Ayşegül Devecioğlu: Abdullah Öcalan’ın barış istemesi şanstır! 2024-01-11 09:02:02     Elfazi Toral   İSTANBUL - “Barışa Ses Olalım” deklarasyonu çağrıcısı ve imzacılarından yazar Ayşegül Devecioğlu, “Bu ülkede Abdullah Öcalan diye bir liderin olması, Kürt halkının bu kadar benimsediği bu liderin barış istiyor olması şanstır. Bunun aksi ölmek ve öldürmektir” dedi ve tüm toplumu iktidarın savaş politikalarına karşı barış taleplerine ortak olmaya çağırdı.   Aralarında müzisyen, yazar ve edebiyatçıların bulunduğu 13 çağrıcı, 7 Ocak günü Taksim Hill Otel’de “Barışa Ses Olalım” Deklarasyonu’nu basın toplantısı ile açıkladı. Basın toplantısına Mezopotamya Kültür Merkezi (NÇM) sanatçıları ile çok sayıda edebiyatçı, müzisyen, ressam ve sinema sanatçısı katıldı. “Barışa Ses Olalım”  Deklarasyonunda, müzisyen, sanat eleştirmeni, yazar, yönetmen, oyuncu, ressam, dengbêj ve sanat akademisyenlerinin de aralarında olduğu toplam 570 isim, İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan, 34 aydır da hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barışın anahtarı olduğunu belirterek, iktidarın tecrit politikalarına son vermesi çağrısında bulundu.   Deklarasyon metninin çağrıcısı ve imzacılarından yazar Ayşegül Devecioğlu, çağrılarına ilişkin JINNEWS’e konuştu.   Krizlerin kaynağı Kürt sorununun çözümsüzlüğü!   Türkiye’nin ilk kez bu denli derin bir yoksulluk yaşadığını söyleyen Ayşegül, “İnsanların bu kadar aç yatağa girdiği, çocukların aç okula gittiği, sefalet koşullarında yaşadığı bir süreçteyiz” dedi. Düşünce ve fikir özgürlüğünün olmadığını, düşüncelerin “yasak” olduğu, bağımsız yargının ise olmadığı bir ortam olduğunu belirten Ayşegül,  “Bu ortamın önemli sebeplerinden bir tanesi, iktidarın Kürt sorununa dair çözümsüzlük üzerine bu soygun, talan ve sermaye düzenini sürdürmek istemesidir. Bunun için bile bile yoksul çocukları ölüme gönderiyor. Bunun için bizim vergilerimiz bombaya, vergiye gidiyor. Bir de bunun üzerine kalkıp övünüyor. ‘Bir mermi, bir bomba kaç lira biliyor muşun’ diyor. Biz sanatçılar, yazarlar her zaman barıştan yanayız. Çünkü barış hayat, savaş da ölüm demektir. Yani bir ülkede savaş varsa, ki bizim ülkemizde olduğu gibi her türlü çürüme de var demektir” şeklinde konuştu.   Çözüm Kürt halkının haklarında   Kürt sorununun demokratik yollarla çözülebilmesi için deklarasyonda imzacı olduğunu paylaşan Ayşegül, barışçıl çözümün Kürt halkının anadilinde yaşam ve eğitim hakkının olmasından geçtiğini vurguladı. Ayşegül, “Kürt halkına eşit yurttaşlık ve yerel demokrasi olması gerekiyor. İktidar istediği gibi eğip büktüğü, ‘terörle mücadele’ yasaları ile aslında işçisini de bütün halkı da rehin tutuyor. ‘Her an herkesi hapse atabilirim’ mantığı. Dolayısıyla barış büyük bir ihtiyaçtır. Barış olmadan da bu ülke güzel bir gün göremez. Demokrasi yeşeremez. Biz de sanatçılar olarak bunları vurgulamak istedik. Ve barışa ses olalım istedik diğer toplumsal kesimler gibi” ifadelerini kullandı.   Savaşlar karşısında diyalog yöntemi…   Dünyanın birçok ülkesinde savaşlar yaşandığını ve binlerce insanın yaşamını yitirmesine sebep olduğunu aktaran Ayşegül, çözümün ise muhataplar ile diyalog kurulmasından geçtiğinin altını çizdi. Ayşegül, “Çözümün yolları vardır. Bunun yolu yoktur diye bir şey yoktur. Toplum bir kere şunu iyi anlamalı, bu işin çözümü mümkün. Bu koşullarda yaşamamanın, kimsenin ölmeyeceğinin, öldürülmeyeceğinin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Barışın mümkün olduğunu ve barışın şart olduğunu bilmek gerekiyor. Herkesin bir rol alması gerektiğini anlatmak ve anlamak gerekiyor” diye belirtti.   ‘Abdullah Öcalan’ın barış istemesi şanstır!’   Sanatçılar olarak barış istediklerini ve bu minvalde adım attıklarını dile getiren Ayşegül, toplumda herkesin sorumluluk alması gerektiğini sözlerine ekledi. Ayşegül, “Barış için mücadele edenleri kapatmaya ve bunun bedelini ödetmeye çalışıyorlar. Kobanê Davası’nda yargılananlar, barış istedikleri için cezalandırılan bir siyasi parti var. Bunlar şanstır. Bu ülkede Abdullah Öcalan diye bir liderin olması, Kürt halkının bu kadar benimsediği bu liderin barış istiyor olması ve böyle bir siyasi parti, ‘Barışçıl çözüm mümkün. Ben rol alacağım’ deyip Meclis’te rol alması şanstır. Bunun aksi ölmek ve öldürmektir. Orada ormanı yakar. Cudî’de olduğu gibi, ‘burada insansızlaştırayım’ diye ağaç keser, gider hayati kaynakların altyapısını, Kuzey ve Doğu Suriye’yi bombalar. Biz bundan razı değiliz. Bu politikalara ortak olmak istemiyoruz. Bütün toplumu da bu politikalarının karşısında durmaya çağırıyoruz. Barış inşa edilir, barışı hak etmemiz lazım” sözleriyle herkesi taleplerine ses vermeye çağırdı.