Ayşegül Doğan: İlk toplantıda Sayın Öcalan ile görüşme kararı alınmalıdır 2025-11-13 11:33:42   ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, önümüzdeki hafta komisyonun toplanacağını belirterek, “İmralı’ya gidilecek mi sorusuna hızla yanıt verilmeli. Temennimiz, tüm siyasi partilerin kalıcı barıştan, demokrasiden ve eşit bir yaşamdan yana pozisyon almalarıdır” dedi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, güncel gelişmelere ilişkin partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.   ‘Söz değil, adımların atıldığı bir dönem olmalı’   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin AİHM’in Selahattin Demirtaş’a ilişkin verdiği kararı hatırlatarak, konuşmasına başlayan Ayşegü Doğan, iktidara hukuku uygulama çağrısı yaptı. Kobanê Davası’ndan tutuklu tüm siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini ifade eden Ayşegül Doğan, “Bir türlü toplanamayan, esas gündemlerini kamuoyuyla paylaşamayan Komisyon çalışmalarını bir yandan takip ederken, tüm Türkiye halkları da öte yandan ‘Bu hukuksuzlukta ısrar olmaz’ diyor. Bu çelişkileri gidermek gerekiyor. Artık sözün değil, bu söze uygun adımların atıldığı bir dönem içindeyiz. Bu adımlar ne? Pratik, somut, hukuka uygun, adaletin tesis edildiği adımlar... Yasal düzenlemeye gerek duymadan yapılması gereken, AİHM ve AYM kararlarının tanınması gibi kararlardan başlayabiliriz” dedi.     ‘Operasyonlar dönemin temposuna uygun değil’   Ardından CHP’ye dönük kapatma davası ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesine değinen Ayşegül Doğan, şu ifadeleri kullandı: “Yalnızca iç kamuoyunda değil, dış kamuoyunda da Kobanê Kumpas Davası tutsaklığının hala sürdürülüyor olması nasıl yankılanıyorsa, aynı şekilde gözler İstanbul Büyükşehir Belediyesi iddianamesi ve İmamoğlu ile ilgili istenen hapis cezasına da çevrilmiş durumda. Bu binlerce sayfalık iddianamenin ve 19 Mart’tan bu yana süren operasyonların nedeninin gerçekten yolsuzluk olduğuna toplum inanmıyor. Demek ki toplum, yürütülen tüm bu operasyonların hem içinde bulunduğumuz dönemin temposuna uygun olmadığını hem de siyasi amaçlarla yapıldığını düşünüyor. Siyaseten rekabet edemediğiniz birini hapse attığınızı düşünüyor insanlar. Tıpkı Demirtaş’ta olduğu gibi. Tam da değiştirilmesi gereken şey işte bu.”   'Hukuki ve siyasi zemin oluşturmalı'   Komisyonun iki haftadır ertelenen toplantılarına da değinen Ayşegül Doğan, ilk toplantıda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme kararının alınması gerektiğini belirtti. Ayşegül Doğan, “Komisyon önümüzdeki hafta toplanıyor. Beklentimiz, ‘Komisyon İmralı’ya gidecek mi?’ sorusunun artık sürece hız ve güç kazandıracak şekilde olumlu yanıt bulması ve ilk toplantıda Sayın Öcalan ile görüşme kararının alınmasıdır. Sayın Öcalan ile görüşme önerilerinin komisyona ulaşması, hep altını çizdiğimiz gibi kritik bir önem taşıyor. Çünkü komisyonun yaşamsal işlevi, barış ve demokratik toplum sürecinin siyasi ve hukuki zeminini oluşturmaktır. Toplumsal barışı tesis etmek ve demokratik siyaset kanallarının yolunu açmak için bu zeminin artık açılması gerekiyor. Bunun için yasal düzenleme gerektirmeyen adımları ivedilikle atalım. Yasal düzenleme gerektiren adımlarla ilgili hazırlanan raporları kamuoyuyla paylaşalım, komisyon gündemine alsın ve hızla gereği yerine getirilsin” ifadelerini kullandı.    ‘Tüm partilerin kalıcı barıştan yana pozisyon almasını bekliyoruz’   Ayşegül Doğan, konuşmasının devamında şunları belirtti: “Aylardır dinlemeler yapılıyor, haftalardır ise komisyon toplanamıyor. Şimdi komisyonun acilen toplanması ve gündemine alması gereken konu hem bu raporlar hem de bu dinlemelerin asıl muhatabıyla yapılacak görüşmelerdir. Önerileri komisyona ulaştırmadan yol almak mümkün değildir. Bu yüzden, komisyonda yer alan tüm siyasi partilerin bu konuda alacakları inisiyatif, sadece bugüne değil; Türkiye'nin yarınına ve hatta gelecek yüzyılına yön verecektir.   Bir an önce görüşme gerçekleştirilmelidir    Temennimiz, tüm siyasi partilerin kalıcı barıştan, demokrasiden ve eşit bir yaşamdan yana pozisyon almalarıdır. Tıpkı komisyondaki partilerin bu meseleye dair yan yana geldikleri gibi, Öcalan ile görüşme kararının alınması ve komisyon heyetinin tüm siyasi partilerin katılımıyla oluşturulması gerekmektedir. Bu heyet bir an önce bu görüşmeyi gerçekleştirmelidir. Toplumsal barış korku duvarlarıyla değil, eşit kardeşlikle sağlanabilir. Tarih, ezber bozanları da ezberlere tutunanları da kaydeder. Biz ilk günden beri yaptığımız ezber bozma çağrımızı yineliyoruz. Ezberlere tutunmak değil, yeni bir dönemin sayfalarını açmak, bu başlangıcı kalıcı hale getirmek için ivedilikle adım atılmalıdır.   Komisyonun İmralı’ya gitme konusunda endişesi olmamalı   Komisyonun İmralı’ya gitme konusunda endişesi olmamalı. Aksine gitmemek, kalıcı bir fırsatı ıskalamaktır. Artık yıllardır üretilmiş bazı korkulardan sıyrılmak gerekiyor. Bu ezberleri bozacak olanlar da siyasi partilerdir. İktidar bloğu da bu konuda açık, net ve tartışmaya yer bırakmayacak şekilde yaklaşımını ortaya koymalıdır. Geçtiğimiz günlerde Meclis Başkanı'nın, komisyon başkanı sıfatıyla komisyon üyelerinin bu gündemle toplanacağına dair bir açıklaması olmuştu. Bu açıklamanın ardından, komisyondan İmralı’ya gitme kararının çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Temennimiz bu yönde. Türkiye bu badireyi de atlatacaktır. Çünkü bunu bir eşik olarak önüne koymuştur. Şimdi bu eşiği aşma, Sayın Öcalan’ı dinleme, önerilerini komisyona ulaştırma zamanıdır. Sürecin temposu bunu gerektiriyor. Bu nedenle, komisyonun önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda bu kararın alınmasını ve hızla uygulanmasını temenni ediyoruz.   2026 bütçesi istikrar ve refah bütçesi değil   Biliyorsunuz, bir yandan da bütçe görüşmeleri devam ediyor. Geçen hafta burada sizinle Merkezi Örgütleme Komisyonumuz, Emek Komisyonumuz ve diğer komisyonlarımızın ortak çalışmasıyla hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğumuz bir kampanyayı başlatacağımızı ifade etmiştim. ‘Ekmek ve barış için bütçe’ diyoruz biz. Bu sadece Meclis'teki bütçe görüşmeleriyle sınırlı değil. Alanda, sokakta, mahallelerde, evlerde bu kampanyaları yürütüyoruz. 2026 bütçesinin istikrar ve refah bütçesi olduğunu düşünmüyoruz. O yüzden ‘hayır’ diyoruz. Kasım ve Aralık aylarında çeşitli yürüyüş kollarıyla Ankara’ya doğru bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. Ekmek ve barış talebimizi yükseltmek, bu talep için ortak mücadelemizi ve yan yana gelişlerimizi çoğaltmak, sesimizi toplumun farklı kesimlerine ulaştırmak için planladığımız bir kampanya bu.   Karamsar değil, umutluyuz   Pek çok gelişme yaşanıyor. Ortadoğu’daki gelişmeler, dünyadaki gelişmeler ve Türkiye’de atılması beklenen adımlar... Artık bu tarihî fırsat ıskalanmamalı. Sözle değil, eylemle güçlendirilmeli. Bu konudaki mücadelemizi sürdüreceğiz ve mutlaka başaracağız. Hapisteki düşünce suçlularıyla, örgütlenme özgürlüğü için bedel ödeyenlerle, farklı düşündüğü için cezalandırılmak istenen insanlarla da buluşacağız. Karamsar değiliz, umutluyuz. Ve biliyoruz ki bu mücadeleyi ancak kendi omuzlarımızla yükseltebiliriz. O yüzden en çok, barış ve demokrasi mücadelesi veren omuzlara güveniyoruz. O birlikteliğe inanıyoruz.”