Yeşil Sol Parti konferansının ilk günü tamamlandı

  • 16:19 24 Mayıs 2025
  • Güncel
 
ANKARA – Yeşil Sol Parti’nin “Barış ve Demokrasi İçin Ortak Mücadele” şiarıyla Ankara’da başlattığı konferansın ilk gününde, sosyalist odakların sürece katılımı, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme tartışıldı.
 
Yeşil Sol Parti’nin (YSP), “Barış ve Demokrasi İçin Ortak Mücadele” şiarıyla düzenlediği ve iki gün sürecek olan konferans ve kongresi, Maltepe Yılmaz Güney Sahnesi’nde başladı. Konferansın ilk gününe Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), çeşitli siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.
 
3 Mayıs'ta yaşamını yitiren DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder'in fotoğraflarının asıldığı salonda, açılış konuşmasını YSP Sözcüsü Ahmet Asena yaptı. Ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan söz aldı.
 
Konferansın ilk oturumu, “Sol Odak Demokrasi Koalisyonu ve Ortak Mücadele” başlığıyla gerçekleşti. İkinci oturum ise “Ekoloji Mücadelesinden Siyasete Bakış” başlığıyla yapıldı.
 
Konferansta, Kürt sorununun çözümüne yönelik başlatılan müzakere süreci kapsamında sol ve sosyalist grupların ortak bir politik hat geliştirmesi ve ortak mücadele zemininde buluşmasının gerekliliği vurgulandı. Aynı zamanda, demokratikleşme sürecine yön verecek adımların atılması ve bu sürecin inşasında irade gösterilmesi gerektiği dile getirildi.
 
Kadın ve ekoloji mücadelesinin, barış ve demokratikleşme süreciyle iç içe geçtiği ifade edilen konferansta, örgütlenmenin önemi bir kez daha öne çıkarıldı.
 
Konferansa katılan DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mahfuz Güleryüz ise yaptığı konuşmada, sosyalist ve demokratik örgütlerin süreci doğru okuyabilmesi için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın perspektifinin yeniden ve dikkatle okunması gerektiğini vurguladı.
 
İmralı’daki tutum ve duruş üzerine vurgu yapan Mahfuz Güleryüz, süreç tartışmalarının “ne aldınız, ne verdiniz”e çekilerek eksik bir tartışma yapıldığını söyledi. Mahfuz Güleryüz, “İlk görüşmelerden bu yana Abdullah Öcalan, ‘Ben burada sosyalizm mücadelesi verdim, hâlâ vermeye devam ediyorum. Burada bir masa kurulmadı’ sözlerini kullanmıştı” ifadelerini kullandı.
 
‘Barış ve diktatöryalizm bir arada olamayacak’
 
27 Şubat çağrısının ardından somut gerçeklikler üzerinden örnek veren Mahfuz Güleryüz, “‘Peki, elinizde somut olarak ne var?’ diye soruyorlar. 27 Şubat çağrısının ardından somut olarak ne oldu diye soranlara sadece birkaç örnek vereyim. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandığında, belediyeye kayyım atanacaktı. CHP’ye kesinlikle kayyım atanacaktı. İstanbul Barosu’na kayyım atanacaktı. Bunlar bilinen bir gerçek. Biliyorsunuz, 6 bin kişinin adının yer aldığı HDK dosyası vardı. Belki bugün bu salonun yüzde 70’i cezaevinde olacaktı; çünkü HDK’nin kapısından geçmeyenimiz yok.
 
Öcalan, İmralı’da yapılan görüşmelerde, ‘Ekrem İmamoğlu’nun da, CHP’nin de mücadelesini veriyorum’ demiştir. Anayasa karşılığında Erdoğan’a ne verildi, deniliyor. Bakın, açık ve net şunu ifade edeyim: Öcalan defalarca bu konuya dair şunu söyledi: Barış ve diktatöryalizm asla bir arada olamayacak. Bunu bizzat AKP yetkililerine söylemiştir. İstanbul Barosu’na kayyım atanacağı zaman heyete, ‘Buradasınız, gidin kıyameti koparın’ demiştir. ‘Sosyalistim’ derken tam da bu noktadan bakıyor, bu çizgide duruyor” sözlerini kullandı.
 
Kongre, yarın Yeşil Sol Parti’nin yeni yönetiminin belirlenmesiyle devam edecek.