Tülay Hatimoğulları: Sayın Öcalan üzerindeki tecridi hep birlikte kıralım! 2023-11-12 14:58:22     İSTANBUL - Binlerce kişinin katıldığı HEDEP İstanbul İl Örgütü’nün 2’nci Olağanüstü Kongresi’nde konuşan partilerinin Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları, “Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılmasıyla yetinmeyeceğiz aynı zamanda fiziki özgürlüğüne de kavuşana kadar bu sorunun çözümü noktasında hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Buradan CPT’ye, insan hakları kurumları ve kuruluşlarına Ortadoğu ve Türkiye’deki bütün halklara, gelin tecridi hep birlikte kıralım diyoruz. Gelin Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için hepimiz sesimizi daha çok yükseltelim” sözleriyle seslendi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İstanbul İl Örgütü’nün, partilerinin Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları’nın da katılımıyla gerçekleştirdiği 2’nci Olağanüstü Kongresi, “Kazanmak İçin Yeniden HEDEP Yeniden İstanbul” şiarıyla Küçükçekmece’de bulunan Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi’nde devam ediyor. Henüz erken saatlerde binlerce kişi, tüm coşku ve renkleriyle kongre salonunu hınca hınç doldurdu. Kongre salonuna iki farklı arama noktasından geçerek giren her kesimden binlerce kişi, ellerinde taşıdıkları HEDEP bayrakları ile kesk û sor û zer renkli şalları sallayarak coşkularını yansıttı.   Kadınlar zılgıtlarıyla geldi   Kongreye gelen yurttaşların büyük bir bölümünü ise kadınlar oluşturdu. Ulusal kıyafetleri ve mor şalları ile gelen kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganı ve zılgıtlar eşliğinde salona girdi. İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi üyeleri ile Adalet Nöbeti tutan anneler de zılgıtlar ve “Bijî berxwedana zindana” sloganı atarak kongre salonuna geldi. Bu esnada her kesim anneleri alkışlarla karşıladı.   Talepler pankartlarda!   HEDEP bayrakları ile donatılan kongre salonuna, “Jin Jiyan Azadî”, “Em ê Tecrîdê Bişkînin”, “Em Zarokên Roje ne Kî Dikare Me Tune Bike”, “Doğa Katliamına Son”, “Kürt Sorununa Demokratik Çözüm”, “Kayyım Rejimi Değil Halk İradesi”, “İş Cinayetlerine Ve Güvencesiz Çalışmaya Son”, “Rêya 3’yemîn Rêya Çareseriyê ye”, “İsyanımızla Örgütleniyoruz Özgürlüğümüzü Savunuyoruz” pankartları asıldı.   Halaylarla PKK Lideri selamlandı   Yediden yetmişe her yaştan ve renkten halkların katıldığı kongrede, çok sayıda siyasetçi, İstanbul Barış Anneleri İnsiyatifi üyeleri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Suruç Aileleri İnsiyatifi insan hakları savunucuları, kadın ve sivil toplum örgütü temsilcileri de yer aldı. Salondakileri, sahneye kurulan Kurmancî, Arapça, Süryanice, İngilizce, Ermenice, Kurmanckî, Rusça ve Lazca olmak üzere dokuz dilde “hoş geldiniz” yazısı karşıladı. Binlerce kişi uzun süre stranlar eşliğinde halaya durdu. Sık sık 25 yıldır İmralı Adası’nda tutulan ve 33 aydır da haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a selam gönderen halklar halay boyunca “Bijî Serok Apo” sloganı attı.   İmralı tecridine karşı kesintisiz mücadele mesajı   Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçılarının sahne alması ile başlayan kongrede, Kürtçe stranlar eşliğinde büyük bir coşku yayıldı. Uzun süre alkışlar ve halayların dinmediği kongrede sık sık, “Bijî Serok Apo”, “Srlam selam İmralı’ya bin selam”, “Bijî berxwedana Rojava”, “Bijî berxwedana zindanan”, “Jin jiyan azadî” sloganları atılarak İmralı tecridinin kırılacağının vurgusu yapıldı. Siyasetçilerin yaptığı konuşmalarda ise PKK Lideri’ne uygulanan tecridin son bulması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için kesintisiz mücadelenin süreceği mesajı verildi.   Cumartesi Anneleri’nin sonuna kadar yanındayız!   Kongrede, siyasetçilerin konuşmalarının ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları konuşma yaptı. 28 yıldır yakınlarını kaybeden ve akıbetlerini soran Cumartesi Anneleri’nin direnişini selamlayan Tülay, “700’üncü haftadan itibaren Galatasaray Meydanı onlara yasaklandı. Cumartesi İnsanları hiçbir haftayı ara vermeksizin, geride bırakmaksızın mücadele etti, direndiler. Gaz sıktılar onlara, copladılar. Ama Cumartesi İnsanları o meydanda olmaktan, kayıplarını aramaktan bir an bile geri durmadı. Geçtiğimiz Cumartesi günü uzunca bir aradan sonra Cumartesi Anneleri / İnsanları, Galatasaray Lisesi önünde az sayıda da olsa açıklamalarını yaptı. Cumartesi Anneleri’nin kesintisiz direniş başarısına selam olsun. Onların sonuna kadar yanındayız, mücadelelerini sonuna kadar destekliyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘İktidar asla ve asla halkların derdine çare üretemez!’   Tülay, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Bizler bugün bu kongre salonunda kongremizi gerçekleştirirken Orta Doğu inim inim inliyor. Uzun yıllardan beri Orta Doğu’da devam eden savaşlarda haklarımız hayatını kaybediyor. İnanın ki o toprakların altında uğruna savaştıkları petrol kadar insan kanı var ne yazık ki. Kürt halkı, Araplar, Ermeniler on yıllardır oralarda katlediliyor. Şimdi İsrail Gazze’ye yeni bir saldırı düzenledi ve bu saldırıda on binlerce insan, çoluk çocuk, kadın, genç, sivil insan yaşamını kaybetti. Küçük Gazze şehrini 2 milyon insanın yaşadığı bu şehri açık cezaevine çevirmiş durumlardalar. Buradan İsrail saldırılarını kınıyoruz ve barış mücadelesinin bu coğrafyadan yükselmesi için bizler HEDEP olarak dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi sürdüreceğiz. Sınırları tanımadan barış demeye devam edeceğiz. Bir yandan da Kurdistan’a, Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Rojava’ya bombalar dinmedi. Bugün AKP iktidarı İsrail’e ateşkes k için çağrı yapıyor. Biz bu iktidara diyoruz ki, sen Kürtlere bomba yağdırırken ne mazlum Filistin halkının ne de başka bir halkın yanında olabilirsin. Bugün Gazze’ye yapılan Afrin’e yapılmadı mı? Afrin boşaltılmadı mı, bombalanmadı mı? İşte bu iktidar, halkın düşmanı olan bu iktidar asla ve asla halkların derdine çare üretemez bu şekilde.   CPT’ye çağrı: Ağır tecridin kaldırılmasıyla yetinmeyeceğiz   40 yıldır devam eden Kürt sorununun bu coğrafyada barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi dışında bir seçenek yoktur. Bugün eğer İstanbul’un göbeğinde ekmeğimiz küçülüyorsa, eğer işçiler yan yana gelip direniş ve grev sergilemek istedikleri zaman onlara, ‘bunlar bölücü bunların yanında durmayın’ diyorlarsa, bunun altında yatan neden Kürt sorunudur. O nedenle Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülene kadar hem Türkiye’de hem Rojava’da hem de dört parça Kurdistan’da mücadelemiz sizlerle beraber devam edecek. Bunun için tecrit derhal ortadan kalkmamalıdır ve Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılmasıyla yetinmeyeceğiz aynı zamanda fiziki özgürlüğüne de kavuşana kadar bu sorunun çözümü noktasında hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Buradan CPT’ye, insan hakları kurumları ve kuruluşlarına Orta Doğu ve Türkiye’deki bütün halklara, gelin tecridi hep birlikte kıralım diyoruz. Gelin Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için hepimiz sesimizi daha çok yükseltelim.   Yargı kokuşmuş durumda   Yargı kokuşmuş durumda. Biliyorsunuz birkaç gün önce AYM’nin kararına karşı Yargıtay 3’üncü Dairesi başka bir karar açıkladı. Neydi bu karar? Depremin kenti olan Hatay Milletvekili Can Atalay’ın bırakılması için AYM bir karar almıştı. Ama bu kararı yargı içindeki kokuşmuş düzen ve iktidarın koltuk değneği haline gelmiş olan Yargıtay 3’üncü Dairesi şöyle bir karar alıyor, diyor ki ‘Ben AYM’nin kararını tanımıyorum’. Büyük bir hukuk skandalıyla tarihin kara sayfalarında yer alacak hukuk skandalına imza atıyorlar. AYM üyelerine bu kararı aldıkları için onlar hakkında soruşturma açılmasını istiyor. Bizler Yargıtay 3’üncü Daire’nin kararını tanımıyoruz. Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır.   İlk işimiz kayyım atanan belediyelerimizi geri almak   Herkesin merakla beklediği bir soru. HEDEP yerel seçimlerde ne yapacak? İstanbul ve Ankara için HEDEP ne yapacak? Bu soruya bizler çeşitli şekillerde ve zamanlarda yanıtımızı verdik. Burada Büyük İstanbul Kongremizi yaparken bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Partimiz atlatmış olduğu genel seçimlerin çok geniş şekilde değerlendirmesini yaptı. Bu değerlendirmede halkımızla il ve ilçe örgütlerimizle yapılan toplantıların sonuçları merkezimiz tarafından en detaylı şekilde değerlendiriliyor. Şu ana kadar gelinen noktada kararlaşmalarımız oldu elbette. En önemli kararlaşmamız kayyım atanan belediyelerimizi tek tek geri almak. Kayyım rejimi anti demokratik bir rejimdir. Faşizmin ve otoriterleşmenin ta kendisidir. Kayyım rejimi Kürde, ‘senin seçme ve seçilme hakkın yoktur’ diyen bir anlayıştır. O nedenle ilk işimiz kayyım atanan belediyelerimizi geri almak, az farkla kaçırdığımız belediyelerin tamamını almaktır. Bunun için büyük bir halk seferberliği ilan ediyoruz.   Bugünden itibaren İstanbul'da bulunduğumuz her mahallede sizden en büyük ricamız gitmediğimiz ev, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayalım. Bu hem Kurdistan’daki hem de Türkiye’nin batısındaki seçimler için oldukça önemli. Bunu mutlaka başarmalıyız.   Eşbaşkan adayları halkın önüne kurulan sandıkla belirlenecek   Yine bize sorulan en önemli sorulardan biri şu, adaylarınızı nasıl belirleyeceksiniz? Bizler bu dönemde adaylarımızı belirlemek için çok önemli kararlar aldık. Bu kararlardan en önemlisi Türkiye’de birinci ve ikinci olduğumuz ilçeler ve belediyelerde, belediye eşbaşkanı adaylarımızı halkın önüne sandık kurarak belirleyeceğiz. Doğrudan demokrasiyi bu seçimde bütün halkımıza göstereceğiz. Yine herkesin merakla beklediği soru. Peki batıda örneğin İstanbul’da ne yapacaksınız? Bizler İstanbul’un asli özneleriyiz. İstanbul, tek başına İstanbul demek değildir. İstanbul Siirt’tir, Bingöl’dür, Iğdır’dır. İstanbul, Türkiye ve Kurdistan’ın dört bir yanı demektir. Burada ne yapılırsa bunun karşılığını bölgede ne yapılırsa burada da alacağımızı zaten hepimiz biliyoruz. Bu nedenle bizler bugün hali hazırda bu kongreyi gerçekleştirirken, Ankara’da yerel yönetimler konferansımız gerçekleşiyor. Bugünkü konferansta çok önemli kararlar alınacak, bu kararları kamuoyu ile paylaşacağız.   HEDEP bu seçimlerde kazanmaya odaklanacak   Biz şu konuda çok netiz. HEDEP’i görmezden gelenler, HEDEP’i siyaseten görmek istemeyenler, Kürt halkını, HEDEP bileşenlerini ‘nasılsa’ diye devam eden cümlelerle değerlendirenler ya da tam tersi ‘HEDEP’in ne yapacağına bakacağız’ diyenler şunu çok iyi bilmelidir, HEDEP bu seçimlerde kazanmaya, Türkiye halklarının kazanmasına odaklanacak. Çok net bir biçimde bizler hep birlikte kazanmaya odaklanacağız. Biz bu ülkede üçüncü büyük siyasi partiyiz. Hiç kimsenin bizi görmezden gelmesine, hiç kimsenin bize kayyım atamasına, hiç kimsenin irademize zincir vurmasına izin vermedik. Bu yerel seçimlerde de buna asla izin vermeyeceğiz. Çağrımızı yineliyoruz, yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. İstediğimiz sonuçları almak için il ve ilçe örgütlerimiz seferber olurken aynı zamanda sizlerin de aynı seferberlik ruhuyla çalışma yürütmesi, kazanmamız için çok önemli.  Bizler öyle bir İstanbul istiyoruz ki halkın kendi kendini yönetebileceği bir İstanbul istiyoruz. Bizler Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Laz’ın, Çerkez’in ayrımcılığa uğramadığı bir İstanbul istiyoruz.   En güçlü cevabımız örgütlü mücadelemiz olacak   Bizler rantı kapılarını ardına kadar açan yönetimler değil, işçiden, emekçiden, yoksuldan yana bir İstanbul istiyoruz. İstanbul’da Tuzla Tersaneleri’nde yükselen sesleri duyacak bir yönetim istiyoruz. Tekstil atölyelerinde, fabrikalarda alın terimizin kıymetini bilen bir yerel yönetim istiyoruz. İnşaatlarda çalışan başta Kürt gençleri, Türk işçiler olmak üzere bütün işçi kardeşlerimin haklarının görüldüğü bir yönetim istiyoruz. Bizler üretenlerin yönetebildiği bir yönetim istiyoruz. İstanbul’u rant alanına çevirenlere karşı mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Sokakta, fabrikada, atölyelerde, üniversitelerde, içeride, sırada, derste, bizler mücadele azmimizi kaybetmeden çalışmalarımızı en güçlü şekilde sürdüreceğiz. Bize Kobanê Kumpas Davaları’nı kuranlara, bizleri yok saymaya çalışanlara karşı en güçlü cevabımızı örgütlü mücadelemizle vereceğiz. Burada kumpas davasında demir parmaklıklar arasında bulunan bütün yoldaşlarımıza, Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Leyla Güven, Gültan Kışanak’a ve cezaevinde bulunan bütün arkadaşlarımıza selam olsun.   Kazanmak için geliyoruz!   Boşuna çekilmedi bunca acılar, büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle, bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi bekle bizi İstanbul. Özgürlük, adalet ve barış şarkılarıyla geliyoruz. Kazanmak için geliyoruz. Mutlaka kazanacağız. An serkeftin an serkeftin.”   Tülay’ın konuşmasının ardından faaliyet raporu okundu.