona erebileceğini çok iyi biliyoruz. Sözün bittiği yerdeyiz ya hukuk, hukukun da bittiği yerde miyiz. Hukukun da bittiği yerde olmadığımızı siz yargıçlar gösterecek. Bugün burada sadece korku ve umuttan bahsedeceğim. Korku çok insani bir duygu ancak bilinçli ve sistematik olarak kullanıldığında cesareti kırar, susturur ve biat ettirir” dedi.   ‘Biz Danıştay var dedirtecek karar bekliyoruz’   Korkuyu ortadan kaldıracak olanın ise umut olduğunu vurgulayan Sibel, “Umut en büyük güçtür cesareti artırır. O nedenle alanda mücadele eden biz kadın hakları savunucuları gücün karşısında, siyasi iktidarın karşısında her zaman her yerde ‘korkmuyoruz susmuyoruz biat etmiyoruz’ dedik etmemeye de devam edeceğiz. Biz avukatlar, umut olmak için buradayız. Danıştay savcısı korkmadı, bu noktada sizin de ‘artık bu ülkede hukukun üstünlüğü, demokrasi yok’ diyerek ülkeden ayrılmaya çalışan tüm gençlerin umudu olmanızı bekliyoruz. ‘Bu ülkede artık hiçbir şey değişmeyecek’ diyen vatandaşların umudu olmanızı bekliyoruz. Oradan bize bakınca, bizi nasıl gördüğünüzü bilmiyorum. Ancak biz buradan bakınca sizi siyasi iradenin temsilcisi olarak değil, millet adına karar veren bağımsız güçlü bir yüksek mahkeme olarak görüyoruz. Bu nedenle ısrarla sizden cesareti ve umudu yükseltecek, hukukun üstünlüğünü gösterecek ve bize ‘Ankara’da Danıştay var’ dedirtecek karar bekliyoruz” ifadelerini kullandı.     ‘Şiddet azalmadı adli mercilere yansımıyor’   Ardından yine Malatya Barosu adına Avukat Aslı Arıhan söz aldı. Aslı, “Bir tarihi yazılıyor. Karar bir gecede verildi ve bu karar toplumsal çöküntü yarattı. Şiddet azalmadı sadece adli mercilere yansımıyor. Artık toplumsal olarak şiddet vakalarının yaşanmamasını istiyoruz. Özellikle kadınların tek söylemi bu ‘İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz” dedi.     Cumhurbaşkanlığı avukatından ‘hukuka uygun’ savunması    Dava açan kurumların ardından,  Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü Milletlerarası Anlaşmalar Daire Başkanı Emre Topal, Cumhurbaşkanlığı kararını savundu. Emre, sözleşmede çekilme kararıyla şiddetle mücadelenin aksatılmadığını savunarak, “Yasalarımız yürürlüktedir. Bunun altını çizmek istiyorum" dedi.  Kararın hukuka uygun olduğunu söyleyerek özellikle fesih kelimesini kullanma nedenlerini sözleşmenin orijinal metni sebebiyle olduğunu belirten Emre, fesih kararının, kendisinin milletlerarası anlaşmalar konusunda uzman olduğunu vurgulayarak hukuka uygun olduğunu savundu. Bir sözleşmenin sona erme neden ve yollarını usul hukuku dersi minvalinde açıklamaya başlayan Emre, konunun ileri derece teknik olduğunu ve yorum yapmak için özellikle bilgi sahibi olmak gerektiğini ifade etti.   Emre’nin savunması sırasında salondan tepkiler geldi.   ‘Neden çekildiğini anlatmadı’   Emre’nin ardından davacı kurumların avukatları söz aldı. Söz alan Doç. Dr. Özge yüce, Emre’nin sözleşmeden çekilme kararının nasıl alındığını ama neden alındığını anlatmadığını vurguladı.  Avukat Hülya Gülbahar da, “Burada biz hukuk bilmiyormuşuz gibi hakaretlere maruz kaldık. Bizlere cevap verirken idare hep bu tarafa bakarak konuştu bu sözlerin hepsini aynen kendisine iade ediyoruz. Sanki bizden hukuku bilmiyoruz gibi bahsediyor Biz bunu kabul etmiyoruz” dedi.     ‘Dava devam ederken Eskişehir’in göbeğinde bir kadın katledildi’   HDP adına söz alan Avukat Sipan Cizreli de sabahki beyanlarını tekrar ettiklerini dile getirdi. Söz alan Avukat Şenel Sarıhan da, “Mahkemenin yapması gereken şey, yaşama hakkımıza sahip çıkmasıdır” dedi. Söz alan baro avukatlar, davalı vekilinin iddialarda bulunduğu saatlerde Denizli’de İrem Evren’in Ferhat Evren tarafından katledildiğini söyledi. Avukatlar, “Bugün burada bu duruşma devam ederken Eskişehir’in göbeğinde de bir kadın katledildi. Biz kadınlar katledilmesin diye buradayız” dedi.   Savcı mütalaası    Savunmaların ardından savcı Aytaç Kurt mütalaasını açıkladı. Savcı, sözleşmeden çekilme kararına yönelik dava konusu işlemin iptalini istedi.    Savcı mütalaası kadınlar tarafından uzun bir süre alkışlandı.   Savcı mütalaasına karşı söz alan davacıların temsilen avukatlar, sadece usul yönünden değil kamu yararı gözetilerek esas yönünden de çekilme kararının iptalini istedi.   Mahkeme başkanı kararı daha sonra açıklayacaklarını belirterek duruşmayı sonlandırdı.   14 ve 28 Haziran’da görülecek davalar    Danıştay’ın kararını 14 ve 28 Haziran’da görülecek duruşmaların ardından vermesi bekleniyor. 14 Haziran’da Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sedef Erken, İzmir, Trabzon, Mersin, Giresun, Eskişehir, Burdur, Adana, Manisa, Uşak, Bolu, Hatay Barosu ile Tarım Orkam Sen/KESK ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in başvurularına dair duruşmalar görülecek. 28 Haziran’da ise, Kocaeli, Kayseri, Batman, Samsun, Amasya, Antalya, Muğla, Ordu, Yalova, Bursa Van Barosu ile Ankara Diş Hekimleri Odası ve TMMOB’un açtığı davalara dair duruşma görülecek.