‘Doğayı, kardeşliği savunmaya devam edeceğiz’
- 09:02 13 Ağustos 2023
- Ekoloji
AMED - Amedli kadınlar, doğa talanına karşı “Cudi’de de Akbelen’de de doğayı, kardeşliği savunmaya devam edeceğiz” sözleriyle herkesi doğayı sahiplenmeye çağırdı.
Kurdistan ve Türkiye’de ağaç kıyımı ve orman yangıları devam ediyor. Muğla’nın Milas ilçesinin İkizköy mevkiinde bulunan Akbelen Ormanı’nda, Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen maden ocaklarına karşı bölge halkının direnişi sürerken, Kurdistan’da da başta Cudi, Bedlîs Xîzan, Amed Licê ve Çewlîg (Bingöl) olmak üzere birçok yerde askeri operasyonlarla birlikte “güvenlik” bahanesiyle ormanlar, ağaçlar yakılıyor.
Amedli kadınlar, Kurdistan ve Türkiye’deki doğa talanına tepki gösterdi.
‘Doğa talanının bir amacı da asimilasyon’
Kurdistan başta olmak üzere birçok kentte yıllardır ekolojik talanın yaşandığını söyleyen Gülistan Bağır, orman yangınlarının bilinçli olarak çıkarıldığını kaydetti. Doğa talanının da devletin Kürtlerin toprağını yok etme ve Kürtleri asimile etmeye yönelik politikasının bir parçası olduğuna dikkat çeken Gülistan, “İzmir, Antalya gibi yerler de yakılıyor ama oralardaki ve topraklarımızdaki yakılma amacı bir değil. Elimden bir şey gelmediği için yüreğimi çok yakıyor. Büyük bir sorun olduğunun farkındayım, bir araya gelip üzerine çalışmamız, araştırmamız, konuşmamız gerekiyor ve bu sorunu çözmeliyiz” şeklinde konuştu.
Birlikte mücadele çağrısı
“Her anlamıyla yok olmamızı istedikleri için yangınları söndürmemize de engel oluyorlar” diyen Gülistan, Akbelen için gösterilen dayanışmanın Cudi için gösterilmemesini büyük bir sorun olarak değerlendirdi. Gülistan, “Onlara yardımcı olup bize dayanışma göstermemelerinin sebebi Kürt olmamızdır. Görüyorlar ama görmezden geliyorlar. Bu durumun çözülmesi için Kurdistan’daki ve Türkiye’deki aktivistlerin birlikte mücadele etmeleri gerekiyor” dedi. Gülistan, “Akbelen’de gösterilen dayanışma Cudi’de de gösterilmeli. Aynı şekilde biz de yine Akbelen’e yardım etmeliyiz. Bu şekilde iyi şeylerin olacağına inanıyorum. Bunun üzerinde beraber durmalıyız, el ele vermeliyiz” çağrısında bulundu.
‘Çıkan yangınlar tesadüf değil’
Orman yangınlarının çıktığı yere göre çıkma sebebinin değiştiğine dikkat çeken Nurgül Deniz, Cudi ve Akbelen’deki doğa talanına göz yumulduğunu belirtti. Nurgül, “Bir yandan Cudi’de ve Lice’de yanan ormanlar var, bunlar da daha çok güvenlik gerekçesiyle bu dağların talana açılmasıyla ilgilidir. Göz göre göre bu ormanların yakılmasına karşı önlem alınması gerekiyor. Burada güvenliği tehdit eden ne” diye sordu. Nurgül, Ege ve Akdeniz’de de çıkan yangınların tesadüf olmadığını, bile bile çıkarılan ve söndürülmeyen yangınlar olduğunu dile getirirken, “Burada Kürt kentlerinde orman yangınları güvenlik gerekçesiyle ilgili. Ses çıkmaması da yangınların hızla büyümesine ve her geçen gün kendini yenilemesine yol açıyor” dedi.
‘Doğayı savunmaya devam edeceğiz’
Yıllarca süre gelen bir mücadelenin var olduğuna vurgu yapan Nurgül, “Buradaki ormanların da bu mücadelenin eseri olarak hala var olduğunu söyleyebiliriz” sözlerine yer verdi. Nurgül, Akbelen’de açılan “Akbelen’den Cudi’ye ağaçlar ve halklar kardeştir” yazılı pankartı hatırlatarak, “Bizler burada da orada da doğayı, kardeşliği savunmaya devam edeceğiz” mesajı verdi.
‘Bir ormanın yerine başka bir orman gelmiyor’
Çıkan orman yangınlarına ve yerine yapılan yapılara tepki gösteren Aynur, “Ormanların yanmasından sonra kuraklık oluşuyor. Burada binaların yükselmesine neden oluyor. Bu da devlet için daha avantajlı bir durum. Onların da işine geliyor. Çünkü bir ormanın yerine başka bir orman yapamıyoruz. Ormanların yok olması bizim de yok olmamız demektir. Devletin bu yangınları söndürmemesinin nedeni de yapılaşmadır. Ne kadar çok yapı yapılırsa o kadar geliri, getirisi oluyor ve kendi çıkarları için uğraşıyorlar” ifadelerini kullandı.