Wan’da ‘Kuyu Tipi hapishaneleri kapatılsın’ çağrısı
- 14:41 30 Ekim 2025
- Güncel
WAN - Kuyu Tipi cezaevlerinin kapatılması talebiyle yapılan açıklamada, "Kuyu tipi olarak adlandırılan hapishanelerin kapatılmasını ve mahpusların isteği olan insanlık onuruna yaraşır koşulların bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz” denildi.
Wan Emek ve Demokrasi Platformu, "Kuyu Tipi" cezaevlerinin kapatılmasına ilişkin Sanat Sokağı’nda basın açıklaması düzenledi. “Tecrit insanlık suçudur. Kuyu Tipi Hapishaneler kapatılsın” yazılı pankartın taşındığı açıklamaya, platform bileşenlerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şube Eşbaşkanı Mehmet Salih Coşkun okudu.
‘Toplam 51 yeni tip hapishane kullanıma açılmıştır’
İşkence, kötü muamele ve hak ihlallerinin yaşandığı Kuyu Tipi Hapishaneler'in kapatılması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, “Yer seçimi ve mimarisi dahil fiziksel koşulları kendi başına pek çok hak ihlalinin nesnel zeminini oluşturmaktadır. Özellikle 2005 yılından itibaren her yıl belirgin artışlarla seyreden kapatılma pratikleri, tecridin değişik boyutlarının uygulanmasına cevaz verecek tasarımlarla ihlallerin de derinleşmesine yol açmıştır. Yeni hapishaneler arasında özellikle 2021 yılından itibaren de ‘S Tipi Ceza İnfaz Kurumu’, ‘Y Tipi Ceza İnfaz Kurumu’ ve ‘Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’ adları altında, bilindiği kadarı ile son verilere göre Y tipi 22 hapishane, yüksek güvenlikli 22 hapishane ve S tipi 7 hapishane olmak üzere toplam 51 yeni tip hapishane kullanıma açılmıştır” denildi.
‘Mahpuslar günün en az 22 saatini hücrede geçirmekte’
Tutsakların büyük kısmının tek kişilik hücrelerde çok az kısmının da üç kişilik odalarda tutulduğunun belirtildiği açıklamada, "Bu yeni tip hapishanelerin en belirleyici özelliği, gerek mimari yapıları gerekse de gündelik uygulama rejimi ile tecrit koşullarını daha da ağırlaştırıyor. Bilindiği kadarı ile mahpuslar günün en az 22 saatini hücrede geçirmekte ve nerede ise ‘tek başına hücreye kapatılma’ düzeyine ulaşan uygulamalar rutine dönüşmektedir. İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu’nun, Y ve S tipi hapishanelere dair hazırladığı raporda, yaşanan hak ihlalleri “ayakta sayım, izolasyon, çıplak arama, kötü muamele ve tecrit” olarak özetlenmektedir” sözlerine yer verildi.
'Raporda yer alan veriler'
İdare ve Gözlem Kurulları’nın kararlarına dikkat çekilen açıklamada, "S Tipi Hapishanelerindeki uygulamaların özellikle insan psikolojisi üzerinde birçok tahribata yol açtığı, şüpheli ölümler, intihar vakaları, işkence ve kötü muamele uygulamalarının çokça yaşandığı yapılan başvurulardan derlenen verilerdir. Bu tip hapishanelerle, mahpusların hem dışarıylahem de diğer mahpuslarla ilişkilerinin olabildiğince kısıtlandığı, bağlarının kesildiği ve mahpusların hapis hayatlarının mutlak bir tecritle geçmesine sebep olan bir politika olduğu belirtilmektedir” denildi.
‘Uygulanan politikalar insanlık onuruyla bağdaşmıyor’
Kuyu Tipi cezaevlerinin mimari yapısına değinilen açıklamada, “Türkiye’de hapishanelere yönelik uygulanan politikalar insanlık onuruyla bağdaşmayan tecrit ve izolasyonu en üst düzeyde amaçlayan politikalar olup, inşa edilen hapishanelerin mimarı yapıları da bu amaca hizmet eder şekilde tasarlanmıştır.Havalandırmaya çıkma sürelerinin kısıtlandığı, havalandırmaya bakan pencerelerin tel örgülerle kapatıldığı ve kuyu tipi olarak adlandırılan yüksek havalandırma boşluklarının adeta gökyüzünü görmeyi engellediği S Tipi, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli Hapishaneler son dönemlerde mahpusların uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan haklarını kullanamadıkları mekânlara dönüşmüştür” denildi.
‘15 tutsak açlık ve ölüm orucunda’
15 tutsak tarafından Türkiye’nin farklı cezaevlerinde açlık grevi ve ölüm oruçlarının başladığı belirtilen açıklamada, “Açlık grevindeki tutsaklardan biri olan Serkan Onur Yılmaz Antalya Yüksek Güvenlikli Cezaevinde başlattığı ölüm orucunu nakledildiği Bolu F tipi cezaevinde halen sürdürmekte olup 30 Ekim tarihi itibariyle 354'üncü gününe girmiştir. Benzer şekilde açlık grevinde olan Kırıkkale F Tipi cezaevindeki Ayberk Demirdöğen’in 234'üncü güne, Çorlu Yüksek Güvenlikli Cezaevindeki Fikret Akar’ın 216'ıncı güne girmiştir. Temel talepleri kuyu tipi hapishanelerin kapatılması ve buralarda kalan mahpusların diğer hapishanelere sevklerinin gerçekleşmesidir. Ancak ne yazık ki Adalet Bakanlığı tarafından bugüne kadar sorunun çözümüne yönelik herhangi bir somut adım atılmamıştır. Gelinen aşamada Serkan Onur Yılmaz’ın durumunun kritik bir aşamayı geçtiği, el ve ayaklarında uyuşukluk, kuvvet kaybı, yürüyememe gibi ağır sağlık sorunlarının ortaya çıktığı, taleplerin karşılanmaması ve Türkiye’deki kronikleşen hapishaneler sorununun çözümüne yönelik somut adımların atılmaması halinde geçmiş dönemlerde yaşandığı gibi tekrar hapishanelerden cenazelerin çıkmaya başlayacağı kaygısını kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz” sözlerine yer verildi.
Kamuoyuna çağrı
Son olarak Adalet Bakanlığı başta olmak üzere devletin yetkili kurumlarına çağrıda bulunan açıklamada, “Toplumun muhalif kesimlerini sindirmeye yönelik hapishaneler üzerinde uygulanan politikalara derhal son verilmesini, kuyu tipi olarak adlandırılan hapishanelerin kapatılmasını ve mahpusların isteği olan insanlık onuruna yaraşır koşulların bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı.







