İrade gaspına tepki: Kayyımları gönderme zamanı!
- 09:03 9 Kasım 2024
- Güncel
Elfazi Toral
İSTANBUL - Belediyelere kayyım atanmasına tepki gösteren İstanbul’daki siyasetçiler, direnişin önemine dikkat çekerek, “Gün kayyımları, kayyım atayanları gönderme günü, zamanıdır” mesajı verdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı Mêrdîn Büyükşehir, Êlih ve Xelfetî belediyelerine kayyım atanmasının ardından başlayan protesto eylemleri aralıksız bir şekilde sürüyor. İrade gaspına karşı hem Kürdistan’da hem de Türkiye’nin birçok yerinde eylemler gerçekleştiriliyor. İrade gaspının yapıldığı kentlerden biri de İstanbul’un Esenyurt ilçesi. 31 Mart yerel seçimlerinde kent uzlaşısı ile İstanbul Esenyurt Belediye Başkanlığı’na seçilen Ahmet Özer’in tutuklanması ve ardından kayyım atanmasına karşı protestolar da devam ediyor. Êlih, Mêrdîn ve Xelfetî belediyelerine dönük irade gaspına karşı İstanbul’da direniş başlatan siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve yurttaşlar, irade gaspına tepkili.
AKP-MHP iktidarının tarihsel günlerde Kürt halkına yönelik saldırılarını giderek yoğunlaştırdığını söyleyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, bu tarihsel günlerden birinin de 4 Kasım 2016’da Kobanê Kumpas Davası’nın yıl dönümü olduğuna dikkat çekti. Çiçek Otlu, “4 Kasım 2016 yılında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve birçok milletvekilimiz ve MYK üyemiz gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Böyle tarihsel bir günde yine Mardin’e, Batman’a ve Xelfetî’ye kayyım atandı. Halkımızın kendi iradesiyle belirlediği iradeye yönelik bir gasp var. Ama Batman’da başka bir şey var. Batman’da kadın iradesine, kadın özgürlük mücadelesinin bir kazanımına saldırı var. Özellikle HÜDA-PAR gibi gerici erkek egemenliğini kurmaya çalışan, kadını yok sayan, kadını ev kölesi yapmaya çalışan bir yapıya karşı kadınlar kazanmıştı. Mardin ise çok dilli, çok kültürlü bir yer. Bu çok dilliliğe ve çok kültürlüğe bir saldırı olduğunu düşünmek gerekiyor” sözlerine yer verdi.
‘Birleşik mücadele büyütülmeli’
Türkiye’de kayyım ve savaş siyasetiyle halkın iradesinin gasp edildiğini belirten Çiçek Otlu, iktidarın bu politikalarla özgür ve eşit bir yaşamı inşa edemeyeceğini dile getirdi. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından irade gaspı girişimine karşı Wan halkının ortaya koyduğu direnişe işaret eden Çiçek Otlu, “Wan’da halk büyük bir direniş ortaya koymuş ve bu konuda da sözünü söylemişti. Kayyıma karşı sokakta direnmeye ihtiyaç var. Biz yerel yönetimlerde kendimizi ve kentimizi yöneteceğiz demiştik. Cins özgürlükçü bir belediyenin olacağını belirtmiştik” dedi. Daha önce atanan kayyımları hatırlatan Çiçek Otlu, yaşanan yolsuzluklara ve Kürdistan’da yürütülen savaşa dikkat çekti. Yürütülen politikaların önce kadın çalışmalarını hedef aldığına işaret eden Çiçek Otlu, kadın kurumlarının kapatıldığını hatırlattı. Çiçek Otlu devamla, “O nedenle hepimiz sahip çıkmalıyız. Bugün kayyım siyasetiyle haklarımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Yarın özgürlüğümüzü elimizden alacaklar. Bu nedenle halk hem kendi iradesine hem de özgürlüğüne sahip çıkmalı. Onun için kadınlar, gençler, Kürt halkı, Türk halkı, Arap halkı sokaklara çıkmalı ve birleşik mücadeleyi büyütmelidir” şeklinde konuştu.
‘Devlet halkı sindirmeye çalışıyor’
AKP-MHP iktidarının kayyım politikalarıyla Kürt halkını bastırmaya ve sindirmeye çalıştığını ifade eden Resime Karabaş, bütün saldırıların amacının Kürt halkını yok etmek olduğunu söyledi. Resime Karabaş, “Kürt halkı kendi iradesiyle oylarını kendisine veriyor. Tayyip bunu kabul etmiyor. Bir halk kendi oylarını kendisine nasıl verebilir düşüncesinde. Devlet kendi zor aygıtlarıyla, yani polisiyle, askeriyle belediyelerimize giriyor ve halkın seçtiği eşbaşkanları yerinden ediyor. Eşbaşkanlarımızın yerine valiyi, kaymakamı kayyım olarak atıyor. O makamda oturarak halkın iradesini gasp ediyor. Tayyip’in amacı Kürt halkını yok etmek. Ama Kürt halkı hep var oldu, direndi ve direnmeye de devam ediyor. Tıpkı Wan halkı gibi direneceğiz ve kazanacağız. Kazandığımız tüm belediyeleri geri alacağız. Devlet, halkların kültür, dil ve kimliğini baskılarla engellemeye çalışarak yaşamı çıkmaza sokuyor. Devlet, baskıyla ve sindirmeyle halkı evlere hapsetmek istiyor. Halkımız da kazanmak istiyorsa, bu baskıları bertaraf etmek istiyorsa, buna sessiz kalmamalı ve seyirci olmamalı” dedi.
‘Kayyımı gönderme zamanı’
İktidarın bir kez daha kayyım saldırısıyla sadece Kürt halkını değil işçi, emekçi sınıfını ve tüm ezilenleri hedef aldığını belirten Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Deniz Aktaş, bu saldırıların aynı zamanda işçilerin ve emekçilerin birleşik mücadelesine yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti. “İktidar bugün şovenizm ile tüm halkı zehirlemeye çalışıyor” diyen Deniz Aktaş, “İşçilere, emekçilere, kadınlara, tüm direnenlere ve direniş odaklarına sesleniyorum: Bugün sokağa çıkma günüdür. Kürt halkının iradesine kayyım atayanları gönderme günüdür. Birleşik mücadele ile kayyımları gönderme günüdür. Herkesi sokağa, direnişe ve kayyım politikalarını göndermeye çağırıyorum” diye konuştu.