Muğla kıyılarında bakanlık destekli talan!
- 09:05 14 Ağustos 2023
- Ekoloji
Melike Aydın
MUĞLA - Muğla’da halka hizmet vermesi gereken kıyıları usulsüz şekilde kiralayan vakıf görünümlü şirket MUÇEV esnafı fahiş fiyatlara zorluyor, bakanlık desteğiyle faaliyet yürüten şirket, halka açık kıyıları tek tek ele geçiriyor.
Muğla’daki birçok kıyının işletmesini ve yat limanını Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan (ÇŞİDB) kiralayan Muğla Turizm Ticaret A.Ş. (MUÇEV) kıyıları esnafa yüksek fiyatlarla kiralarken özellikle yat limanlarının inşası ve genişletilmesi ile kamu yararı taşımadığı için Anayasa’yı ve Barcelona Sözleşmesi (Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi) ve Bern Sözleşmesi’ni (Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Sözleşmesi) ihlal ediyor.
Unvanıyla vakıf düşüncesi yaratan şirket
Muğla Valiliği kontrolünde, MUÇEV ve Muğla’ya Hizmet Vakfı (MHV) ortaklığı ile 4 Nisan 2014’te kurulan şirkete son olarak ÇŞİDB ibaresi eklendi. Adında vakıf olsa da aslında limited şirketi olarak kurulan şirket yakın zamanda anonim şirketi olarak değişti. Şirketin yönetimindeki isimler arasında Eski Muğla Valisi ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olan Esengül Civelek, Menteşe Kaymakamı Caner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Strateji Geliştirme Başkanı Sadi Kızık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan Can bulunuyor. Yaşam savunucuları ise şirketin ‘vakıf’ ismiyle kuruluşunu Muğla’nın büyükşehir statüsü kazanması ile ilişkilendiriyor.
SİT alanına ÇED olumlu raporu!
Kıyıları kiralayan şirket bölgedeki yaşam savunucuları tarafında bütçesiyle uygun olmayacak şekilde 6 yat limanını inşa etmesine dikkatleri çekiyor. Bu limanlar arasında Fethiye, Göcek, Karacasöğüt yat limanları ve Selimiye köyü iskelesinin büyütülmesi var. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından su altı arkeolojik SİT alanı ilan edilmesine ve Marmaris Belediyesi tarafından açılan dava kazanılmasına rağmen Karacasöğüt Yat Limanı’ndaki inşaat için Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu kararı verildi.
Danıştay kararları uygulanmıyor
Şezlongsuz Datça İnisiyatifi ve MUÇEP Gönüllüsü hukukçu Güngör Erçil’in verdiği bilgiye göre ÇŞİDB kıyıları hem MUÇEV’e kiralıyor hem de ekspertiz raporlarını yine MUÇEV’e yaptırıyor. Ancak ısrarlara rağmen Sayıştay raporlarında da yer alan bu hatayı bakanlık düzeltmemekte ısrar ediyor. Güngör Erçil, kamu yararına aykırı faaliyetleri nedeniyle Anayasa’nın 43. Maddesi’nin çiğnendiğini belirtirken Datça Belediyesi ve MUÇEP’in açtığı kıyıların işletilmesinde geçerli olan sözleşmenin iptaline dair davada Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen yeni kiralamalara devam ettiğini de söylüyor. Bu konuya ilişkin 200 civarında Datçalı, Datça'da imzalanan sözleşmelerin iptali talebiyle ÇŞİDB’na başvurdu, 10 Ağustos günü de suç duyurusunda bulunuldu. MUÇEV’le yapılan sözleşmeye göre kıyılar başka şirketlere kiralanamaz veya ancak Bakanlık onayı ile kiralayabilir. Fakat sözleşmeye aykırı şekilde faaliyet yürüten MUÇEV’in kiraya verdiği yerlere ilişkin açılan dava 5 yıldır sonuçlanmıyor.
‘Uluslararası sözleşmeler ihlal ediliyor’
Açılan davalardan bir diğeri de; Datça Belediyesi’nin MUÇEV’e kiralanan kıyıların belediyeye devredilmemesi veya ihalesi yapılırken kamusal bilgi verilmesi sorumluluğu çerçevesinde duyuru yapılmamasına ilişkin. MUÇEV, Bakanlıktan kiraladığı yat limanlarını Barcelona Sözleşmesi ve Bern Sözleşmesi’ne aykırı şekilde işletirken birçok kıyıyı da başka işletmelere gayrı resmi yollarla kiraya veriyor.
Adı Muğla ama Muğla ile sınırlı değil!
MUÇEV, Muğla ile de sınırlı kalmıyor. Edirne’nin Keşan ilçesinde Saros Körfezi ve Antalya’da birçok koyun da benzer usulsüzlüklerle kiralandığı biliniyor.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) ve Şezlongsuz Datça İnsiyatifi Gönüllüsü Melda Omay, MUÇEV ve Muğla kıyıları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Melda, MUÇEV’in vakıf adı taşımasının masum bir görünüş sağlamak adına verildiğini belirterek şirketin ilk kiralama faaliyetlerine 2017’de başladığını ifade etti. Valiliğin bütün kıyıları MUÇEV’e kiraladığını, MUÇEV’in de kıyıları hemen arkasında bulunan tesislere kiraladığını dile getiren Melda, “Gizli, mafyavari kiralamalar yapıyor. Esnaf korkuyor. Çok yüksek fiyatlara kiralıyor ve istemem diyen ‘başkasına kiraya veririz’ diye tehdit ediliyor. Bunu esnaf arkadaşlardan öğreniyoruz. Ama o kıyıda tesis yapamazsın, mesela tuvalet yapamazsın. Örneğin MUÇEV geldikten sonra milim milim her yer şezlong oldu. Kiralar yüksek olduğu için esnaf şezlong sayısını da fiyatları da artırdı. Korkunç rakamlar duyuyoruz, Kargı koyunda 900 lira bir şezlong” diye konuştu.
‘Plajlar şezlonglarla doldu, girişlerde çanta aranıyor’
Yaklaşık 20 yıldır Datça’da yaşayan Melda, önceden şezlongların bulunmadığını belirterek “Plajda voleybol oynarsın köpeklerinle frizbi oynarsın ama şimdi ‘yat şezlonga bir şeyler ye iç’ şeklinde. Bir şezlong bitiyor diğeri başlıyor. Sıcak güzel aile havası, piknik sepeti ile gelmeler artık yok. Kızılbük’te yöre halkının Gabaklar dediği yerde bir plaja girerken çanta araması yapıyorlarmış. Bizi polis bile arama emriyle arar. Bu yasalara aykırı. Bir vatandaş bir vatandaşın çantasını arayamaz. Bebeğin sütüne bile izin vermemişler. Artık bu çirkinlik” sözleriyle uygulamalara dikkat çekti.
‘Davamız kasten sonuçlandırılmıyor’
Kıyı kiralamalarına ilişkin 5 yıla yakın süredir davanın yetkisizlik gibi gerekçelerde sürekli farklı mahkemelerde gezdirildiğini ifade eden Meldaş şunları söyledi: “Davamızı sonuçlandırmıyorlar. Çünkü biz kazanacağız, belli. Süründürüyorlar. Bir zaman sonuç gelecektir. Ama hukukun ne durumda olduğu belli. Bizim ‘Şezlongsuz Datça’ diye bir oluşumumuz var. Yine bir kıyımızı Bakanlık mahalle halkının kullandığı 40 yıllık plajı bir otelle ilişkisi olduğunu söyleyen bir kişiye direkt kiralamış. Biz artık denize girmeyelim istiyorlar. Biz her gün otelin önünde düzenli nöbet tutuyoruz.”
Hem hukuk mücadelesi hem yerinde eylem
Barışçıl eylemler yapmaya devam ettiklerini ifade eden Melda, “Her bir saldırı alanında hem hukuksal hem de oradaki haklarımıza sahip çıkmak önemli. Soruşturmalara uğruyoruz ama dayanışmamız çok güzel. İnatla vaz geçmeden canını yakan her konuda hem hukuk hem fiili eylemlilik devam etmeli. Bizim plaj eylemi basit görünüyor olabilir ama vazgeçmemek ve yerinde mücadele şart. Çok zor ama inat ve ısrar gerekiyor” dedi.