Akdeniz’den 25 Kasım mesajı: Kadınlar özgürleşirse dünya değişir! 2025-11-09 16:23:30     MERSİN – Mersin’de 25 Kasım etkinliklerinin startını veren kadınlar “Biz kadınlar, savaşın ve şiddetin tüm biçimlerine karşı barışın öznesi olmak için her yerde örgütleniyoruz. Çünkü biliyoruz ki; kadınlar özgürleşirse dünya değişir” mesajı verdi.   Mersin'de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü etkinliklerin startı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Akdeniz ilçe binasının önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ile verildi. Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde gerçekleştirilen açıklamaya, DEM Parti Mersin ve  Adana il ve ilçe örgütü yöneticileri, Akdeniz Belediye Eşbaşkanı Nuriye Aslan, Mersin Barış Anneleri Meclisi, Akdeniz ve Toroslar Belediye Meclis Üyeleri ve çok sayıda kadın katılım sağladı. "Bi civaka demokratîk ber bi jiyana azad a bê tundî ve” (Demokratik toplumla şiddetsiz özgür bir yaşama) pankartının açıldığı açıklamada sık sık, "Jin jiyan azadî" ve "Bijî berxwedana jinan" sloganları atıldı.   Kadına yönelik şiddet bireysel değil   Basın metnini okuyan TJA üyesi Helin Onuk, kadın mücadelesinin yalnızca bir coğrafyayla sınırlı olmadığını, yüzyılı aşkın süredir tüm dünyada erkek egemenliğine karşı bir direniş biçiminde sürdüğünü vurguladı. Kadınların yarattığı özgürlük alanlarının bugün küresel sistemin ataerkil yapısı tarafından tehdit edildiğini ifade eden Helin Onuk, "Kadın mücadelesi artık hiçbir coğrafyanın dışında kalmamıştır; özgürlük arayışının en güçlü damarına dönüşmüştür. Fakat bu kazanımlar, küresel sistemin ataerkil yapısı tarafından tehdit edilmekte, kadınların yüzyıllardır ördüğü özgürlük alanları hedef alınmaktadır. Türkiye, Kürdistan ve Orta Doğu’da bu saldırı biçimleri çok daha derin yaşanıyor. Tanrıçaların yurdu olan bu topraklarda kadınlar sistematik biçimde katlediliyor, şiddete, yoksulluğa ve güvencesizliğe mahkum ediliyor. Kadına yönelik şiddet bireysel öfke değil, erkek egemen sistemin yapısal sonucudur. Yirmi yıldır uygulanan politikalar kadınları eve kapatmayı, ekonomik bağımsızlıklarını ellerinden almayı, iradelerini bastırmayı hedefliyor. ‘Aile Yılı’ ilanlarıyla kadınların kamusal alandan çekilmesi, emeğinin görünmez kılınması ve erkek şiddetinin üzerinin örtülmesi amaçlanıyor" diye belirtti.   Kadınlar özgür yaşam için mücadele ediyor   Kadınların yalnızca şiddete karşı değil, aynı zamanda özgür yaşamı inşa etmek için mücadele ettiğini dile getiren Helin Onuk, kadınların barışın öznesi olduğu bir dünyanın mümkün olduğunu söyledi. Helin Onuk şu ifadeleri kullandı: "Ekonomik şiddet kadınların yaşamını belirleyen en yakıcı gerçekliklerden biridir. Kadınlar düşük ücretli, güvencesiz işlerde çalıştırılıyor, bakım emeğine hapsediliyor. Yoksulluk bir politik tercihtir; kadınları muhtaç, bağımlı ve sessiz kılmanın aracıdır. Yargı sistemi kadınları değil failleri koruyor. ‘Aile birliği’ bahanesiyle şiddet meşrulaştırılıyor. Meclis’e sunulan 11’inci Yargı Paketi de bu zihniyetin devamıdır. Biz biliyoruz ki kadına yönelik şiddetin kökeninde bin yıllardır süregelen erkek egemen ideoloji yatıyor. Eko-kırım politikalarıyla insan toprağından, yaşam anlamından koparılıyor. Bu nedenle kadın mücadelesi aynı zamanda ekolojik bir direniştir. Barış kadınların sesiyle mümkündür, barış demek kadınların öldürülmediği, kimliklerinin inkâr edilmediği, bedenlerinin savaş alanı yapılmadığı bir yaşam demektir. Biz kadınlar, savaşın ve şiddetin tüm biçimlerine karşı barışın öznesi olmak için her yerde örgütleniyoruz. Çünkü biliyoruz ki; kadınlar özgürleşirse dünya değişir."