Öncelikleri hasta tutsaklar 2025-08-09 09:04:27   WAN - "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"na yönelik değerlendirmelerde bulunan kadınlar, komisyonun sürecin ilerlemesi noktasında ön açıcı olacağını ifade ederek, başlıca beklentilerinin hasta tutsakların özgürlüğü olduğunu vurguladı.   Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesine yönelik süreç kapsamında Meclis'te kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"nun toplanmaya başlaması ile gözler komisyondan çıkacak kararlarda. Sürecin başladığı günden bu yana iktidar kanadından adım bekleyen halkın, komisyonun kurulması ile süreç bir aşamaya taşınsa da komisyondan çıkacak kararların yasal güvence altına alınmayacak olması soru işaretlerini daha fazla artırdı.    Kadınlar, kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"ndan beklentilerine dair konuştu.   ‘Önceliğimiz hasta tutsaklar’   Komisyonun kurulmasının önemli bir adım olduğunu belirten Tûşba Belediyesi Meclis üyesi Leyla Çelik, “Komisyonun karma olması ve tüm partilerin yer alması bizler için çok önemli. Daha demokratik kararlar çıkabileceği gibi sürecin de daha demokratik ilerlemesinde etkisi olacaktır. Komisyondan beklentimiz öncelikli olarak hasta ve rehin tutulan tutsaklara yönelik yasal düzenlemelerin yapılması. Ancak tutsaklara yönelik düzenlemelerin biraz hızlanması lazım. Sürece yayılmaması önemli, sonuç itibariyle yaşam hakkından söz ediyoruz. Anayasal düzende değişikliklerin bir an önce yapılması gerekiyor. Çoğulcu bir anayasal düzenleme noktasında komisyona çok sorumluluk düşüyor. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin yasal bir zeminde yürütülmesi ve sürecinin ilerlemesinde ön açıcı olacağı için komisyon çok önemli bir noktada. Hasta ve rehin tutsaklardan sonra yerel yönetimler noktasında düzenlemeler yapılmasından yanayız. Sürecin biraz daha hızlı ilerlemesi ve Anayasal hak temelinde işlenmesini önemsiyoruz” dedi.   ‘Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu’nu esas alıyoruz’   Artemêt (Edremit) Belediyesi Meclis üyesi Medya Mermit, Türkiye cephesinden de sürece yönelik büyük adımlar beklendiğini belirterek, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu”nu esas aldıklarını vurguladı. Sürecin daha şeffaf ve açıklayıcı ilerlemesi gerektiğini ifade eden Medya Mermit, “Halk olarak gözümüz komisyondan çıkacak kararlardadır. Komisyonun öncelikle hasta tutsaklara yönelik bir düzenleme yapması lazım, komisyondan bu yönde bir beklentimiz var. Hasta tutsaklara yönelik vicdani bir yaklaşım gösterilmesi ve sürece bırakılmaması gerekiyor. Hasta tutsakların en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmasını talep ediyoruz. Komisyon kurulmasına ve sürece umutla bakıyoruz” şeklinde konuştu.       ‘Artık iktidarın da bir adım atmasını istiyoruz’   Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum çağrısını hatırlatan Bêgiri (Muradiye) Belediyesi Meclis üyesi Emine Yalvaç da “Şubat ayında bir süreç başlatıldı. Sürecin başından beri sadece Kürtler tarafından adım atıldı. Artık iktidarın da bir adım atmasını istiyoruz. Barış için atılan her adımın topluma iyi bir yansıması olur. Halk olarak komisyondan çıkacak olan kararları bekliyoruz. Halk da sürecin hızlanmasından yana” ifadelerine yer verdi.      ‘Eşitlik olmazsa bir barıştan söz edilemez’   Demokratik Birlik İnisiyatifi sekretarya üyesi Diba Keskin ise, komisyonun kurulmuş olmasının, halkın sürece yönelik inancını tazelediğine değindi. Bütün parti ve kurumların süreç içerisinde yer aldığının altını çizen Diba Keskin şöyle konuştu: “Komisyona baktığımız zaman AKP’nin 10 üyesi varken, bizden sadece 3 kişi var. Komisyonda yer alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) temsilcileri esasında orada 6 milyon Kürt’ü temsil ediyor. Konu demokrasi, eşitlik ve Kürt halkının geleceği olduğunda bu halk adına konuşuyorlar. Ben 3 kişinin az olduğunu düşünüyorum. Yine de ne olursa olsun 50 yıldan sonra bütün parti temsilcileri bir arada oturarak görüşleri üzerine konuşuyorlar. Bu umut verici bir şeydir. Umut ediyorum ki, kurulan komisyon barış ve eşitlik için gerekli çalışmaları yürütecektir. Ama eğer eşitlik olmazsa bir barıştan söz edilemez. Sadece Kürtler için de değil, bu topraklarda yaşayan bütün ulusların çıkarları ve istekleri için çalışılması gerekir. Anayasal düzenlemede de bir birlik sağlanmalı. Huzurlu, barış, özgür ve refah içinde bir gelecek için çalışılması gerekiyor.”