Sebahat Tuncel: Çağı doğru okuyanlar zafere ulaşır 2025-05-17 15:41:28   RIHA - Son süreçte devam eden gelişmelere dair panelde konuşan TJA aktivisti Sebahat Tuncel, Kürtlerin,  Abdullah Öcalan’a güvendiğini belirterek, “Asıl mesele demokratik siyaset alanının ve hukukun yeniden yapılanmasıdır. Bizim özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var. Çağı doğru okuyanlar, zafere ulaşır” dedi.   Riha Emek ve Demokrasi Platformu’nun düzenlediği “Barışın İnşasında İlk Adım: Hasta Tutsakların Serbest Bırakılması” başlıklı panelde konuşan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Sebahat Tuncel; hasta tutsaklar başta olmak üzere cezaevlerinde tutsakların yaşadığı hak ihlalleri, 27 Şubat’ta yapılan Asrın Çağrısı ve PKK’nin feshi konularına değindi.   PKK zindan tarihindeki 4’leri, İbrahim Kaypakkaya’yı, Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’u saygı ve minnetle andığını belirten Sebahat Tuncel, “Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlar hiçbir kitapta anlatılamıyor. Toplumsal barışa giderken bu gerçeklerle yüzleşmek zorundayız. Toplumsal olarak sağlıklı olmanın bir yöntemi, yaşananlarla yüzleşmektir. Hak mücadelesi cezaevlerinde de veriliyor. Tutsakların her zaman denetim altında tutulmaya çalışıldığı bir politika uygulanıyor. Yemeklerin az ya da çok verilmesi de bunun bir parçasıdır. Tutsakların sağlığa erişimi neredeyse imkânsız. Siyasi tutsaklar kendi haklarını bildikleri için birçok şeyin mücadelesini veriyorlar. Ama adli tutsaklar için bu durum böyle değil” dedi.   ‘Özel politikalar var’   Hukuku mahkeme salonlarında öğrendiğini ifade eden Sebahat Tuncel, İmralı başta olmak üzere cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin altını çizdi. Sebahat Tuncel, şöyle konuştu: “Tecrit bir insanlık suçudur. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit, tüm cezaevlerine yayılmış durumda. Belki 12 Eylül ya da 90’lar sürecindeki gibi kaba dayak olmayabilir. Ancak şu an çok ince şekilde uygulanan özel politikalar var. Örneğin, Sincan Cezaevi’nde haftada üç defa arama yapılıyordu. Bunlara itiraz edildiğinde sorunlar farklı noktalara taşınabiliyor. Zindanlarda da bir yaşam devam ediyor. Siyasi tutsaklar, yaşamlarını idame ettirmek için orada da kendilerine bir hayat kuruyorlar. Cezaevlerinde insanlık dışı uygulamalar var. Adli mahkûmların emekleri sömürülüyor. Örneğin yemek dağıtımında ya da tekstil işlerinde çalıştırılıyorlar. Server Yıldırım arkadaş için doktor gözlük yazmış. Ancak İdare ve Gözlem Kurulu, gözlüğü verme kararını almak için toplanıyor. Kimi zaman gözlük verilmediği bile oluyor. Hasta tutsakların yaşadığı hak ihlalleri sadece bununla sınırlı değil.”   Kürtlerin barış söylemi   Başlatılan yeni sürece değinen Sebahat Tuncel, “Kürtler yıllardır barış diyor. Barış, Kürtler açısından sorunun çözümü için en başta geliyor. Devlet bugüne kadar Kürtlere net bir şekilde barış eli uzatmadı. Geçtiğimiz yıllarda Sayın Öcalan ‘Muhatap arıyorum’ dedi. Ancak geçiş sürecinde Tayyip Erdoğan müzakere masasını devirdi ve MYK’da Çöktürme Planı devreye sokuldu. Devlet eliyle yürütülen bir baskı ve şiddet ortamı var. Örneğin, Kürtlerin seçtiği belediyelere kayyım atanması da bunun bir parçasıdır. Bu artık bir rejim haline gelmiş durumda. Aynı şekilde basına yönelik baskı politikaları da uygulandı. Ama tüm bunlara karşı Kürt halkı direndi; bunu mahkemede, sandıkta, sokakta yaptı” diye konuştu.   ‘Demokratik moderniteyi inşa edeceğiz’   “Devlet Kürtleri çökerteyim derken kendisi çöktü” diyen Sebahat Tuncel, sözlerini şöyle sürdürdü: “27 Şubat’ta Sayın Öcalan bir çağrı yaptı ve 12 Mayıs’ta PKK kendini feshetti. Sokakta soruyorlar: ‘Devlete güven olur mu?’ Güven olmaz tabii. Ancak Sayın Öcalan’a güven olur. Biz ona güveniyoruz. Kürtlerin anayasal hakları güvence altına alınırsa birçok şeyin önü açılmış olur. Kapitalist moderniteye karşı ne yapacağız? Buna karşı demokratik moderniteyi inşa edeceğiz. Ekolojik kırıma karşı ekolojik sistemi, erkek egemen sisteme karşı kadın özgürlükçü sistemi inşa edeceğiz. Bizim derdimiz şu ya da bu değil. Bizim derdimiz, demokratik temelde halkın özgürlüğünü savunan bir programı hayata geçirmektir. Bugün dünya Kürt halkının mücadelesini konuşuyor.”   ‘Çağı doğru okuyanlar zafere ulaşır’   “Demokrasi inşa edildiğinde herkese inşa edilecek” diyen Tuncel, şunları söyledi: “Kürt halkının mücadelesi, çatışma zemininden siyasal ve hukuksal zemine taşınmayı hedefliyor. Bizler bunun moral ve coşkusuyla yolumuza devam ediyoruz. Barış sürecinden bahsedilecekse, öncelikli mesele hasta tutsakların durumudur. Barış süreci başlıyor diye hasta tutsakları bırakmak değil; çünkü hasta tutsakların durumu hayatidir. Türkiye, gerçek anlamda bir barıştan bahsediyorsa buna göre adım atmak zorundadır. Asıl mesele, demokratik siyaset alanının ve hukukun yeniden yapılanmasıdır. Bizim özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var. Hasta tutsakların durumu bir pazarlık meselesi olamaz, değildir. Çağı doğru okuyanlar, zafere ulaşır.”   Panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi.