DEM Parti ile Saadet Partisi görüşmesi sona erdi: Nefret dilinden çıkılmalı 2025-03-12 15:34:45   ANKARA - DEM Parti Eş Genel Başkanlarının Saadet Partisi ile yaptığı görüşme sona erdi. Görüşmede, “İktidarın bu süreçle ilgili samimiyetini ortaya koyabilmesi için nefret dilinden de çıkması gerekiyor” mesajı verildi.    Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısının ardından temaslara başlayan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, bu kapsamda Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ile bir araya geldi.    DEM Parti Eş Genel Başkanları, Mahmut Arıkan’ın yanı sıra Siyasi İşler Başkanı Mesut Doğan, Dış İlişkiler Başkanı Mustafa Kaya, Kadın Kolları Başkanı Nurgül Beytiye Ekinci ve Meclis Grup Başkanvekili Bülent Kaya tarafından kapıda karşılandı.    Karşılama sonrasında basına verilen fotoğraf ve görüntünün ardından görüşmenin yapılacağı toplantı salonuna geçildi.   Görüşme sonrasında yapılan ortak basın toplantısında ilk olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Çağrı metni biraz Meclis zeminini işaret ediyordu. Meclis zeminine düşen görev ve sorumlulukları hatırlatıyordu. Biz de artık bu saatten sonra meclisin harekete geçmesi gerektiğini, meclisteki siyasi partilerin de hazır bir çözüm ve barış olsun meselesindeki hemfikir olmalarından kaynaklı artık meclisin de yasal düzenlemeler için önüne bir yol haritası, bir plan ve program koymasını belirtmek istiyoruz. Çağrıdan sonra hem dünyada hem Türkiye’de gezip dolaştığımız bütün kurumlarda büyük bir ilgi vardı. Herkes bu süreci önemsediğini, bu sürecin barışla taçlandırılması gerektiğini zaten belirtmişti. Bu arada gittiğimiz her yerde bize sorulan çok önemli bir soru var. Evet bu kadar ilgi var. Bir toplumsal mutabakat var. Peki iktidar neyi bekliyor? Bugüne kadar yürütme neden adım atmıyor ve bunun önündeki engel nedir sorularını da sormadan edemiyorlar. Biz de sizin aracılığınızla bu soruları tekrar etmiş olalım” dedi.     Sayın Öcalan’ın çağrısı Suriye’nin önünü açtı   Tuncer Bakırhan devamında şunları söyledi: “Bu sürecin güvenilir bir şekilde yürümesi için yapılacak kimi şeyler varsa en başında Sayın Öcalan’ın müzakere yapma koşulları, şartları öncelikle oluşturulmalıdır. Bakın Sayın Öcalan’ın yapmış olduğu çağrı, aynı zamanda Suriye’de yapılan mutabakatın da önünü açtı. Emin olun buradaki çağrı orada Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi ile Şara yönetimini bir araya getirdi. Orada önemli gelişmelere yol açtı. Bizim de yakinen izlediğimiz önemsediğimiz o süreç doğru yönetilirse demokratik bir Suriye zemini oluşabileceğini söylediğimiz bu sürecin de aynı zamanda anahtarı oldu. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanı da bu konuda çok önemli şeyler söyledi. Kazanan Suriye halkı olacak dedi buna katılıyoruz önemsiyoruz. Kazanan sadece Suriye’deki halklar olmayacak aynı zamanda Türkiye olacak, Türkiye’de yürüyen bu süreç olacak. Orta Doğu kazanacak kan deryasına dönmüş bu Orta Doğu’da çözüm tartışılacak. Demokrasi tartışılacak müzakere ile yol alınacak Bunlar çok önemlidir. Bu vesile ile iktidara şu çağrıyı yapmak istiyoruz. Şimdi artık Kuzey Doğu Suriye yönetimi ile sizin de temasa geçme zamanıdır. Direkt Kuzey Doğu Suriye yönetimi ile görüşüp konuşabilirsiniz. Ne istediklerini anlayabilirsiniz. Bu aynı zamanda Türkiye’nin bölgede izlediği politikalara katkı sunar. Artık bir diyalog sürecine girdiğimiz için de Kuzey Doğu Suriye yönetiminin de bence bu süreçte Türkiye yönetimini ziyaret etmesinin Türkiye’deki tartışmalara da katkı sunacak.”    ‘Bazı şeylerin hükümet tarafından hayata geçirilmesi lazım’   Ardından konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Kürt meselesi ile alakalı Saadet Partisi’nin 56 yıllık bir geçmişinin olduğunu anımsattı. Mahmut Arıkan, “56 yıl boyunca bu konun hakkında Saadet Partisi milli görüş hareketi nerede durduysa bugün de ayını yerde durduğumuzu tekrar ifade etmek isterdi. Tabi 3 gün sonra Suriye’deki iç savaşın 14. yılına giriyoruz. Acı hadiselerin yaşandığını birkaç gün önce yaşanan katliam karşısında üzüntümüzü de tekraren ifade ediyorum. Silahların susması Suriye toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, içerideki halkların müzakere kanalıyla bir araya gelmeleri de kıymetlidir. Bu sabah grup toplantısında da ifade ettim. Türkiye’de eğer bir demokratikleşme olacaksa Türkiye’de 50 yıla yakın zaman zarfında yaşanan hadiselerin çözümü gerçekten isteniyorsa bazı şeylerin hükümet tarafından da hayata geçirilmesi gerekiyor. Bir çok konu muallaklığını muhafaza ediyor. Özellikle iktidar kanadının bu konudaki süreci şeffaf yönetme ile alakalı çekingen durması, süreçle ilgili kamuoyunu siyasi partileri bilgilendirme konusunda çekingen durması bizleri de kaygılandırıyor” sözlerini kullandı.    Kayyım sorunu    Mahmut Arıkan son olarak şöyle konuştu: “İnsan onurunun yaşam hakkının muhafaza edilerek kararlar alınması sürecin yönetilmesinin de önemli olduğunu ifade etmek isterim. Yine Türkiye’de bir demokratikleşme olacaksa düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin de kaldırılması gerekiyor. Hala siyasi partilerin yetkilerinin gözaltı süreçlerini yaşıyoruz haklarında soruşturma açıldığını görebiliyoruz. Bir samimiyet iyi niyet varsa bununla ilgili Türkiye’nin önünün açılması önemli. STK’ların gazetecilerimizin siyasetçilerimizin düşüncelerini rahatça ifade edecekleri ortamlar da bu hükümet tarafından sağlanması gereken bir husus. Kayyım meselesi yine Saadet Partisinin kaygıyla takip ettiği meselelerden biri. Bir çok belediyeye kayyım atandı. Belediye başkanları görevden alınabilir gerçekten suçları varsa cezaları da vardır. Eğer bir belediye başkanının geri dönme imkanı kalmadıysa o belediyeye kayyım atamak yerine orada bir seçim yapılması seçimlerin tekrarlanması daha demokratik bir durumdur. İktidarın bu süreçle ilgili samimiyetini ortaya koyabilmesi için nefret dilinden de çıkması gerekiyor. İktidar partisine yakışan sayın Cumhurbaşkanının yapması gereken kucaklayıcı bir dili önemsemesi ön plana çıkarması da önemli buluyoruz.”