Tülay Hatimoğulları: Çağrıyı büyütmek için Newroz ateşini harlayacağız 2025-03-11 14:12:43   İSTANBUL - "Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu" şiarıyla kutlanacak olan Newroz programının açıklandığı toplantıda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sayın Öcalan'ın özgürlüğü, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını büyütmek için bizler Newroz ateşini Türkiye’nin ve Kürdistan'ın dört bir yanında hep birlikte harlayacağız. Halklarımızı Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısını alanlarda, meydanlarda büyütmeye davet ediyoruz” dedi.   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) öncülüğünde, İstanbul’da 23 Mart’ta "Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu" şiarıyla kutlanacak olan Newroz’un deklarasyonu açıklandı. Beyoğlu’nda bulunan bir otelde açıklanan deklarasyona, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Deklarasyonun açıklandığı salona “Özgürlük İçin Demokratik Toplum Newrozu” pankartı asıldı.   ‘Newroz alanlarında olacağız, barışa sahip çıkacağız’   Toplantıda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 2025 Newrozu’nun ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısına güçlü bir yanıt olacağını dile getirerek, alanlarda barışa sahip çıkacaklarını vurguladı. Tülay Hatimoğulları, “Sayın Abdullah Öcalan’ın yapmış olduğu ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısına bizler alanlarda, meydanlarda, 8 Mart’ta kadınlar olarak sahiplenmeyi en güçlü şekilde gösterdiğimiz gibi Türkiye’de Kürt halkı başta olmak üzere bu ülkede yaşayan farklı halklar ve inançlarla beraber Newroz alanlarında olacağız, barışa sahip çıkacağız. Demokratik toplumun oluşumuna katkı vermek üzere, onun mücadelesini yürütmek üzere bizler Newroz ateşini hep birlikte harlayacağız. Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrı demokratik toplum ve barışın çağrısıdır. Eşit bir biçimde her halkın her inancın her mezhebin sadece Türkiye’de değil bütün Orta Doğu coğrafyasında Suriye’de kendi inancıyla mezhebiyle, diliyle yaşam tarzıyla ortak bir yaşamın inşa edilmesinin çağrısıdır. Yine Sayın Öcalan’ın çağrı metninde yer aldığı gibi kimliklere saygı, kendini özgürce ifade etme ve demokratik anlamda örgütlenmenin çağrısıdır. Hak ve eşitlik temelli bir mücadelenin çağrısıdır. Sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanma çağrısıdır.”   ‘Sorumluluklarını yerine getirmesi gereken iktidardır’   Abdullah Öcalan’ın çağrısındaki en önemli vurgunun ‘örgütlü toplum çağrısı’ olduğuna dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “Bu çağrının yaşam bulması için zemininin güçlendirilmesine çok ihtiyaç var. Biz 1 Ekim’den bu yana çağrının geleceğini bilen bir yerden, bu çağrının zemininin güçlendirilmesi konusunda mesajlarımızı her fırsatta verdik. Çağrı geldikten sonra mesajlarımızı yineledik. Sayın Abdullah Öcalan’ın bu tarihi çağrısının Türkiye topraklarında karşılık bulmasının en önemli zemini öncelikle Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması, kiminle ve ne görüşme yapmak istiyorsa bunun kanallarının açılması ve çağrı metninde kendi ifade ettiği gibi kendi örgütüne yaptığı fesih, değişim ve dönüşüm çağrısının yaşam bulabilmesi için Sayın Abdullah Öcalan’ın kendi örgütü ile iletişim kanallarının sonuna kadar açılması gerekiyor.    Demokratik siyasetteki bütün kesimler olarak sonuna kadar sahiplendiğimiz bu sürecin yasal, hukuki ve demokratik zeminde ilerleyebilmesinin koşullarının oluşması gerekiyor. Bu anlamıyla devlete ve iktidara çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Sayın Öcalan çağrıyı yaptığı sırada ‘bütün sorumluluğu üzerime alıyorum’ diyerek kendi sorumluluğunu ortaya koydu. Aynı biçimde kendi örgütünün çağrıya verdiği yanıtta bu çağrıya sahip çıkacağını ve gerekliliklerini yerine getireceğini, bunun zemininin de bir an önce inşa edilmesi gerektiğini içeren bir yanıt verdi. Her siyasal ve toplumsal kesimden olumlu yanıt geldi. Demokratik kitle örgütleri, parlamentoda temsili bulunan siyasi partilerle yaptığımız bütün görüşmelerde bu çağrıya olumlu yanıtların geleceğinin mesajı daha çağrı yapılmadan önce gelmişti. Çağrı ile birlikte gelen mesajlarda da destek verilmektedir. Bu çağrı aynı zamanda dünya ölçeğinde en geniş yelpazede olumlulukla karşılandı. O halde şimdi adım atması gereken bu zeminin örülmesi için görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi gereken devlet ve yürütme erki olan iktidardır. Umut ediyorum ki Newroz’da alanlarda bunların müjdesini hep birlikte verebiliriz.”    Bir adım geri atmadık, atmayacağız   Tülay Hatimoğulları, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Dün Suriye’deki yeni gelişmelerle beraber bu çağrının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Birkaç gündür Lazkiye, Tarsus, Hama, Humus, Banyas çevresinde Alevi canlarımıza yönelik tarih içerisindeki en büyük alevi katliamlarından birine tanıklık ettik. Bu konuda ilk andan itibaren DEM Parti olarak tepkimizi ortaya koyduk. Alevi canlarımızın hiçbir şekilde baskı görmemesi, katledilmemesi için bütün yetkilileri bütün ilgilileri göreve davet ettik. Suriye’de yaşayan Hıristiyan, Dürzi, Türkmen, Sünni hangi halktan ve inançtan olduğuna bakılmaksızın her halkın ve her inancın Suriye’de eşit bir şekilde temsil edildiği, başta yaşam hakkı olmak üzere bütün vatandaşlık ve yurttaşlık haklarına sahip olması gerektiği vurgumuzdan bir adım geri atmadık, atmayacağız.   8 maddelik anlaşma oldukça önemli   Dün Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve geçici Şam hükümeti arasında 8 maddelik bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, Kürt halkı ve diğer bütün halklar için çok önemli bir anlaşma. Bu anlaşmayla ilgili elbette 6’ncı madde üzerinden Alevi canlarımızın çeşitli eleştirileri ve değerlendirmeleri olduğunu biliyoruz. Bu eleştiri ve değerlendirmeler bizlere de ulaştığı gibi aynı şekilde Suriye’deki özerk yönetime ulaştığını da çok iyi biliyoruz. Buradan şunu vurgulamak isteriz. Bu anlaşma oldukça önemli bir anlaşmadır. Bu anlaşmanın birinci ve üçüncü maddesi sizler de lütfen detaylı inceleyin o maddeleri, Suriye’de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların eşit yurttaşlık hakkı temelinde haklarını alabildiği, eşit ve özgür yaşayabildiği bir demokratik Suriye tarifi sunmaktadır. Demokratik Suriye tarifi sunarken aynı zamanda bu sürecin devam edeceği vurgusunu yaparak önümüz süreçte bir demokratik anayasa inşasının koşullarının oluşmasıyla ilgili de vurguları önemlidir.   Özerk Yönetim'in sorumluluğunu yerine getireceğinin farkındayız   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin üzerine düşen görev ve sorumluluğunu yerine getireceğinin farkındayız. Çünkü 2011’de Suriye savaşı başladığı günden bugüne kadar oradaki IŞİD ve El Kaide, El Nusra ve türevi olan örgütlere karşı en güçlü mücadeleyi Kuzey Doğu Suriye’deki öz yönetim verdi ve öz yönetim içinde sadece Kürtler yok. Araplar o bölgedeki farklı halklar ve inançlar oradaki yapılanmanın doğrudan öznesidir ve içindedir. Bugün Suriye’de yaşayan Alevilere kıyı çizgisinde yaşayan Alevilere dönük Esad artığı diyerek katledilmesini asla kabul etmiyoruz. Bu katliamı yapanların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyorlar. Alevilerin bütün halkların inançların ve özellikle Hıristiyanları da vurgulamak isterim bütün haklarının anayasal güvence altına alınmasını istiyorlar. Bu beklenti, insani ve demokratik sorumluluk gereğidir. Bu konuda başta Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi olmak üzere Suriye'de etkisi bulunan bütün kesimlerin bu taleplere kulak vereceğine canı gönülden inanıyoruz.   Newroz ateşi barış için harlanacak    Bu katliamları yaşamamak için daha çok örgütlenmeliyiz. Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı tam da buna işaret etmektedir. Daha çok örgütlenmek ve daha çok kendi haklarımız için mücadele etmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Bu coşkuyla bu inançla ve ruhla karşılayacağız. Newroz’u Anadolu ve Mezopotamya topraklarında zalim Dehaklara karşı Mazlumların Demirci Kawaların direnci ile karşılayacağız. Newroz ateşini Kürtlerle, Alevilerle, Ezidilerle, Hıristiyanlarla, Türkmenler, Acemlerle, Ermenilerle burada sayamadığım bu bölgedeki bütün farklı haklar ve inançlar hep birlikte karşılayacağı ve özgürlük halayına duracağız. Sayın Öcalan'ın özgürlüğü, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısını büyütmek için bizler Newroz ateşini Türkiye’nin ve Kürdistan'ın dört bir yanında hep birlikte harlayacağız. Halklarımızı Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısını alanlarda, meydanlarda büyütmeye davet ediyoruz. Bütün halkların ve inançların Newroz alanlarına akın akın gelmesini, Newroz ateşini hep birlikte halkların özgürlüğü ve kardeşliği için harlamak üzere davet ediyoruz. Newroz ateşi barış için ve demokratik toplum için harlanacak bu dönemde. Davetimizi bir kez daha bütün halklar için yapıyoruz. Newroz’un coşkusu ve direnişiyle hepinizi sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.”   ‘Savaşa karşı barışı Newroz ruhuyla savunmak hepimizin görevi’   Tevgera Jinen Azad (TJA) aktivisti Aygül Sincar, “Abdullah Öcalan’ın kadınlara gönderdiği mektup coşkusu, örgütlü kadın mücadelemizden aldığımız güç ile alanlarda olacağız. Newroz direniştir, yeniden doğuştur ve barış umudu demektir. Bütün kadınlara çağrımızdır gelin Newroz’da birlikte geniş kadın ittifakını kuralım. Çağrının coşkusuyla demokratik toplum paradigmasını sahipleneceğiz. Newroz ile özgürlüğün, eşitliğin, demokratik siyasetin önünü açmak istiyoruz. Savaşa karşı barışı Newroz ruhuyla savunmak hepimizin görevi.    DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Arife Çınar, “halkları, inançları Newroz ateşi etrafında kenetlenmesi için Newroz alanına davet ediyoruz.”   Toplumsal Özgürlük Partisi TÖP’den Juliana Gözen, “Halklar açısından önemli eşikteyiz. Bir tarafta dünyanın gözü önünde egemenlerin Ortadoğu’nun yeniden dizayn yaşanıyor. Filistin, Alevi halkının katliamı yaşanıyor. İçinde bulunduğumuz dönem aynı zamanda imkanlarda barındırıyor. Kürt halkının yürüttüğü mücadele egemenlerin denklemini zorluyor. Ortadoğu’da tüm halklar açısında demokratik zeminde yaşamanın imkanını barındırıyor. 2025 Newroz’u yeni dönemin görevlerini üstlendiğimiz bir süreç oluyor. Hepimizin Newroz’u kutlu olsun.”   ‘Newroz barışa ve özgürlüğe vesile olsun’   Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Feray Mertoğlu, “Bu coğrafyanın emekçileri olarak faşizme, yoksulluğa karşı mücadele etmek ve örgütlemek zorundayız. Sömürüye, cinsiyetçiliğe, militarizme karşı zılgıtlarımızı, mücadele coşkumuzu Newroz’a taşımak görevimiz.  Newroz direniş, barıştır. Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile Newroz barışa vesile olsun Kadınların, sosyalistlerin barışı toplumsaşllştırmak için mücadele içinde olması gerekiyor. Newroz barışa ve özgürlüğe vesile olsun. Newroz kutlu olsun”   ‘Barışın inşasında sorumluluğumuz yerine getirelim’   Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanı Kadriye Doğan, “Eğer bir yerde katliam, mekandan uzaklaştırma varsa birileri oralara göz dikmiştir. Lazkiye’de kıyı boyunca SMO, DAİŞ artıkları yaşam arıyor bunun için Alevileri ‘rejim artığı’ olarak tanımlayıp oraya yöneldiler. Suriye’deki Alevileri ‘rejim artığı’ olarak tanımlamak kabul edilemez. Yeni anlaşma imzalandı bu Aleviler adına kıymetli bir yerde. Yaşam alanlarının tekrardan sahiplerine iade edilmesi barış süreci ile beraber takip edeceğimiz bir durum. Toplumsal barışın, özgürlüğün inşa edilmek üzere 2025 Newroz’unda Alevilere çağrımdır gelin birlikte emek verelim ve barışın inşasında sorumluluğumuz yerine getirelim.”   ‘Onurlu barış mücadelesini yükseltmemiz gereken bir eşikteyiz’   Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Sezin Uçar, “2025 Newroz’u Kürt halkınının ilmek ilmek ördüğü özgürlük mücadelesi için önemli olduğu kadar tüm Türkiye halkları açısından da önemli. Onurlu barış mücadelesini yükseltmemiz gereken bir eşikteyiz. Yüreği özgürlükten, barıştan yana atan kesimlerin bu sürece kayıtsız kalma durumu söz konusu değil çağrı hepimize sorumluluk yüklüyor. Herkesin Newroz’unu kutluyorum ve Newroz alanlarına davet ediyorum.”