‘Kastik katillerle çevrili sisteme karşı özgür bir yaşamı inşa edeceğiz’ 2025-11-23 14:14:21     KOCAELİ –Kocaeli’de yürüyüş gerçekleştiren TJA, “Kürt Kadın Hareketi olarak kadının, toplumun ve yaşamın her alanını kastik katillerle çevrili bu erkek egemen sisteme karşı şiddetsiz, özgür bir yaşamı inşa edeceğiz” mesajı verdi.    Tevgera Jinên Azad (TJA), "Demokratik toplumla şiddetsiz özgür yaşama" şiarıyla Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde çıkan fabrika yangınında hayatını kaybeden kadınlar ve çocuklar için Gebze Dilovası Meydanı'nda bir buluşma gerçekleştirdi. Buluşmaya yüzlerce kadın katıldı. Ayrıca yaşamını yitiren kadınların aileleri de açıklamaya katıldı.    Yaşamını yitiren devrimci kadınlardan, Sakine Cansız, Evin Goyi, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Deniz Poyraz, Nagihan Akarsel, yangında yaşamını yitiren kadınlar, Narin Güran ve Rojin Kabaiş’in fotoğrafları taşınırken,“ Sorumlular derhal istifa etmeli!” dövizler taşındı. Açıklamada,“Bu bir iş kazası değil bir katliam” yazılı dev pankart açıldı.    Polis engeli    Dilovası Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan Mimar Sinan Caddesi’ndeki Ravive Kozmetik parfüm doldurma işletmesinde yangının yaşandığı alana doğru yürüyüş gerçekleştirmek istedi. Yürüyüş sırasında polis kadınları engellemeye çalıştı. Polis barikatlarına karşı kadınlar, sık sık “Jin Jîyan Azadî”, “ Aç aç barikatı aç” , “Bu bir kaza değil bu bir cinayet”, “ Sermayeden hesabı kadınlar soracak”, “Kadınlara değil katillere barikat”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Yaşasın onurlu direnişimiz”, “ Katiller dışarda kadınlar isyanda”, “ Koruma aklama yargıla”  sloganlarıyla karşılık verdi. Polis birçok kadına işkence uygularken kadınlar tüm engellemelere ve baskılara rağmen direnişe geçti. “ Baskılar bizi yıldırmaz” diyen kadınlar bulundukları alanda basın açıklaması yaptı.    Ailelerden tepki    Polis barikatına tepki gösteren yaşamını yitirenlerin aileleri, “Çocuklarımız diri diri yanarken  bu polisler neredeydi. Çocuklarımız ölürken devlet neredeydi. Çocuklarımız orada şiddete maruz kalıyordu. Bütün sorumlular  hesap verecek. Biz sonuna kadar mücadele edeceğiz” denildi.    Basın açıklamasının Türkçesini TJA aktivistleri Güldem Doğan, Kürtçesini Ayşe Aksoy okudu.   Güldem Doğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nü anımsatarak, “Mirabel Kardeşlerin katledilmesiyle tarihe kazınan bir gün. Bu tarih; erkek devlet şiddetinin ve baskı politikalarının nasıl el ele vererek kadınların yaşamına kastettiğini göstermiştir. Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı demokrasi, özgürlük ve eşitlik için direnen ve defalarca tutuklanıp işkence gören; kelebekler olarak bilinen üç kız kardeş olan Mirabel Kardeşler 25 Kasım 1960’ta polisler tarafından kaçırıldı ve işkence edilerek katledildi. Bugün dünyanın dört bir yanında kadınlar bu üç kız kardeşin katledilişini bıraktıkları mücadele mirasına sahip çıkarak protesto ediyor” dedi.   ‘Düzenin maskesi bir kez daha düştü’   Kadınların maruz bırakıldığı baskı, şiddet ve sömürü politikalarına karşı yaşamın her alanını mücadele alanına çevireceklerini dile getiren Güldem Doğan, Dilovası’nda 8 Kasım’da yaşanan katliama dikkat çekti. Güldem Doğan , “8 Kasım’da Dilovası’nda patlayan o fabrika, sadece beton duvarlarını değil; bizi yıllardır ucuz emek olarak gören düzenin maskesini bir kez daha düşürdü. Patlamada 2’si çocuk 6 kadın işçi -Cansu, Nisa, Tuğba, Şengül, Esma ve Hanım- hayatını kaybetti. Onlarla birlikte ağır yaralanan vardiya amiri Tuncay Yıldız’ın ölümüyle can kaybı 7’ye yükseldi. Kadın işçiler, düşük ücretlere, güvencesizliğe, tehlikeli koşullara mahkûm edildiği için yaşamını kaybetti. Bu; denetimsizliğin, güvencesizliğin, rantın ve sermayenin kadın emeğini hiçe saymasının sonucu” şeklinde konuştu.     ‘Bu sistemi kabul etmiyoruz’   Kadın ve çocuk işçiliğine vurgu yapan Güldem Doğan, “Bu bir kaza değil, bu bir iş cinayet, bir katliamdı” dedi. Güldem Doğan, “Yangının ardından ilçeye çöken zehirli duman, sadece bir çevre felaketi değil; kadınların, çocukların, emekçilerin yıllardır boğulduğu sistematik bir yaşam hakkı ihlallerinin devamıdır. Dilovası’nda kadınlar evlerinde bile güvenli bir nefes alamıyorsa, bunun adı kader değil, rant ve sermaye şiddeti ve devletin denetimsizliğiyle büyüyen yapısal şiddettir. Sanayi kuruluşlarının denetimsizliği, rant politikaları ve bölge halkının sağlığını hiçe sayan tercihler, bugün kadınların yaşamını doğrudan hedef alan bir şiddet biçimine dönüşmüş durumda. Çocuk işçiliği, kadınların yoksulluğunu derinleştiren ve çocukları istismar eden bu şiddet sistemini kabul etmiyoruz” diye belirtti.   ‘Özgür bir yaşamı inşa edeceğiz!’   Güdem Doğan son olarak şunları söyledi: “Erkek egemen sistem varlığını kadınları sömürme ve baskı altına almak üzerinden kurmaya devam ediyor. 2025 yılının ilk 10 ayında 317 kadın erkekler tarafından katledildi; bunun yanında onlarca kadının ölümü şüpheli diye kayda geçti, Rojin Kabaiş, Gülistan Doku, Narin Güran birçok kadın kaybettirildi ve failleri yargılanmadı. Biz kadınlar tüm bu cezasızlık ve sömürü politikalarına karşı eşit ve özgür bir yaşam için hayatın her alanını mücadele alanına dönüştürmeye devam ediyoruz. Kürt Kadın Hareketi olarak kadının, toplumun ve yaşamın her alanını sömürü düzenine çeviren ve dört bir yanımızın kastik katillerle çevrili bu erkek egemen sisteme karşı şiddetsiz, şiddetsiz özgür bir yaşamı inşa edeceğiz.”   Açıklama, oturma eyleminin ardından sona erdi.