Rojava’da Kadın Film Festivali başlıyor 2025-05-25 10:23:56   RIHA - Kezî Kadın Sinemacılar Kolektifi tarafından düzenlenen ve bir hafta sürecek olan film festivaline ilişkin konuşan Hazırlık Komitesi’nden Dîrok Artos, festivalin dünyadaki tüm kadın sinemacılar isin düzenlendiğini vurguladı.    Kezî Kadın Sinemacılar Kolektifi tarafından 25-31 Mayıs tarihleri arasında Kuzey ve Doğu Suriye'nin Qamişlo kentinde Mihemed Şêxo Merkezi ve Azadî Parkı'nda Kadın Film Festivali düzenlenecek. Sine Jin Rojava ve Hîlala Zêrîn Kadın Kültür Hareketi tarafından desteklenen film festivalinde Kürdistan’ın birçok yerinden, Güney Amerika ve Avrupa’dan kadın yönetmenlere ait filmler yer alacak.   Bugün saat 20.00’de bir şölen ile başlayacak olan festivalde seminer ve panel düzenlenecek, çok sayıda film ve kısa film gösterimi yapılacak.   Festivale dair festivalin Hazırlık Komitesi üyesi ve Yönetmen Dîrok Artos JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.    30 yıl önce çekilen film   Rojava’da her anlamda bir devrimin yaşandığını kaydeden Dîrok Artos, devrimin kadın öncülüğünde gerçekleştiğini söyledi. Kültürün her alanında da devrimin yansımalarının görünür olduğunu sözlerine ekleyen Dîrok Artos, “Tabi sineme alanında da görülüyor. Ancak sinema oluşum itibariyle da erken bir tarihe dayanıyor. Ve bulunduğumuz yerde sinema yerleri bırakılmamış, örneğin Amûde sineması yakılmış. Feodalizm ve Baas rejiminin yaklaşımı sinemadan da uzaklaşılmasına neden olmuş. Ancak yine de kısmi de olsa burada sinemacılar, çalışmalarını bir şekilde devam ettirmişler. 30 yıl önce Rêber Apo’nun felsefesini esas alarak Efrîn’de ‘Soro’ isimli bir film çekilmiş” dedi.   ‘Biz kendimizi anlatmak istedik’   Halil Dağ, Yılmaz Güney ile Barış ve Demokrasi şehidi olan Sırrı Süreyya Önder’in sinema alanında belli bir alt yapı oluşturduğunu kaydeden Dîrok Artos, “Bu miras böyle kendisini devam ettirmiş. Her ne kadar Rojava’da kimi imkanlar olmasa da kendini anlatma, tanıtma isteği vardı. Şuan Rojava’da üniversitelerde sinema alanında bölümler açılmış durumda. Aynı zamanda kadınlar için özgün alanda da açılmış. 10 yıldır Komüna Filma Rojava çalışmalarını sürdürüyor. Halil Dağ’ın bırakmış olduğu miras üzerine de gençler yönünü sinema alanına veriyor. Komüna Filma Rojava bu yönlü isteği karşılamaya çalıştı. Bazı çalışmalar yapıldı. Ancak kadınların öncülüğünde böylesi bir çalışmaya ihtiyaç vardı. Birileri bizi anlatmasın, biz kendimizi anlatalım istedik. Kadınları, iktidarlar ve erkekler anlatmış. Biz kadınlar kendimizi anlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.   Savaşın gölgesinde sinema yapmak   Rojava’da gerçekleşecek olan festivalin Kürdistan’da daha büyük festivale vesile olmasını dilediğinin altını çizen Dîrok Artos, şunları söyledi: “Büyük emekler sonucunda bugüne gelindi. Umuyorum ki daha da güzel sonuçlar alırız. Kadınların sinema alanında farklı sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar. Çünkü kadınlar hakikatin peşinden gitmeye çalışıyorlar. Birçok filmimiz engellendi. İşte festival böylesi sorunların konuşulacağı bir ortam yaratacak bize. Rojava’da savaşın gölgesinde bir sanat oluşturmak çok büyük bir emek ve çaba gerektiriyor. Bu aynı zamanda farklı çalışma da ortaya çıkarıyor.”   Paradigmayı yansıtıyoruz   Kürtlerin karşı karşıya kaldıkları sorunları sanata yansıtmanın yanı sıra hakikati de görünür kılmaya çalıştıklarını kaydeden Dîrok Artos, “İnkar edilen hakikati sanat gözüyle aktarmaya çalışacağız. Devrimle beraber nasıl bir yaşamı yaşamamız gerekiyor bunu da sanatla göstermemiş gerekiyor. Ahlaki, politik sorumluluklarımız dahilinde bir yaklaşımla göstermeye çalışıyoruz. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmayı yansıtıyoruz. Tüm kadınların kendisini görebileceği bir sanat yaratmaya çalışıyoruz. Evet yükümüz çok ağır ve çok işimiz var. Ama bunun da üstesinden geleceğimizi biliyoruz. Demokrasi ve barışın sesini bizler daha gür bir şekilde festivalde haykıracağız. Bunu sanatımızla yapacağız. Çünkü bu topraklarda çok çığlık var. Çığlığı haykıran da bizleriz duyuracak olan da bizler olacağız” diye ekledi.   Festivalin önemi   “Erkek egemen sisteme karşı bir alternatifin olduğunu göstermeye çalışacağız” diyen Dîrok Artos, son olarak şunları söyledi: “Devrimin yaşandığı topraklarda böyle bir festivali düzenlemek çok önemli. Dünyadan birçok kadın sinemacı katılmak istedi. Ancak koşullardan kaynaklı sayıda sınırlamaya gidildi. Tabi gönül isterdi ki her ülkeden kadınlar katılsın. Kürt kadınlar öncülüğüne dünyada bulunan tüm kadın sinemacılar için düzenliyoruz.”