PENa Kurd'in düzenlediği konferans başladı 2025-05-10 12:40:52   AMED - PENa Kurd'in düzenlediği 2 gün sürecek olan “Girona manifestosunun maddelerini uygulamak” konulu konferans başladı.   PENa Kurd, Çand Amed Kongre Merkezi'nde 2 gün sürecek, “Girona manifestosunun maddelerini uygulamak” konulu konferans düzenliyor. Pen International ile Amed Büyükşehir Belediyesi desteğiyle gerçekleştirilen konferansın yapıldığı salona, “ji bo bicîkirina bendên manîfestoya gironayê” pankartı asıldı. Konferansa, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Cahit Kırkazak, Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Doğan Hatun ile çok sayıda dil bilimci, yazar, siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.   Burada ilk olarak konuşan sunucu Gulan Mizgin, PENa Kurd’a ve çalışmalarına ilişkin aktarımlarda bulundu. Sonrasında açılış konuşmasını PENa Kurd Eşbaşkanı Ömer Fidan, gerçekleştirdi. 4 parça Kürdistan’da konferansa gelenler olduğunu söyleyen Ömer Fidan, “PENa Kurd Kürtlerin rüyası. Tüm Kürtler kendini içinde görüyor. Kürdistan’da numunedir, Kürdistan’ın tüm renkleri içinde. Kürtçenin, Kürtlerin rengini dünyaya duyuruyor. Bu konferans amacımıza ulaşmamız için attığımız bir adımdır” dedi. Her ne kadar güçlü bir mücadele, direniş olsa da Kürtçe üzerinde yok etme politikalarının uygulandığına dikkat çeken Ömer Fidan, “Kürtçe üzerinde insanlık suçu işleniyor. Biz bu insanlık suçunu ortadan kaldırmak için, Kürtçeyi canlandırmak için bu tür çalışmaları yaygınlaştırmak istiyoruz” dedi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na dikkat çeken Ömer Fidan, “Yazar ve sanatçıların bu süreçte rolünü oynayabilmesi için tüm çalışmalarımızda daha çok tartışmamız, Kürtçe bilincini yükseltmemiz gerekiyor” diye kaydetti.    'Kürt dilinin özgürce yaşamasını istiyoruz’   Ardından, PENa Kurd Onursal Başkanı Dilbilimci Zerdeşt Haco’nun gönderdiği görüntülü mesaj izletildi. Mesajında konferansın çok önemli olduğunu belirten Zerdeşt Haco, "Bugün yasaklama ve baskı döneminde yaşıyoruz. Bu nedenle bu konferans çok önemli. Girona bildirgesinin hükümlerinin uygulanmasını savunuyoruz. Bugün yeni bir süreçten geçiyoruz. Kürt dilinin özgürce yaşamasını, zenginlikleriyle kabul edilmesini umuyoruz. Yaşasın Kürt dili, yaşasın özgürlük" dedi.    PEN International Başkanı Burhan Sönmez de, konferansa görüntülü mesaj gönderdi.   ‘Dilimiz kimliğimizdir’   PENa Kurd Onursal Başkanı Berivan Doskî’nin de gönderdiği yazılı mesaj okundu.  Kürt Dil Bayramı’nı kutlayan Berivan Doskî, şu mesajı gönderdi: “PENa Kurd çalışmaları önemli çalışmalar. Ama yeterli değil çalışmalar. Kürt dil çalışmaları örgütlenmeli. Dilimiz kimliğimizdir, dil gittiğinde kültür gidiyor, halk asimilasyonla yüz yüze kalıyor. Tüm zorluklara rağmen canlı bir dil, 40 milyon kişi konuşuyor. Bu da dilimizin gücünü gösteriyor. Dil için büyük fedakarlıklar yapılıyor. Kürt dilini savunmak ve ilerletmek için Bakur’da o kadar çalışma var ki, onların emeği önünde eğiliyoruz. Yapılan fedakarlıklar ne kadar büyük olsa da, daha çok fedakarlık ve çalışma gerekiyor. Kürt toplumunun rolü dışarıda aktif olmalı. Yok olma tehlikesiyle karşı karıya olan dilimiz için herkese sorumluluk düşüyor.”   ‘PENa Kurd üzerindeki sorumluluklar her zaman sesini yükseltiyor’   PEN International'da Asya ve Avrupa Sorumlusu Aurelia Dondo da, konferansa yazılı mesaj gönderdi. Aurelia Dondo, “Yazarlar toplumumuzda özel bir rol oynuyor. PENa Kurd üzerindeki sorumluluklar her zaman sesini yükseltiyor. Dilimize dönük saldırılara karşı her zaman dikkatli olmalıyız. Kürt halkının dilini ve kültürünü ilerletmeye hakkı var” dediği mesajında, Kürt dilini ve kültürünü ilerletmek istediği için tutuklananların, tutuklanmasına karşı duracaklarını kaydetti.   Yine Bask PEN Başkanı Urtzî Urrutîkoetxea’nında görüntülü mesajı konferansta izletildi. Son olarak araştırmacı-yazar Kamuran Rahimi de kısa bir konuşma gerçekleştirdi.   ‘Bu dili öğretip, büyütmemiz gerekiyor’   PENa Kurd Çevirmeni Samî Tan da “Dil, dilbilimi ve toplumsal dil planlaması” sunumunda Türkçe konuşan, Kürtçe konuşan ve hem Kürtçe hem Türkçe konuşan Kürtlere ilişkin verileri paylaştı. Tan, Kürtlerin dilini öğrenmek, anadilde eğitim almak istediğine dikkat çekti. Kürt diline dönük çalışmaların sokağa, halkın içine girmesi gerektiğinin altını çizen Tan, “Halkın içine girmediği zaman hiçbir anlamı yok. Sokağa çıkıp bu açıdan çalışmalarımızı daha çok halkın içine koymalıyız. Bu dili öğretip, büyütmemiz gerekiyor. Öncelikle bu bilinçte olmamız gerekiyor. Bunu halkın içine girerek yapabiliriz. Kürt dil çalışması yürütürsek, amacımıza ulaşabiliriz. Devlete geri adım da attırabilir. Kendimizi her açıdan örgütlememiz, öncülük yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.   Nagihan Akarsel anıldı   Yazar Xecê Şen, “Jineolojinin tanımı ve dil ile edebiyattaki rolü” üzerine konuştu. Xecê Şen, konuşmasına 4 Ekim 2022’de Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmanî (Süleymaniye) kentinde katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji dergisi editörü akademisyen Nagihan Akarsel’i anarak başladı.    Jineolojinin tarihinden bahseden Xecê Şen, kadını tanıma meselesinin artık Kürt edebiyatında, dilinde de tartışılması gerektiğini vurguladı. Kürt yazarlarını, şairlerini hatırlatan Xecê Şen, kadınların romanlardaki, hikayelerdeki ve şiirlerdeki rolüne dikkat çekti. Romanlarda kadınlara en kötü rollerin verildiğine dikkat çeken Xecê Şen, “Kadının rolü değer verilmeyecek bir rol. Birçok romanda taciz, mağduriyet, tecavüze yer veriliyor. Şüphesiz savaşın olduğu yerde bunlar olur. Ama Kürdistan’ın bir hakikati var. O hakikatte kadının mücadelesi. On binlerce kadının ismini yazıp, altını çizebiliriz. Hiçbir zaman düşmanına, erkeğe boyun eğmemiş. Bedeli ne olursa olsun amansız bir mücadele yürütmüş. Toplumumuz artık politik, kendini bilen bir toplum. Edebiyatı artık kadını tanımayla olmalı” diye kaydetti.    “Kadın özgürleşmeden, toplum özgürleşmez. Kadınlar özgür olmadıkça, özgür edebiyata ulaşamayız” diyen Xecê Şen, şöyle konuştu: “Şu an önemli olan kadınların özgürlüğüdür. Biz dilimizi, kültürümüzü, mücadelemizi, en temel haklarımızı savunuyoruz. Tüm yazarlarımız roman, hikaye, şiir yazarken, kadına nasıl rol verecek, kadını nasıl tanımlayacak? Jineoloji esasıyla… Bunu talep etmiyoruz, çalışmaların bu şekilde yürütülmesi farzdır.”   ‘Kürt dili üzerinde çok büyük bir baskı var’   Hukukçu Sabîr Abdullahîzad ise, şunları söyledi: “Dört parça Kürdistan’da Kürtlerin hukuki durumu” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Dört parça Kürdistan’da Kürtlerin ve Kürt dilinin hukuktaki yerine dair aktarımlarda bulunan Abdullahîzad,  “Türkiye anayasasında Kürtçeye hiçbir şekilde yer verilmemiş. Kürt dili üzerinde çok büyük bir baskı var. Onlarca mamoste Kürt dili çalışması yürüttüğü için tutuklanıyor. Şimdi dilden bahsettiğini zaman dil de bir ölçü gibi ama o ölçü esas alınmıyor” şeklinde konuştu.    Son olarak Kürtçe Öğretmeni Dadyar Azad “Başur Kürdistanı’nda Kürtçe dil eğitimine geçiş süreci”ne dair sunum gerçekleştirdi.    Konferans soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. Konferans kaldığı yerden yarın Çand Amed Kongre Merkezi’nde devam edecek.