Qamişlo sınırında nöbet: Kazanımlarımıza saldırıyorlar 2024-12-16 09:07:52   Neslihan Kardaş   MÊRDÎN - Rojava’ya yönelik saldırıları protesto etmek için Qamişlo sınırında nöbet eyleminde olan kadınlar, “Gerekirse tüm sokaklarda, caddelerde olacağız. Kadın öncülüğünde gerçekleşen kazanımları yok etmek istiyorlar. Biz Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz. Sayın Öcalan özgürleşmeden ve onunla masaya oturulmadan ne bu savaş bitecek ne de biz evimizde oturacağız” dedi.   Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları her geçen gün artarak devam ediyor. Türkiye, Kürdistan ve dünyanın birçok yerinde bu saldırılar protesto edilirken, Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde yer alan Qamişlo sınırında bir nöbet eylemi başlatıldı. Sınırda bir araya gelen kitle, sloganlar, zılgıtlar, halaylar ve söylenen şarkılar eşliğinde nöbet eylemini günlerdir sürdürüyor.   Sınır nöbetine katılan ve destek veren kadınlar, Rojava’ya yönelik devam eden saldırılara ilişkin konuştu.   ‘Gerekirse tüm sokaklarda, caddelerde olacağız’   Nöbet eylemine katılan Emine Koç, Rojava içi sınırda olduklarını belirterek, kendilerinin ve Rojava halkının bir olduğunu ifade etti. Rojava halkına yönelik bu savaşın neden sürdüğünü soran Emine Koç, “Biz bu saldırıları kabul etmiyoruz. Ya bu saldırılar son bulur ya da biz buradan bir yere gitmeyiz. Oradaki kadınlardan, çocuklardan, Kürt halkından ne istiyorlar? Biz hepimiz biriz ve dört parçada bulunan hiçbir kürdün diğerinden farkı yoktur. Uçaklarla, çetelerle insanları öldürüyorlar ve biz bu yaşananları kabul etmiyoruz. Elimizden ne geliyorsa yapacağız. Gerekirse tüm sokaklarda, caddelerde olacağız. Ya Rojava halkını rahat bıraksınlar ya da biz eylemimize devam edeceğiz. Rojava ruhumuzdur. Biz de Rojavayız. Öldürülen onca insan ne yapmıştı. Uluslararası devletler de ayaklansın, bu olanları kabul etmesin. Bu ölümleri görmüyorlar mı? Kürtlerden ne istiyorlar? Kürtler de tüm halklar gibi kendi kimliklerini istiyorlar. Biz de herkes gibi olalım. Biz de insanız, biz de hak sahibiyiz. Herkes ayağa kalksın ve yaşanan savaşlara son verilsin. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Artık kan dökülmesin” dedi.   ‘Bu gün varlık ve yokluk günümüzdür’   Beyaz tülbenti ile nöbet eylemine katılan Barış annesi Türkan Durç da Rojava’ya yönelik saldırıları kınadıklarını belirterek, “Bu yaşananlar insanlık dışıdır. Savaşın da bir ahlakı vardır. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar öldürülüyor. Biz bu savaşı istemiyoruz. Ben barış annesiyim, barış istiyoruz. Biz Kürdistan'ın dört parçasına sesleniyoruz, Kürtler birbirine sahip çıksınlar. Bugün bizim varlık ve yokluk günümüzdür. Artık yeter. Nereye kadar böyle devam edecek? Biz Avrupa’nın desteğini beklersek, yıllardır bekliyoruz ve bir şey yapmıyorlar bu sebepten insan hakları derneklerine sesleniyoruz, bu savaşı durdursunlar. Biz barış anneleri olarak sadece barış istiyoruz. Bu kan artık dökülmesin. Biz sonuna kadar barış istemekten vazgeçmeyeceğiz. Dünyadaki bütün savaşların sonunda barış olmuştur. Biz de bu savaşın da sonunun barış olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Rojava direnişi kadın öncülüğünde gerçekleşti’   Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) Eşbaşkanı Gurbet Tekin de Rojava’ya destek amaçlı nöbet eyleminde olduklarını vurgulayarak “Kürt halkının kazanımlarına yönelik ağır saldırılar var. DAİŞ ve Türk devletinin bu birliğine karşı uluslararası devletler sessizler. Kürt halkını yok etmek istiyorlar ama iyi bilsinler ki Kürt halkı asla yok olmaz. Kürt halkı yıllardır direniyorlar ve çok önemli kazanımlar elde ettiler. DAİŞ’in eliyle bu kazanımları yok etmek istiyorlar. Kadınlara ve çocuklara yönelik saldırılarda bulunuyorlar. Bilindiği gibi Rojava direnişi kadın öncülüğünde gerçekleşti. Bu kadın öncülüğünde gerçekleşen kazanımları yok etmek istiyorlar. Türkiye’de de kayyım atamaları gerçekleşiyor. Bu saldırılar da yine kadın kazanımlarına ve eşbaşkanlık sistemimize yöneliktir. Biz sonuna kadar direneceğiz ve Rojava’ya destek vereceğiz. Herkese çağrımız, ben vicdan sahibiyim diyen herkes Kürt halkının sesine kulak versin. Biz yıllardır dilimizi, kültürümüzü, sanatımızı ve özgür bir ülke istiyoruz. Biz de bütün halklar gibi özgür yaşayalım. İsteğimiz budur fakat işlerine gelmediği için dinlemiyorlar. 2014 yılında DAİŞ’in yaşattıklarını bugün de yaşatmak istiyorlar. Ama biz asla onlara yol vermeyeceğiz. Kazanan biz olacağız” sözlerini kaydetti.   ‘Sayın Öcalan özgürleşmeden evimizde oturmayacağız’   Rojava’ya yönelik saldırıları kınadığını ifade eden Nebiha Abay, Rojava’da yaşananlara “Artık yeter” dediklerini kaydederek, “Rojava’daki neyin davası? İnsanların katledilmediği tek bir gün yok. Katledilenlerin hepsi çocuk ve kadın. Bu insanları öldürmeye ne hakları var. Ben de bir anne olarak artık yeter diyorum. İnsan hakları savunucuları nerede, neden burada yaşananlara gözlerini ve kulaklarını açmıyorlar? 40 yıldır Kürtler öldürülüyor. Ne zamana kadar ölmeye devam edeceğiz? Biz barış ve özgürlük istiyoruz. Biz Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyoruz. Sayın Öcalan özgürleşmeden ve onunla masaya oturulmadan ne bu savaş bitecek ne de biz evimizde oturacağız. Bu savaş sürdüğü sürece biz de ayakta olacağız. Bir Kürt nerede olursa bir şekilde ona saldırıyorlar” ifadelerini kullandı.