Musa Anter Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu 2023-09-22 19:53:03   İSTANBUL - Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri, Yeni Yaşam Gazetesi’nin Kadıköy’de düzenlediği törenle sahiplerini buldu.   Amed’de 20 Eylül 1992’de katledilen Musa Anter anısına her yıl düzenlenen törenle verilen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nin 30’uncusu Yeni Yaşam Gazetesi’nin Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi’nde düzenlediği törenle sahiplerini buldu. 30’uncu Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Yarışması'nda ödüller, "Türkçe Haber", "Kürtçe Haber", "Fotoğraf", "Karikatür" ve Gurbetelli Ersöz anısına "Kadın Haberciliği" olmak üzere beş ayrı dalda dağıtıldı.    Ödül töreni etkinliğine PKK kadrolarından Hayri Durmuş’un ablası Zekiye Durmuş, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Barış Anneleri, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Sözcüsü Serdar Altan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, HDK Eş Sözcüsü Yeni Yaşam Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi olan Cengiz Çiçek, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Milletvekilleri Ayşegül Doğan, Çiçek Otlu ve Sırrı Süreyya Önder, Asrın Hukuk Bürosu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe yöneticileri, katledilen Cizre Mahallesi Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un oğlu Adem Tunç, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri, Kadın Zamanı Derneği üyeleri, Demokratik Aleviler Derneği (DAD) üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Basın Şehidi Nesrin Teke’nin annesi Nezahat Teke, Gezi Direnişi’nde katledilen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, katledilen Musa Anter’in oğlu gazeteci ve yazar Dicle Anter’in yanı sıra çok sayıda gazeteci ile Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) temsilcisi katıldı.    ‘Anıları yolumuzu aydınlatacak’   Etkinliğin düzenlendiği salona katledilen Kürt bilgesi Musa Anter ile Gurbetelli Ersöz ve 1990’lı yıllardan günümüze kadar katledilen Özgür Basın emekçilerinin fotoğraflarının yer aldığı “Biranina wan riya me ronî dike/ Anıları yolumuzu aydınlatacak” yazılı pankart asıldı. Kürtçe ve Türkçe sunumların yapıldığı tören, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından “Şehit namirin” sloganı atılarak, zılgıt çalındı.   Törenin açılışını HDK Eş Sözcüsü ve Yeni Yaşam Gazetesi’nin İmtiyaz Sahibi olan Cengiz Çiçek yaptı. Cengiz, ”Yyolumuz açık olsun. Özgür basınla her koşulda dayanışmak zorundayız. Ev sahibi olarak konuşuyoruz ama asıl ev sahibi Ape Musa, Gurbetelli Ersöz, Kadri Bağdu. Bu gelenek diz çökmedi ayakta duruyor. Özgür basın isyanın, hakikatin yoldaşı oluyor. Diz çökmedik çökmeyeceğiz, demokrasi ve özgürlüğü bizler getireceğiz. İmralı’da uygulanan tecride karşı 3 maymun oynayan bütün egemenlere rağmen karşı Özgür Basın onları teşhir edici bir yerde duruyor. Özgür Basın Kürt halkının yılmaz neferi” dedi.     ‘Özgür Basın gücünü kadınlardan, Kürtlerden alıyor’   Ardından Yeni Yaşam gazetesi Jin Dergisi editörü Hicran Ürün söz alarak, “Ape Musa’nın, Gurbetelli Ersöz’ün adını taşıdığı böyle bir geleneğe ev sahipliği yapmak onurlu ve heyecan verici. Özgür Basın bu günlere kolay gelmedi. Bombalanan gazetelerden, tutuklamalardan bugünlere gelen bir gelenek. Basına yönelik saldırı devam ediyor ama bir söz var ‘zulmün olduğu yerde direniş vardır’ diye özgür basın bunun somut olmuş hali. Özgür Basın hiç susmadı. Özgür Basın bedeller ödeyerek bugünlere geldi bundan vazgeçmeyecek. Özgür Basın en büyük gücünü emekçilerden, kadınlardan, Kürt halkında, Alevilerden, özgürlük için bedeller ödeyenlerden alıyor” diyerek, cezaevinde tutsak gazeteciler ve devrimcilerin alkışlanmasını istedi.    Konuşmanın ardından Özgür Basın tarihine dair sinevizyon gösterimi yapıldı. Sinevizyon gösterisinde kullanılan Gurbetelli Ersöz ve Musa Anter’in görüntüleri salonda bulunan kitle tarafından alkışlarla karşılandı. Sinevizyonun ardından  “Özgür Basın susturulamaz” ve “Şehit Namirin” sloganları atıldı.   Daha sonra Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder konuşma gerçekleştirdi. Sırrı, “Bu ülke tarihinde direnişin tarihine hepimiz tanığıyız, özgür basın bu direniş tarihini günümüze kadar aktaran bir rol oynuyor. Özgür Basın emekçilerinin emeğinin karşılığı verilemez. Bundan kaynaklı özgür basınla dayanışmamız gerekiyor” diye söyledi.   Ardından Musa Anter’in oğlu Dicle Anter söz aldı. Dicle, “Özgür Basının tüm baskılara rağmen sesi kesilmiyor” diyerek tutsak gazetecileri selamladı.   Konuşmaların ardından Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçısı Baran Bozyel sahne alarak Kürtçe stranlar seslendirdi.   ‘Tecride karşı mücadele ederek Abdullah Öcalan’a ulaşmalıyız’   Ferid Demirel’e Bianet’te yayınlanan “Fermandarê rêxistina Ahrar’uş Şarkkiyeyê ji Zanîngeha Artûklûyê derçûye” başlıklı haberiyle birincilik ödülü verildi. Ödülü Ferid’e Asrın Hukuk Bürosu avukatı Rezzan Sarıca verdi. Rezzan, “Ortadoğu’da uzun zamandır savaş yaşanıyor. Her gün insanlık suçu işleniyor. Gazeteci arkadaşlarımız yaşanan hak ihlallerini, hakikati ortaya çıkarıyor. Ferid’in yaptığı haber aracılığıyla katledilen Hevrin Xelef’i anıyoruz. Onların mücadelesini yerde bırakmayacağız ve onların hesabını soracağız.  Aynı zamanda İmralı cezaevinde tecrit uygulanıyor bu bir işkence suçudur. 2 yıldır Sayın Abdullah Öcalan’dan haber alamıyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’dan haber alamıyorsak bunun hukukta adı zorla kaybetmedir. Tecride karşı mücadele ederek Abdullah Öcalan’a ulaşmalıyız” diye konuştu. Konuşmanın ardından salondan “Biji Serok Apo” sloganları yükseldi.    ‘Mücadeleleri cezaevinde, sokaklarda devam ettirilecek’   Daha sonra MA’nın tutsak olan editörü Abdurrahman Gök’ün “Jin jiyan azadî”yi dünyaya yayan “Rojhilat ve İran’dayım: Yeni bir İran umudu” haberine Türkçe Haber Dalı birincilik ödülü verildi. Abdurrahman adına MA Yazılı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, ödülü basın şehidi Nesrin Teke’nin annesi Nezahat Teke’den aldı. Nezahat ödülü verirken, “Basın şehitlerinin, özgürlük şehitlerinin önünde saygıyla eğiliyorum. Biz özgür basının minnettarıyız. Abdurrahman Gök gibi birlerce kişi cezaevinde arkadaşlar tutuklu ama merak etmesinler onların mücadeleleri cezaevinde, sokaklarda devam ettirilecek” ifadelerini kullandı.    Ardından  “Türkçe Haber” dalında birincilik ödülü alan MA tutuklu editörü Abdurrahman Gök’ün, törene gönderdiği mesajı okundu. Abdurrahman’ın mesajını Diren okurken, mesajında şu ifadeler yer aldı: “Apê Musa'nın, Gurbetelli Ersözlerin, özgür basın şehitlerinin direniş ve mücadele inadını arkalarında bıraktıkları miras ile öğrenen ve miskali zerre kadar bile olsa onlara layık olmaya çalışan cezaevinde ya da dışarıdaki gazeteciler olarak halkın haber alma hakkını tereddütsüz savunmaya devam edeceğiz. Jîna Emînî’nin umut yaratan kocaman gözlerine selam olsun! Özgürlüğünden yoksun bırakılma riskine rağmen hiç bir şekilde vicdanından ödün vermeyenlere selam olsun.”   Katledilen Nagehan Akarsel ve Jin Tv çalışanları anıldı   Mektubun ardından Diren, Süleymaniye’de katledilen Kürt akademisyen-gazeteci ve Jineoloji Araştırmaları Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’i ve Türkiye tarafından 24 Ağustus’ta Qamişlo-Amûdê arasındaki yolda JIN TV çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen saldırıda katledilen gazetecileri andı. Konuşmanın ardından “Jin jiyan azadi” sloganı atıldı.   Yeşil Gazete’den Metin Yoksu’nun , “Şırnak’tan sonra Siirt: Jandrama’nın talebiyle altı ayda en az 60 kilometrekarelik ormanlık alan yok edildi” haberiyle aldığı Juri Özel Ödülü’nü İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen verdi.   Yeşil Gazete’den Dilan Pamuk’un “Yatağan’da suç üstü: Şirket, maden için verilen yargı kararını görmezden geliyor” haberiyle aldığı Juri Özel Ödülü’nü Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MGKP) üyesi ve Jinnews muhabiri Marta Sömek verdi. Ödülü alan Dilan, “Ne zaman haber yapsak tehditlerle karşılaşıyoruz bunun nedeni açıktır ki iktidar tarafından korunuyor. Ödülümü iklim krizi karşısında ilham verici şekilde direnen ikizköylüler ve Akbelen direnişçilerine adına alıyorum” dedi.    ‘Kadının kalemiyle hakikatin izinde’   Daha sonra söz alan Marta, “Giydikleri ateşten gömlekle hakikati halka ulaştırma mücadelesinde bir adım dahi geri adım atmayan Ape Musa şahsında tüm Özgür basın şehitlerini özlemle anıyorum. Özgür basın şehitlerinden devraldığımız meşalenin sahiplerinden biri de sevgili Gurbetelli Ersöz. Bundan 26 yıl önce katledilen Türkiye’nin ilk kadın genel yayın yönetmeni Gurbetelli Ersöz’den devraldığımız hakikat mücadelesiyle Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu olarak Gurbetelli’nin katledildiği 7 Ekim’de dernekleşiyoruz. Bu ödülü de hakikat mücadelesinde ısrarcı olan özgür basın emekçisi kadınların kurduğu Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu adına takdim ediyorum. Son olarak sözlerimi, ‘Kadının kalemiyle hakikatin izinde’ diyerek yola çıkan, bu hakikat mücadelesinde parçası olmaktan onur duyduğum ve 25 Eylül’de 6’ncı yılına girecek olan JINNEWS’i kutlayarak sonlandırıyorum” dedi.   BirGün Gazetesi’nden İsmail Arı’nın “Halkı zehirlemişler” başlığıyla haberiyle aldığı Jüri Özel Ödülü’nü gazeteci Ali Duran Topuz verdi.   ‘Jin Jiyan Azadi felsefesinin hakikatine dünya tanıklık etti’   İran’da ahlak polisleri tarafından katledilen Jîna Emînî’nin babası Amjad Emînî röportaj yapan kadın gazeteci Nazila Maroufian’i Gurbetelli Ersöz Kadın Haberciliği Dalı birincilik ödülü verildi. Ödülü Nazila adına Mojtaba Hosseini, TJA aktivisti Eylem Saruca’dan aldı. Eylem, “Jin Jiyan Azadi felsefesinin hakikatine dünya tanıklık etti. Erkek devlet şiddeti burada nasılsa Kurdistan’da, Rojhılat’ta aynı. Kadın özgürlük mücadelemizden nasıl geri durmadıysak basın emekçileri de kalemini bırakmayacak. Jin jiyan azadi” sözlerine yer verdi.    ‘Hakikat er ya da geç kazanacak’   Nagehan Akarsel’in kardeşi Nesrin Akarsel törene video gönderdi. Nesrin, ”Orada olmak isterdim ama koşullar el vermedi. Ablam inandıklarından vazgeçmediği için 11 kurşunla katledildi. Özgürce yaşamaya çalışırken paramparça ettiler ama bizler ne olursa onun düşlerinden vazgeçmeyiz. Sizlerde takipçisi olduğunuz sürece hakikat er ya da geç kazanacak” ifadelerine yer verdi.    Erhan Yaşar Babalık ise karikatür dalında birincilik ödülünü aldı. Ödülü Yeni Yaşam Gazetesi Kadın editörü Nevin Cerav verdi.   Ardıl Batmaz’ın “Devletin Eli” başlıklı fotoğrafıyla fotoğraf dalında birincilik ödülünü aldı. Ödülü Cumartesi Annesi Hanım Tosun verirken, Hanım “Eğer yapabilseydim ben Ape Musa’nın kalemini kaldırırdım ama senin generalin çok Ape Musa. Kalemin kirli kanın içerisinde kalmayacak. Ape Musa’yı katledenleri kınıyorum. Ape Musa’yı hiç unutmayacağız ama sizi hep lanetleyeceğiz” diye ifade etti.   ‘Basın şehitlerinin oluşturduğu değerler sürecek’   Fotoğraf Dalı Jüri Özel Ödülü Sedat Suna’ya verildi. Ödülü DFG Eşbaşkanı Serdar Altan verdi. Sedat, "Basın şehitlerinin oluşturduğu değerler sürecek. Cezaevindeki, dışarıdaki arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor gerçekleri karanlıkta bırakmamak için. Her zaman bu mücadele sürecek. Basın şehitleri hiçbir zaman unutulmayacak. Bir hakikat oluşturdular bu hakikat kaybolmayacak. Kaybolmayacak” dedi.    Fotoğraf Dalı’nda ikinci Jüri Özel Ödülü ise Efekan Akyüz’e verildi. Ödülü Kürt Dili Enstitüsü Eş Başkanı Remziye Alpaslan verdi. Remziye, “Ape Musa bir bilgeydi ondan Kurdistan’ın kokusu geliyordu. Onun yaptıkları basın için örnek oluyordu. Ape Musa aynı zamanda Kürt Dili Enstitüsünün kurucusudur. Ape Musa’nın her yerde izi var. Kendisini sevmeyenlerin karşısına çıkıp hep sözlerini söylüyordu. Bugün emek veren, korkmayan kişilerin emeği önünde saygıyla eğiliyorum. Ape Musa’nın izinde her zaman gazeteciler olacak bizde dil alanda onun mücadelesini sürdüreceğiz.”   ‘Musa Anter’in katilleri ‘zaman aşımı’ gerekçesi ile aklandı’   Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, tutsak olduğu Sincan Cezaevi’nden ödül törenine mesaj gönderdi. Dicle’nin mesajını DFG Eşbaşkanı Serdar Altan okudu. Türkiye cezaevlerinde 59 tutuklu gazetecinin olduğuna dikkat çeken Dicle’nin mesajında şu ifadeler yer aldı. “Bu sorun sürdüğü sürece Kürtler de her alanda varlık ve kimlik mücadelesi yürüttü yürütüyor. Ömrünü halkının kimlik mücadelesine adayan isimlerden biri de gazeteci-yazar Musa Anter idi. Musa Anter birçok kez şiir ve yazıları nedeniyle hedef alındı, yargılandı, tutuklandı. Kürt gazeteciler tarafından özgür basının çınarı olarak kabul edilen Musa Anter bu hedef alınmaların bir devamı olarak 20 Eylül 1992 de JİTEM tarafından katledildi. 1990’ların karanlık günlerinde öldürülen Musa Anter’in katilleri geçtiğimiz yıl ‘zaman aşımı’ gerekçesi ile aklandı   ‘Apê Musa’ların, Nagehan Akarsel’lerin kalemini yerde bırakmayacağız’   Özgür Basın Apê Musa’dan gücünü, inadını kuşanarak bu kalemi hiç bırakmadı. Bombalamalar, katletmeler, gözaltı ve tutuklamalar Kürt gazetecileri hakikat mücadelesinden alıkoymadı. Bizler Apê Musa’nın kalemi olup gerçekleri yazdık ve yazmaya devam edeceğiz. Apê Musa’nın katillerini aklayarak bu cinayete sahip çıkan iktidar bizleri de hapsederek hakikati perdelemek istiyor. Ancak 31. yıl dönümünde bir kez daha mücadelesine bağlı olduğumuzu haykırdığımız Musa Anter’i anıyoruz. Hapsedilsek de Apê Musa’ların, Nagehan Akarsel’lerin, Deniz Fırat’ların, Cengiz Altun’ların kalemini yerde bırakmayacağız.”   Ödülü Tolhıdan Tekman ve Kürdistan şehitleri adına  aldı   Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) ise Devlet tarafından katledilenlere ilişkin faaliyetleri dolayısıyla Onur Ödülü’ne layık görüldü. MEDYA-DER adına ödül alan Eşbaşkan Semra Akkoç’a ödülü Yeşil Sol Parti İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder verdi.    Semra ödülü almasının ardından teşekkür ederek, “Ben umuyorum artık hiçbir annenin yüreği yanmaz cenazemiz torbada verilmez. Bu ödülü Tolhıdan Tekman ve Kürdistan şehitleri adına alıyorum. Bütün şehitler ve Musa Anter önünde saygıyla eğiliyorum” dedi.   Ödül töreni toplu çekilen fotoğrafların ardından atılan slogan ve zılgıtlarla son buldu.