ANKA-DER öğrencileri: Dil yaşamın kendisidir 2025-05-14 09:04:29        ANKARA - Kürtçenin statü sahibi olması gerektiğini söyleyen ANKA-DER öğrencileri “Dil sadece iletişim aracı değildir. Her şeydir; kültürdür, sanattır ve yaşamın kendisidir” dedi.   Her dil bir halkın hafıza taşıyıcılığını görürken, bir halkın tarihi, kültürü ve kimliği olma özelliğini de taşır. Türkiye’de Kürt halkı, yüzyılı aşkın süredir kendi dilinde konuşmanın, öğrenmenin ve yaşamanın bedelini ağır ödüyor. Kürtçe, bu topraklarda milyonlarca insanın anadili olmasına rağmen, sistematik asimilasyon politikalarıyla bastırılıp, yasaklanmış ve yok sayıldı. Anka Dil Kültür Sanat Derneğinde (ANKA-DER) Kürtçe eğitim alan öğrenciler 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı vesilesiyle Kürtçeye uygulanan asimilasyon politikaları ve yasaklamaların son bulması gerektiğini söyleyerek, anadilde eğitim taleplerini dile getirdi.   Öğrenciler anadillerinde eğitim görmeli   ANKA-DER’ de eğitim gören Fatma Sürücü, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramının Kürtler için anlamlı günlerden biri olduğunu söyledi. Fatma Sürücü, “Dil bilimcisi Mir Celadet Ali Bedirhan ve arkadaşları Latin alfabesiyle Komara Hawar dergisini çıkartılmışlar. Ondan dolayı o gün Kürt Dil Bayramı olarak ilan edildi. Hawar dergisinden bir haykırış var, bu haykırış Kürt diline karşı yapılan bir haykırıştır. Bundan dolayı dilimiz kaybolmasın ve yok olmasın. Resmi dil olmalı ve Anadilde eğitim-öğretim yapılmalıdır. İnsanlar okullarda ana dillerini öğrenmelidir. İnsanların hem öğrenimi iyi oluyor hem de gelişmiş oluyor. Dil sadece iletişim aracı değildir. Her şeydir; kültürdür, sanattır ve yaşamın kendisidir. Dil anne sütü gibi herkese helaldir. Devlet, yasaklı dilleri yasaklıktan çıkarmalıdır.  Eğitim-öğretim için her türlü imkân ve olanaklar sağlamalıdır” şeklinde konuştu.   Zazaki lehçesini yaşatmalıyız   Kürtçenin Zazaki lehçesinin yok olmayla karşı karşıya kaldığını belirten Fatma Sürücü, “UNESCO’ya göre, bin 500 dil yok oldu. Türkiye’de ise Kürtçenin Zazaki lehçesi bu tehlikeyle karşı karşıyadır.  Bizler bu lehçemize sahip çıkmalıyız, konuşmayız ve öğrenmeliyiz. 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı vesilesiyle bu konuda dikkat çekmek istiyorum; ‘Cejin’ kelimesinin sonunda Jın harfi var, Jın harfi kadın demektir. Burada kadının hakikati saklanmıştır. Bundan dolayı bu bayram tüm kadınlara da kutlu olsun. Artık Kürtçe geliştirmelidir. Anneler ve babalar evin içinde çocuklarıyla ana dilleriyle konuşmalıdır. Çocuklar annelerin karnında dil öğrenmiyor, demek yanlıştır. Çocuklar annelerin karnında dahi dil öğrenebiliyor. Bundan dolayı Kürt dili gelişsin diye çağrı yapıyorum; anneler ve babalar, çocuklarıyla Kürtçe konuşsun, hikayeler anlatsın ve söyleyişler yapılsın” ifadelerini kullandı.   ‘Hawar’ önemli bir başlangıçtı   Dilin sanat ve kültürün inşasında önemli olduğunu belirten Yeter Çevik şöyle konuştu; “Başta Kürt Dil Bayramı kutluyorum. Bugün Kürtler için önemli bir gündür. Çünkü tarihte özel bir gündür. Mir Celadet Bedirhan ve arkadaşları dil savunucuları latif alfabesiyle bir dergi çıkartıldı. Derginin ismi de Komara Hawar’dır.  Hawar bir başlangıçtır, Kürtler için bir okul gibi olmuştur. Bundan kaynaklı o gün Kürt Dil Bayramı olarak kabul edilmişti. Her ulusu için dil ne kadar önemli ise Kürtler içinde önemlidir.  Çünkü insan hem kendini ifade ediyor hem iletişim kurabilir, sanat ve kültür inşası içinde önemlidir. Dil, özellikle bir ihtiyaçtır ve çok önemlidir.”   ‘Bir dil yok olduğunda bir insanlık yok oluyor’   Kürtçenin yüz yıldır asimilasyonla yüz yüze kaldığını dile getiren Yeter  Çevik, “Dil niye önemlidir? Yaşamın başlangıcında bir emektir. Doğa da doğal olarak bir şekilde iyilik-güzellik ve kötülük insan için dildir. Dilimiz yüz yıldır asimilasyonla yüz yüze kalmıştır. Bazı iyi olmayan politikalarla yasaklanmıştır. Dilimiz asimile ediliyor, yok ediliyor. Bu da bir ulusun yok oluşudur, insanlığın yok oluşudur. Bütün diller insanları değeridir. Bir dil yok olduğunda bir insanlık yok oluyor. Hiçbir dilin yok olmasını istemiyoruz. Bütün diller bir ihtiyaçtır ve yaşamalıdır. Hiçbir dile karşı değiliz. Kim hangi dili istiyorsa öğrenmelidir. Ana dilini öğrenmelidir ve eğitimini almalıdır. Herkes anadiliyle okumalıdır, eğitmelidir” diye belirtti.