Rojda Aydın- Öznur Değer 

 

MÊRDÎN - Manisa’dan Özgürlük Yürüyüşüne katılan Sêvê Demir’in annesi Sakine Demir, iki yıl önce gördüğü rüyanın kendisini yürüyüşe dahil ettiğini söyledi. Sakine, “Bu yürüyüş Türklerin de boynunun borcu. Onların da bize omuz vererek tecridi kırmamız ve barışı bu topraklara getirmemiz gerekiyor” dedi.

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması amacıyla Wan ve Kars olmak üzere 1 Şubat’ta iki koldan başlatılan “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” 11’nci gününde devam ediyor. Wan, Colemerg (Hakkari), Şirnex ve Mêrdîn’de kitlesel şekilde karşılanan eylemciler, halkla temaslarını sürdürüyor. Yürüyüşçülerden biri de Sirnex’in Silopya ilçesinde katledilen Sêvê Demir’in annesi Sakine Demir.

 

Rüyasında yürüyüşü ve barışı gördü

 

 

Yürüyüşe Manisa’dan katılan Sakine, yürüyüşe katılma sebebinin iki yıl önce gördüğü rüya olduğunu ifade etti. Rüyasında katledilen kızı Sêvê’yi gördüğünü kaydeden Sakine, gördüğü rüyayı şöyle anlattı: “Sêvê iki yıl önce bana yürüyüşe katılmam gerektiğini söyledi. Bu yürüyüş iki yıl öncenin yürüyüşüydü, iki yıl önce başlaması gerekiyordu. İki defa Cuma akşamı Sêvê rüyama girdi. Bana, ‘Neden uyuyorsun, ayağa kalk Wan halkı ayağa kalkmış, seni bekliyor’ diyordu. Ben de ‘Tamam ama niçin beni beklediklerini bilmiyorum’ diyordum. Bu yürüyüşün olabileceğini düşünmemiştim. Ardından bir hafta sonra yine Cuma akşamı aynı rüyayı gördüm. ‘Kalk, Wan halkı ayağa kalkmış yürüyor, seni bekliyor’ diyordu yine. Sabah kalkınca gördüğüm rüyayı yorumlamaya çalıştım. Ama ne demek istediğini tam anlayamadım. Sonra benzer rüyayı üçüncü defa gördüm. Bu defa başka birini görüyordum rüyamda. Kesk û sor û zer bir kefiye takmıştı. Elini bana uzatarak ‘yürüyelim’ diyordu. Küçük bir kapıdan geçiyorduk ve içeri girdikten sonra her yer genişliyordu. İçerisi Başkan’ın fotoğraflarıyla doluydu. Bana fotoğrafları işaret ederek, ‘Bu kadar derin çektiğin sancıyı sadece bu önder sonlandırabilir’ diyordu. Ben de bunu istediğimi söylüyordum. Oradan çıktıktan sonra dışarıda kızıl kıyamet bir kalabalık vardı. Ölüler dirilmiş, gerilla dağdan inmiş, herkes Önderliğin fotoğraflarıyla dışardaydı. Barış olduğunu ve Önderliğin özgür olduğunu söylüyorlardı. Orada uykudan uyandım.”  

 

‘Bu yürüyüş Türklerin de boynunun borcu’

 

Gördüğü rüyaların bir anlamı olduğunu ancak ne olduğunu bilmediğini belirten Sakine, Özgürlük Yürüyüşünün startının verilmesi ardından gördüğü rüyanın bu yürüyüş olduğunu anladığını dile getirdi. Vicdanen rahat olmadığını ve bu şekilde yürüyüşe katılma kararı aldığını sözlerine ekleyen Sakine, kızı Sêvê’nin katledildiği Silopi’den yürüyüşe katıldığını söyledi. Özgürlük Yürüyüşünün sadece Kürtler için değil tüm halklar için olduğunun altını çizen Sakine, “Bu yürüyüş Türklerin de boynunun borcu. Asker, polis annelerinin de bu yürüyüşe katılması gerekiyor. Özgürlüğü herkesin talep etmesi lazım. Yüreği yanan herkesin yürüyüşe katılması gerekiyor. Onların da bize omuz vererek tecridi kırmamız ve barışı bu topraklara getirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

‘Yürüyüşe geç bile kaldık’

 

“Bize çok sıkıntı çıkardılar ama biz yürüyüşümüze coşkuyla devam ettik” diyen Sakine, yürüyüş boyunca maruz kaldıkları polis baskısını anlattı. Yürüyüşün baskılara rağmen zaferle sürdüğünü kaydeden Sakine, “Cizîr, Silopya, Hezex, Nisêbîn, Qoser ve Dêrîk’e kadar ilerledik. Bu yürüyüşe milyonların katılması gerekiyordu. Biz bu yürüyüşe geç bile kaldık. Sêvê bize iki yıl önce yürüyüşe başlamamız gerektiğini söylemişti. Yine de yürüyüş iyi geçiyor. Halk ayağa kalkıyor. Tutsaklar ve aileleri direniyor. Herkes direniyor. Ve herkesin ‘artık yeter’ demesi gerekiyor. Bu özgürlük yürüyüşüdür. Herkesin kurtuluşu ve özgürlüğü içindir. 15 Şubat’ta herkesin ele ele vererek ayağa kalkması lazım. Kalıcı bir barışın sağlanması gerekiyor. Bu durum artık kanla, savaşla olmuyor. Önderliğin masaya oturup sorunu çözmesi gerekiyor. Devletin baskılarını tanımıyoruz. Kazanacağımıza inanıyorum. Kazanacağız, kazanacağız, kazanacağız. Ya özgürlük ya özgürlük” ifadelerini kullandı.