Bermal Çem: Her şarkının hikayesi gerçek yaşam!
- 09:04 6 Ekim 2023
- Güncel
Roza Metîna
HABER MERKEZİ - Bir süre önce 80 şarkının nota ve hikayesini “Çemê Stranan” isimli kitabında ele alan ve yayınlayan sanatçı Bermal Çem, kitaptaki şarkılara ve hikayelerine ilişkin “Şarkılarımızın hikayeleri ne kurgu ne de fantezi. Gerçek yaşam” dedi ve yazma nedenini de “Bu yaşamın kaybolmamasını istedim” sözleri ile özetledi.
Sanatçı Bermal Çem’in “Çemê Stranan” isimli kitabı Aryen Yayınları tarafından bir süre önce yayınlanarak okuyucular ile buluştu. Bermal’ın ilk kitabı olarak yayınlanan “Çemê Stranan” kitabında 80 şarkının notası ve öyküsü yer alıyor. Kitapta Kürt halkının mücadele ve direnişlerine, duygularına yer veren Bermal’ın kitabının arka kapağında da Gülistan Çiya İke de kitaba ilişkin duygularını dile getirmiş.
Bermal, “Çemê Stranan” kitabına ilişkin JINNEWS’e konuştu.
Kitabındaki şarkılara ve hikayelerine dikkat çeken Bermal, !Her şarkı yaşamımızın bir parçası. Bu yaşamın kaybolmamasını istedim. Bizim şarkılarımızı dinleyen dinleyicilerimiz, o şarkıların hikayelerini hangi duygularla yazıldığını bilmiyor. Bu büyük bir kayıp. Her şarkı hikayesi ile etki yaratıyor” dedi.
‘Bu şarkıların kaybolmaması ve topluma mal olması için kalemi elime aldım’
Kitabın bir dağ ürünü olduğunu belirten Bermal, şunları dile getirdi: “Ben öncelikle kaybetme korkusu ile bu çalışmaya başladım. Acaba yüreğimizin ve ülkemizin yüreğindeki şarkıları söylemeye ömrümüz ne kadar yeter diye düşündüm. Bu şarkılar kaybolmasın ve topluma mal olsun diye kalemimi elime aldım. Geleceğe bu mücadelenin değerlerini taşıma sorumluluğumuz var. Bu yüzden bu kitap bir dağ ürünü. Çelik yürekli o çocuklara ait. Kendi kişisel bir çalışmam olarak değerlendirmiyorum, Toplumsal ve devrimin bir değeri. Yine yaşamın her anının tarihe mal edilmesi gerekir. En büyük sorumluluğumuz bu. Değer arkadaşlarımın yardımı ile bu çalışmayı sonuçlandırdık. Yaklaşık bir buçuk yıldır bunun üzerine çalışıyorum. Şarkıların notaları Kuzey Kurdistan’da hazırlandı. Güzel ve alçak gönüllü bir arkadaş yorulmadan, aralıksız çalıştı ve şarkıların notalarını yazdı, emeğini benim emeğim ile birleştirdi. Daha sonra ben şarkıların hikayelerini ve tekstlerini yazdım. Zorlu bir süreçte bu çalışma yürütüldü. Çünkü sağlığım hızlı bir şekilde yazmama imkan vermiyordu. Ancak yine de her gün bir şarkının hikayesini yazarak o yaşananları ve benim için ölümsüz olan duyguları yazdım. O günlere döndükçe daha bir nefes aldığımı ve kendimi iyi hissettiğimi gördüm. Bu yüzden bu çalışmaya başlamak ve sonuçlandırmak benim için bir yoğunlaşma ve kendimi ele alma sürecimdi. 3 ay içerisinde şarkıların hikayelerini yazdım. 3 ay içerisinde her an o anılar içerisinde gezdim. Diyebilirim ki tekrar yaşama döndüm. Çünkü bunlar benim yaşam gerekçem.”
‘Dil, kültür şarkı ve müzik ile canlı kalabilir’
Şarkı ve müziğe ilişkin duygularını dile getiren Bermal, “Şarkıları yani müziği bir yaşam soluğu olarak ele alıyorum. İnsan konuşamadığı yerde hasretini, özlemini, mutluluğunu dile getiremediğinde bunu bir şarkı ile dile getirebilir, yansıtabilir. Tarihin derinliklerinden bir çığlık olup toplumu aydınlatabilir. Bazen de bir ses bir şarkı ile bir kişinin ya da bir toplumun kaderini değiştirebilir. Birçok ölümsüz ses ve şarkı toplumun kaderini, geleceğini değiştirmiştir. Ben müziğin her canlının ruhu ve bedeni üzerindeki etkisini varlık yokluk gibi görüyorum. Müziğin olduğu yerde varlık ebedileşir. Dil, kültür şarkı ve müzik yolu ile canlı kalabilir ve gelişebilir. Dengbêjliğin Kürt kültürü üzerindeki etkisi biliniyor. Tarihten günümüze gelen ses toplumun anılarını korumuş. Sesten gelen dengbêjlik Kürt halkının kimliğinin bir çivisi olmuş. Edebiyat ve sanatın tüm dallarında müzik var. Filmlerde, tiyatroda, edebiyatta müzik var. O ahenk sanatın tüm dallarında var. Evdalê Zeynikê’den Meryemxanlara, Mizginlere kadar toplumun gelişimi özgürlük mücadelesinin notaları ile geldi” değerlendirmesi yaptı.
‘Her şarkı hikayesi ile etkiliyor’
Kendi şarkılarına ve onların hikayelerine değinen Bermal, devamla şunları belirtti: “Her şarkı yaşamımızın bir parçası. Bu yaşamın kaybolmamasını istedim. Dinleyiciler şarkılarımızı dinliyor ama o şarkıların hikayelerini, hangi duyguların yaşandığını ve hangi duygular ile üretildiğini bilmiyor. Bu büyük bir kayıp. Her şarkı hikayesi ile etkiliyor. Onlar her sözcük ve seste gizli. Ancak sadece müzik ve sesin onu ifade edebileceğini düşünmüyorum. Sadece hikaye de yetmez. Çünkü yine eksik kalıyor. Ülkemde yaşanan kahramanlıklar ve anıları ne ses ne de edebiyat anlatmaya yeter. Edebi yazmak için çabalamadım sadece yaşadıklarımı yazdım. Çoğu kez de sessiz kaldım ve yazamadım. Şarkılarımızın hikayeleri ne kurgu ne de fantezi. Gerçek yaşam. Ben an be an o yaşamı güzel sözlerle paylaştım onlar yaşamımın toplamı oldu. Bir şarkı sadece kendine ait değil, içerisinde bir ülkenin hikayesini barındırıyor. En çok dikkatimi çeken de şarkıların hikayelerini yazmaktı. Tekrar tekrar o anıları yaşadım, bazen bir boğazım düğümlendi, sonra o güzel yolcuların gülüşleri ‘durma Bermal, bu hepimizin hikayesi. Yeni nesiller bir şarkı ile özgürlük yürüyüşüne başlar’ dedi. Hakikat şarkılarla ülkemin bağrında aydınlanır.”
‘Sanatla mücadelemizi kalıcılaştırıyoruz’
Yaşam ve anılarıyla şarkılarını topluma ulaştırmak istediğini dile getiren Bermal, “Her sanatçı, devrimci eserinde yaşamını dile getirir. Ben de yaşam ve mücadelemi, sanatımı şarkılarımla topluma ulaştırmak istedim. Özgürlük mücadelecilerinin duygusu ve sesini duyurmada bir damla olmak istedim. Ben o yaşamın içerisinde büyüdüm. En çok da şarkılarıma bu yolculuk ve direniş konu oldu. Devrim sanatı geliştiriyor, sanat da devrimi kalıcılaştırıyor. Tarih sanatsal eserlerle geleceğe akıyor. Tarihimin kaybolmasını istemiyorsak sanatı daha çok geliştirmeliyiz. Kendimiz (xwebûn) olma gibi derdimiz var. Bu gün özgürlük davamızda binlerce kişi bu onurlu yaşamın sesi oldu, sanat da bu kahraman ve fedailerin nefesi olacak” şeklinde konuştu.
Çocuk şarkılarına ilişkin
Çocuklara ilişkin şarkılara da değinen Bermal, şunları söyledi: “Ülkemizde çocuklar yaşlarından daha büyük şeyler yaşıyorlar. Bedenlerinden büyük mermiler yiyorlar. Kurdistan çocuklarının psikolojisi hiçbir ülkedekine benzemiyor. Şavaşla gözlerini açıyorlar ve bu savaşla kapatıyorlar. Ne yazık ki savaş gerçekliği dışında bir şey yaşamıyorlar. Çocuklar acıları içeren şarkılar söylediğinde içim titriyor. Bazen de büyükler çocukların dünyalarından ve hayallerinden uzak. Bu yüzden de birçok televizyon programında ve çalışmada çocukların psikolojileri üzerinde nasıl bir etki bıraktığını bilmeden arabesk şarkılar söylediğini görüyoruz. Ben hem dil hem de çocukların psikolojilerine ilişkin şarkılar hazırlamak istedim. Benim için yeni ve keyifli bir çalışma idi. Çocukların kendi kültürleri ile büyümeleri için daha çok çaba ve projelerimizin olması gerek. Sanatçı ve devrimci olanların bu sorumlulukla yaklaşmaları gerek. Umarım şarkılarım ülkemin çocuklarının gönlüncedir.”
‘Sanatla bir çok kişi yönünü özgürlüğe çevirdi’
Kürt kültür ve sanatına yönelik kültürel kırıma değinen Bermal, “Tarihten bu güne kültürümüze yönelik bir kırım var. Son yüzyıllarda bu savaş daha şiddetli yürütülüyor. Özgürlük hareketinin çıkışı ile Kürt kültür ve sanatında bir canlanma oldu. Sanatla bir çok kişi yönünü özgürlüğe çevirdi. Bu yüzden düşmanın en büyük korkusu kültür. Bir halk kendi dile konuştukça yok olmaz. Ancak bir ulus milyonlarca da olsa eğer kendi dilini konuşmazsa o ölü bir ulustur yani başka bir ulusa aittir. Özellikle Kuzey Kurdistan’da ve ülkenin dört bir yanında ağır saldırılar sürüyor. Şunu unutmayalım ki kültürün ve ulusların her zaman kayolma tehlikesi var. Bu yüzden de kültür ve sanat çalışmaları yaşamsal. Bu her insanın ve toplumun sorumluluğu. Dil, kimlik yoksa insan, toplum kayıptır. Bu yüzden eserlerimiz bizim dilimizle olmalı. Bazı insanlar sanatın dili olmaz, evrenseldir diyor. Ancak unutmayalım ki kendimize ait olmadığız sürece evren de bizi kabul etmez. Ne kadar Kurdistaniolursa o kadar evrensel olur. Ötesi erimektir” sözleri ile dilin öneminin altını çizdi.
‘Bu tarihi korumak için yazalım’
Yeni bir albümün hazırlığını yaptığı bilgisini paylaşan Bermal, sor olarak şunları dile getirdi: “Çalışmalarım daha çok müzik alanında sürüyor. Şimdi yeni bir albüm hazırlığı yapıyorum. Ben edebiyatçı değilim ancak bazen yazıyorum. Yazım çalışması ve arşivi çok önemli görüyorum. Bu yüzden ‘Çemê Stranan’ kitabını yazdım. Çünkü her gün ülkemizde binlerce değerimiz kayboluyor. Hala topraklarımızı talana yönelik savaş yürütülüyor. Her gün bir tarih yolcularını kaybediyoruz. Gidenler kişi değil tarih. Bu tarihi korumak için yazmalıyız, şarkı söylemeliyiz ve bu çalışmalarımızı arşivleştirmeliyiz, halkımıza, toplumumuza emanet etmeliyiz. Birçok sanatçının da bu önemli çabayı göstereceğine yazılı eserlerini toplumlarına bırakacaklarını umuyorum.”