Birsen Orhan: Halkın iradesini beton bariyerlerle gasp edemezsiniz

  • 09:10 24 Kasım 2024
  • Güncel
  
 
Gülistan Gülmüş
 
DÊRSIM – Dêrsim Belediyesi’ne atanan kayyıma karşı halkın güçlü bir direniş sergilediğini vurgulayan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan, AKP-MHP iktidarının kayyım politikalarına ilişkin, “Halkın iradesini beton bariyerlerle gasp edemezsiniz” dedi ve şu soruyu sordu: “Biber gazı sıkıp mermi atanlar bu halka ne verebilir?”
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Dêrsim Belediyesi’ne 21 Kasım’da kayyım atandı. Kayyım atamasından önce, Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanı Cevdet Konak’ın dava duruşması görüldü. Duruşmada, Cevdet Konak’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Cezanın hemen ardından belediye çalışanları ve partililer belediye önünde nöbet tutmaya başladı. Polis, nöbetlerin başlamasının hemen ardından barikat kurdu ve kayyım atamasının ardından direnişe geçen kitleye saldırdı. Bu eylemlerde toplamda 8 kişi gözaltına alındı.
 
Eylemler; yürüyüşler, açıklamalar ve nöbetlerle devam ederken mikrofonumuzu Eşbaşkan Birsen Orhan’a uzattık.
 
‘Dêrsim halkı iradesinin gasp edilmesine müsaade etmedi’
 
Birsen Orhan, ilk olarak “havuz medyanın” daha önce 27 kente kayyım atanacağı yönündeki haberlerini hatırlatarak, kayyım atamasının hemen ardından gerçekleşen eylemlere dair şu değerlendirmede bulundu: “20 Kasım’da adeta her taraf kuşatılarak bir görüntü verilmek istendi. Belediye eşbaşkanımızın duruşmasında inanılmaz derecede yoğunluk vardı. Güvenlik adı altında bir yığılma söz konusuydu. Haliyle bizler de sürecin neye evirileceğini az çok tahmin ediyorduk. Ancak son süreçte halkın tepkisinin onlara geri adım attıracağını, daha doğrusu halkın onların sömürge valilerini tanımadığını anlayacaklarını ve bu karardan vazgeçeceklerini düşündük.
 
Dün geldiğimiz noktada ise ben belediyede bulunuyordum; diğer arkadaşlarımız nöbetteydi. Bazı arkadaşlarımız ise çeşitli işlerinden dolayı dışarıdaydı. Onlar bunu fırsata dönüştürüp bir anda dört bir yandan kuşatma altına aldılar ve gözaltına alınmak istendim. Orada bir şiddete de maruz kaldım. Daha sonra halk yoğun bir direniş gösterdi. Bu direnişe karşılık plastik mermiler, TOMA’larla su sıkmaları ve kentin tamamını kaplayacak şekilde gaz bombalarıyla halkı geri püskürtmek istediler. Ama her ne yaptılarsa güçlü bir direniş vardı. Dêrsim halkı iradesine sahip çıktı. Dêrsim halkı, iradesinin gasp edilmesine müsaade etmedi.”
 
 
‘Biber gazı sıkıp mermi atanlar bu halka ne verecek?’
 
Kentte 7 ay boyunca yaptıkları çalışmalara ve gerçekleştirdikleri projelerden söz eden Birsen Orhan, iradelerinin gasp edildiğini vurguladı ve şu soruları yöneltti: “Biz 7 aydır görevdeyiz. Bu kentin her bireyiyle bir bağ kurmuş durumdayız, kentin sorunlarına çözüm olmuş durumdayız. Kayyım sürecinde oluşturulan tahribatlara ve Dêrsim Belediyesi’nin ekonomik durumunun kötü olmasına rağmen kentte çok güçlü projeler gerçekleştirdik. Hem alt ve üst yapı bakımından önemli projeler yaptık.
 
Şimdi sormak gerekiyor: Bir halka biber gazı sıkıp, mermi atanlar bu halka ne verecek? Kente adeta bir işgal havası verilmiş, her taraf tutulmuş ve en önemlisi halkın belediyesinin önüne beton bariyerler konmuş. Ancak halk o bariyerleri yıkıp kendi belediyelerine geçmek istedi. Gasp ettiğiniz bir irade var; beton yığınları koyduğunuz bir irade var. Siz bu iradeye ne vereceksiniz? Bu irade sizden bir şey isteyecek midir?”
 
‘Seçimde alamayacağı kenti ancak istilayla alabilir’
 
Kayyımın siyasi bir karar olduğunu belirtirken, kararın darbe niteliğinde olduğunun altını çizen Birsen Orhan, “Biz 20 Kasım’da nöbetlerimizi başlatmıştık. Güçlü ziyaretler gerçekleşiyordu. Ancak dünkü tamamen bir kuşatmaydı. Sömürge valisi, Dêrsim Belediyesi Eşbaşkanımız Cevdet Konak ve Ovacık Belediyesi Başkanı Mustafa Sarıgül’ün davası devam ederken ve herhangi bir sonuca ulaşılmamışken, alelacele bu kararın bildirilmesi ve bir an önce buraya kayyım atanması planının olduğu açıktı.
 
Dolayısıyla bunun siyasi bir karar, bir darbe olduğunu bilmemek herhalde siyaseti bilmemek, AKP’yi tanımamak, AKP-MHP rejimini bilmemek olur. Bir mekanı işgal etmiş olabilirler, bizi belediyeden sürükleyerek çıkarsalar da bu halkın iradesini alamazlar. Seçimde hiçbir zaman alamayacağı kenti ancak istilayla, çürümüşlükle, özel savaş politikalarıyla ve hırsız kayyımlarıyla alabilir” dedi.