Bir katliamın ardından 4 yıllık mücadele 2022-06-13 10:04:08   URFA - Şenyaşar ailesine yönelik katliamın 4’üncü yıldönümü dolayısıyla dosyaya ilişkin konuşan avukat Sevda Çelik Özbingöl, ailenin 4 yıldır adalet arayışında olduğunu hatırlattı. "Aile yas tutma hakkından yoksun bırakılırken, Adalet Nöbeti’ne başlamak zorunda kaldı” diyen Sevda, ayrıca yarın Urfa Adliyesi önünde yapılacak anmaya ve açıklamaya katılım çağrısında bulundu.    Urfa’nın Suruç ilçesinde 24 Haziran 2018 Genel Seçimleri öncesi 14 Haziran'da AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın yakınları ve korumalarının saldırısı sonucunda Celal, Adil, Mehmet, Fadıl ve Ferit Şenyaşar yaralanmıştı. Saldırılar Suruç Devlet Hastanesi’nde de devam ederken, Celal, Adil ve hastaneye çocuklarını ziyarete gelen Hacı Esvet Şenyaşar Emine Şenyaşar’ın gözleri önünde linç edilerek katledilmişti. Öte yandan saldırılar esnasında AKP’li milletvekilinin ağabeyi Mehmet Şah Yıldız da silahı bulunamayan bir mermi ile yaşamını yitirmişti. Daha sonra ağır yaralı olan Fadıl Şenyaşar tutuklanarak, cezaevine gönderilmişti.   Katliam üzerinden 4 yıl geçerken, iş yeri ile ilgili devam eden dosyadan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis, AKP’li vekilin ağabeyi Enver Yıldız'a ise 18 yıl hapis cezası verildi. Emine Şenyaşar ve saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar, adaletin yerini bulması için birçok kurum ve kuruluşa başvurmasına rağmen bekledikleri adalet talepleri yerine getirilmedi. Adalet taleplerini toplumsal eyleme dönüştüren Emine ve Ferit, 9 Mart tarihinde Urfa Adliyesi önünde oturma eylemine başladı. Adalet talep edenler için simge isme dönüşen Emine Şenyaşar’ın "Adalet betonun altındaysa oradam çıkaracağım" diyerek başlattığı mücadelesi devam ederken, ‘gizlilik’ kararı  süren ve hastane kısmı ile ilgili olan soruşturma kapsamında AKP’li vekilin ağabeyi Celal Yıldız’ın da aralarında olduğu 4 kişi 29 Nisan’da tutuklanmıştı.   16 soruşturma açıldı    Nöbet eylemine başladıkları günden bu yana birçok siyasi parti, sivil toplum örgütü ve adalet talep eden kişiler, aileyi ziyaret ederken, Emine ve Ferit’e kimi zaman polis şiddet uygulayarak eylemlerini sonlandırmalarını istemişti. Tüm baskı ve engellemelere rağmen eylemine devam eden Emine hakkında eylem esnasında sarf ettiği sözler nedeniyle 16 kez soruşturma açılırken, bu soruşturmalardan 5’i davaya dönüştü.   Katliamın 4’üncü yıldönümüne ilişkin dosya avukatı Sevda Çelik Özbingöl ile konuştuk.   ‘Katliamda kamu gücü kullanıldı’   Şenyaşar ailesine yönelik katliamın yaşandığı süreci hatırlatan Sevda, katliamda 3 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi. Birçok toplumsal dosyada olduğu gibi Şenyaşar ailesinin dosyasında da benzer handikaplar söz konusu olduğunu kaydeden Sevda, “Haklarında yakalama kararı bulunan kişilerin yakalanmaması, dosyanın yürütücüleri olan savcı ve kolluk görevlilerinin yerlerinin değiştirilmesi dosyada gerçeğin açığa çıkmasının önüne engel olmakta. Kamu olanakları kullanılarak katliam yapıldı ve bununla beraber birçok kamu personeli de katliama ortak oldu. Aslında bu katliama sessiz kalmak da katliama ortak olmaktır. Katliama sessiz kalanların yanı sıra katliamın yaşanmasının önüne geçmeyen kişilerin de sorumlu olduklarını düşünüyoruz. Katliamın gerçekleştiği Suruç Devlet Hastanesi bahçesinde Emniyet, Jandarma, dönemin bakanı ve AKP’li vekilin olmasına rağmen bu saldırı önlenmedi.  Bu da kamu gücünün kullanılarak katliamın yaşanmasını daha vahim bir hale getirir” dedi.   ‘Bakan’ın açıklamaları olayın gerçekliğini ortaya çıkarıyor’   Katliamın ardından Suruç Devlet Hastanesi’nde bulunan kamera kayıtlarının yok edildiğini anımsatan Sevda, “Önlenmemiş ve önlenememiş saldırının kayıtlarına da ulaşamadık. Tabi bu durumda kamu personeli katliamı önlemediyse ya da önleyemediyse de sorumludur. Kamuoyunun da bildiği gibi siyasi güçten kaynaklı kimsenin müdahale edemediği bir süreç gerçekleşti. Katliamın yaşanması esnasında yaşanan birçok aksaklığı bizler hukukçular olarak yargılama sürecinde de karşılaştık. O süreçte dönemin bakanı olan kişinin (Ahmet Eşref Fakıbaba) sonradan sarf ettiği özür mahiyetinde olan açıklamalarda olayın gerçekliğini ortaya koymakta. Bizler dosya avukatları olarak dosya ‘gizli’ olduğunda birçok konuya vakıf değilken, dosyanın içeriğini basından öğrendik. Olayın yaşandığı iş yeri kayıtları dosya içerisinde olmasına rağmen bir kısmı kamuoyu ile paylaşıldı”  diye belirtti.    ‘Dosyada birçok handikapla karşı karşıya kaldık’   Sevda, katliam dosyasının ikiye ayrıldığını paylaşarak şöyle devam etti: “İşyeri ve hastane dosyaları olarak ikiye ayrılması ile yaşanan olayın vahametinin görünmez kılınması amaçlandı. Dosyanın gizli kalması ile ihlali olan kamu personellerinin görünür olmaması ve dosyanın da kısmen failsiz bırakılması yönünde bir handikapla karşı karşıya kaldık. Yaşanan katliamın hemen ardından ölümcül yaraları olan Fadıl Şenyaşar’ın tutuklanmasıyla Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir yargılama sürecine tanıklık ettik. Bizler yargılama sürecinde de birçok itirazımızı dile getirdik. Örneğin işyerinde başlayan olayların kamera kayıtlarının yeterli olmadığını, saldırıyı gerçekleştirenlerin kişilerin kimliklerinin tespit edilmesi ve dosyanın birleştirilmesini talep etmemize rağmen hiçbir şekilde yerine getirilmedi. Yargılama süreci devam ederken, Yıldız ailesinden Enver Yıldız gövde gösterisi yapacak şekilde onlarca kişi ile birlikte gelip teslim olması durumuna da tanık olduk.”   ’Farklı silahlara ait 17 kurşun tespit edildi’   İş yeri ile ilgili açılan davada Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis, Enver Yıldız’a ise 18 yıl hapis cezasının verildiğini dile getiren Sevda, “Dosya şu an İstinaf Mahkemesi’nde. Öte yandan dosyanın gizli olan kısmı ilgili bizler avukatlar olarak itirazlarımızı yaptık. Ancak İşyeri ile ilgili olan kısmı ile yargılama devam ederken, Emine Şenyaşar, Urfa Adliyesi önünde ‘Adalet Nöbeti’ eylemi başlattı. Bizler avukatlar olarak adalet talebinde bulunan aileye adalet tahayyülünde bulunamadığımız için bunun üzüntüsünü yaşadık. Yargılamalar sürecinde 9 cumhuriyet savcısı değişti. Dosyada gizlik kararı devam ederken geçtiğimiz aylarda Yıldız ailesinden 11 kişiye yönelik operasyon başlatıldı ve gözaltına alındılar. Ve 4 kişinin tutuklanması ile neticelendi. Ancak hala dosyada bulunan gizlilik kararı devam ediyor. Birçok kişinin fail olarak yargılanacağı bir dosya ile karşı karşıyayız. Yapılan araştırmalarda tek bir kişinin vücudunda farklı silahlara ait 17 kurşunun bulunduğu raporlara yansımıştı”  dedi.   ‘Aile yas tutma hakkından mahrum bırakıldı’   Şenyaşar ailesinin katliamın ardından yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldığını söyleyen Sevda, “Aile katledilenlerin ardından bir taziye kurma hakkından yoksun bırakıldı. Çünkü aileden 3 kişi katledilirken, diğerleri ölümcül darbeler ile yaralanmış ve bir kişi ise tutuklanmıştı. Aile yas tutma hakkından yoksun bırakılırken, Adalet Nöbeti’ne başlamak zorunda kaldı. Emine Şenyaşar, bu yüzyılın en büyük sivil toplum eylemini olan Adalet Nöbeti’ni başlattı. Emine Şenyaşar yas tutma hakkından mahrum bırakıldı. Kar, güneş, yağmur demeden adalet eylemine devam etmesi biz hukukçuların daha çok eyleme sahip çıkmamıza neden oldu” ifadelerini kullandı.   14 Haziran’a çağrı   Sevda, katliamın 4’üncü yıldönümü için yarın (14 Haziran) Suruç’ta mezarlık ziyaretinin yapılacağını, sonrasında STÖ, hukukçu ve yurttaşların katılımı ile Urfa Adliyesi önünde açıklama ve anma yapılacağını söyledi. Sevda, şu çağrıda bulundu: “Duyarlı tüm kamuoyunun Emine annenin yanında yer almasını istiyoruz.”