ANKARA - Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, MEB’in “Önlem alın” sözleriyle yetinmeyerek gerekeni yapma sorumluluğu olduğunu hatırlatarak, 1 milyon öğretmen için önlem alınmadığını, uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerin yüzde 94’ünün eğitimden faydalanamadığını dile getirdi. 

 

Koranavirüs (Covid-19) vakalarının hızla arttığı bu günlerde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 21 Eylül’de okulların açılacağını duyurmasıyla birlikte öğrenci, veliler ve öğretmenlerdeki kaygı arttı. Türkiye genelinde 34 okulda yeni vakaların tespit edilmesiyle beraber vaka tespit edilen okul sayısı 80 oldu. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, bu süreçte verilen kararların öğrenciler üzerindeki etkilerini, MEB’in tutumu ve okullar açılmadan alınması gereken önlemlere ilişkin konuştu. 

 

‘Dezavantajlı kesimler ciddi mağduriyet yaşıyor’

 

Salgın döneminde yüz yüze eğitimde yaşanan eşitsizliklerin daha da derinleştiğine tanıklık ettiklerini söyleyen Feray, her geçen gün öğrencilerin eğitimden kopuş hızının daha da arttığını belirtti. Feray, “Mevsimlik tarım işçisi öğrencilerimiz, özel eğitime gereksinim duyan öğrencilerimiz, yoksulluk sınırı altında yaşayan ailelerin çocukları, ana dili Türkçe olmayan çocuklar, mülteci çocukların eğitimden kopuş sürecinin tüm dezavantajlı kesimlerin ciddi mağduriyet yaşadığının görüyoruz. O yüzden Eğitim Sen olarak sürekli yüz yüze eğitimin bir an önce başlaması için gerekli önlemlerin alınması ve mutlaka ek bütçe açıklanması, öğretmen ataması ve ek personel atamasının yapılmasının yaşamsal bir zorunluluk olduğunu belirtiyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘Okullardaki vakalar artıyor”

 

24 Ağustos’tan itibaren mesleki çalışmalar için öğretmenlerin okullara çağrıldığını ve beşinci günden itibaren 80 vakanın tespit edildiğini hatırlatan Feray, “Gerekli tedbirlerin hayata geçirilmediği, MEB’in uygulanabilir stratejisinin olmadığını biz bu hafta öğretmen arkadaşlarımızın yaşadığı gerçeklik üzerinden çok net olarak gördük. Kaygılarımız her geçen gün artıyor” dedi.

 

‘1 milyon öğretmenin güvenliği sağlanamadı’

 

24 Ağustos’ta mesleki çalışmalar başlamadan önce uzaktan eğitimin yapılması mümkünken, MEB’in ısrarla öğretmenleri okullara çağırmasının anlamsız olduğunu söyleyen Feray, “Her geçen gün yeni Covid-19 tanısı konulan veya temas eden arkadaşlarımızın olduğu bilgisi geliyor ve bu arkadaşlarımız bu süreçte seminerlere katıldı. Şu an 1 milyon öğretmenin dahi güvenliğini sağlayamayan gerekli önlemlerin alınmadığı bir süreçle karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

 

'Başarı hikayesi oluşturmaya çalıştı'

 

MEB’in rakamlarla bir başarı hikayesi oluşturmaya çalıştığını kaydeden Feray, “MEB bir algı kampanyası yürütme üzerinden ciddi bir çaba gösterdi. Ancak alanda yaşadığımız somut gerçeklik, yaratılmak istenen algının bir karşılığı olmadığını gösteriyor. Eğitim Sen olarak 2 bin 239 eğitim emekçisi ile gerçekleştirdiğimiz araştırmada öğretmenlerin yüzde 94’ü, öğrencilerinin bu süreçte uzaktan eğitimden yararlanamadığını ifade etti” sözlerini kullandı. 

 

‘Tablet, bilgisayar ve TV devlet tarafından karşılanmalı’

 

Uzaktan eğitim için bilgisayar, tablet, televizyon gibi ihtiyaçların çok hızlı bir şekilde devlet tarafından ücretsiz olarak karşılanması gerektiğinin altını çizen Feray,  yoksul ailelerinin çocuklarına internet erişiminin sağlanması ve olanaklarının oluşturmasının devletin sorumluluğu olduğunu anımsattı. 

 

“Salgın süreci bittikten sonra öğrencilerimizin hafızasında kalacak en net görüntü salgınla ilgili yaşadıkları kaygı olacak, çevresindekilere dair yaşadığı endişe olacak” diyen Feray, ders içerikleri hazırlanırken mutlaka öğrencilerin ruh sağlığının güçlü tutulması, eğitim sürecinden kopuşun engellenmesi ve devamlılığın sağlanması noktasında tedbirlerin hayata geçirilmesi gerekliliği üzerinde duruldu. 

 

‘MEB şeffaf bilgi paylaşımı yapmalı’

 

Hem velilerin hem de eğitim ve bilim emekçilerinin endişelerinin ve kaygılarının giderilmesi konusunda yapılacakların çok net olduğunu kaydeden Feray  şu şekilde konuştu: “Okullarda eğitimin devam ettirilmesi için, eğitime yeterli bütçe ayrılması temel bir zorunluluk. Bu yüzden öğretmen atanmasıyla ilgili mutlaka adım atılmalı. Her okulda mutlaka ihtiyaç doğrultusunda temizlik görevlisi bulundurulmalı, sağlık görevlisi bulundurulmalı. Tüm okulların revir hazırlıkları tamamlanmalı. Ve MEB’in temel sorumluluğu da bu çalışmaları şeffaf bir şekilde bilimsel yöntemler de esas alınarak, eğitim emekçileriyle ve velilerle paylaşmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, ilgili tüm bakanlıklar ve siyasi iktidarın aldığı tek tutumun ‘önlem alın’ çağrısı yapmaktan ibaret olduğunu görüyoruz. Başta MEB olmak üzere tüm karar alıcıların temel sorumluluğu önlem alın çağrısı yapmak değil gerekeni yapmaktır.”