Kobanê Davası: Bu ülkenin Cumhurbaşkanını HDP belirleyecek

  • 18:39 2 Haziran 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda konuşan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Kobanê Davası’nda asıl amacın suçluları cezalandırmak değil HDP’yi hedef göstermek olduğunu belirterek, “Bunun nedeni HDP’nin Türkiye’nin gelecek siyasetini belirleyecek olmasındadır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanını da HDP belirleyecektir" dedi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 13’üncü duruşması 3’ncü gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
 
Duruşma, verilen aranın ardından Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata’nın beyanlarıyla devam etti.
 
Ayla, mahkeme başkanının SEGBİS kamerasını siyasetçilere yönelterek “teşhis” işlemi yaptırmasına tepki gösterdi.
 
‘Uluslararası toplantılara katıldım’
 
Gizli tanığın iddia ettiği toplantılara ve “Diplomasi sorumlusu” beyanına dair konuşan Ayla, “Ben sayısız KJA toplantısına katıldım. Uluslararası toplantılara katıldım ve diplomasi yürüttüm. Bunların hepsi kamuoyuna açık yapıldı” dedi.
 
‘Nefes alsak örgüt adına nefes alıyorlar diyecekler’
 
Gizli tanığın soyut beyanlarına dikkat çeken Ayla, “Biz siyasi partide faaliyet yürütüyoruz. Örgüt faaliyeti deniyor. Nefes alsak, ‘örgüt adına nefes alıyorlar’ diyeceksiniz. Dinlediğiniz gizli tanıkların artık size söyleyebilecek bir şey kalmadı. Legalite ile illegalite arasındaki bağ bir gizli tanık beyanıyla sınırı çizilecek kadar basit midir? Bu şahıs gelmiş, yaptıklarından pişman olmuş ve ifade vermiş. Ben hep söylüyorum. Bu ülke dönmek isteyenler için onurlu bir yol sağlamazsa dönmek isteyenlerin sayısı hiç artmaz” diye belirtti.
 
“Gizli tanık kendini kurtarmak için birilerine iftira atmak zorunda” diyen Ayla, “Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi bile bu tanığın ifadelerini ciddiye almadı. Siz buraya getiriyorsunuz” diye ekledi.
 
‘Kürtlerin siyaset yapma hakkı yok mu?’
 
Ayla, devamında şunları söyledi: “Türkiye’de demokratik siyasete kazandırdığımız tüm toplumsal değerler al aşağı götürülmek isteniyor. Biz yaşamı üretmeye çalışıyoruz. Amaçlarının ne olduğunu göremiyor musunuz? Bizim hakkımızda hep ‘legal siyaset altında illegal siyaset yürütüyorlar’ deniliyor. Ya bizim legal siyaset yapma hakkımız yok mu? O zaman çıksınlar açık açık desinler ki; ‘Kürtlere siyaset yapma hakkı yoktur.’ Hatta ‘Kürt kadınlarına yoktur’ desinler.
 
Bu akıl ülkeyi cehenneme çevirdi
 
Biz makro anlamda şiddetin ne olduğunu biliyoruz. O yüzden de bir derdim var. Barış için yıllardır çalışıyorum. Bunun için siyaset yaptık. Bunun için Çözüm Süreci’nde kadınlar olarak masaya oturduk. Ben bir dernek başkanıyım ve bir temsiliyetim var. Çatışma sürecindeki tüm toplantılara ben gittim. Dünyada birçok ülkeye gittim. Bu nasıl illegalize edilebilir? DTK’yı HDP’yi illegalize etti gizli tanık. Bu akıl kimin? Bu akıl ülkeyi yönetenlerin aklı. Bu akıl ülkeyi cehenneme çevirdi.”
 
Figen Yüksekdağ: Kör dövüşüne mahkum ediliyoruz
 
Ardından söz alan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, dinlenecek tanık beyanlarının kendilerine iletilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Aksi takdirde bir kör dövüşüne mahkûm ediliyoruz. Nesnel ve objektif bir hukuki hak zemini tanımıyorsunuz. Ne çıkarsa bahtımıza diye bekliyoruz. Beyanların içerisinde ne olduğunu bilmiyoruz. Duruşma salonunda duyduğumuz, algılayabildiğimiz kadarıyla biliyoruz” diye konuştu.
 
Tanık dinlenilmesi safhasında mahkemenin siyasetçileri öngörüsüzlüğe sıkıştırdığını ifade eden Figen, mahkemenin usulsüzlüklerine dikkat çekti. Figen, “Ayrıca salonda yaşanan gerilimler ve sizin avukatlarımıza sert tavrınız kabul edilemez. Benim hakkımı savunacaksa avukatlar en önemli rolü tanık ve müşteki dinlenildiği zaman oynar. Görevli avukatlarımıza ve savunma hakkımıza müdahale etmeyin” ifadelerini kullandı.
 
‘Müştekiler sizden korkuyor’
 
Tanıkların yönlendirildiğine işaret eden Figen, “Tanıklar, müştekiler bizden korkmaz. Sizden korkuyor. Biz mi baskı altına alıyoruz tanıkları? Siz bağırıp çağırıyorsunuz. Bu koşullarda bizim lehimize alınan bütün ifadeler hükümsüzdür. Tanıkları vicdana çağırıyorsunuz, yemin ettiriyorsunuz. Öncelikle sizin kendi vicdanınızı dinlemeniz gerek. Bu dosyada getirilen tanıkların bir kısmı çıkar karşılığında itirafçılık yapan kişilerdir. Diğerleri de garibandır. Sizin baskılarınızla tanıklık yapmak zorunda kalanlardır. Gerçek anlamda objektif bir tanıklık sürecinden bahsetmek mümkün değildir” dedi.
 
Figen, şöyle devam etti: “Soğukkanlılığımızı koruyacağız ancak size de zorunlu bazı ihtiyaçları ve usulü hatırlatmak zorundayız. Hukuk sistemi şekil üzerine kurulur, özün yansımasıdır. Ancak siz şekilsiz bir yargılama sürdürüyorsunuz. Avukatlarımızın itirazları üzerine üstlerine polisleri salıyorsunuz. Savcı çıkıyor. Polis sorgulamasında yürütülen yöntemle ‘PKK içerisinde kaç yıl geçirdiniz’ diye sorular soruyor. Gariban insanları getirmişsiniz, gözlerini korkutup yalanlar söyletiyorsunuz. Bu ne kadar gayri ahlaki bir durum. Bu ülkeyi ne hale getirdiniz ya. Kimsenin böyle bir çöküntü yaratmaya hakkı yoktur.
 
Bu rezalet sistem değişecek
 
Biz her türlü iddia karşısında kendimizi savunabiliriz. Ancak bunu yapamayacak gariban tanıkları bu şekilde kullanmaktan vazgeçin. FETÖ’cüler iftiracıların önüne nasıl yazılı kağıtlar koyduysa siz de aynısını yapıyorsunuz. Onlar gitti ama siz onlardan işleri öğrenmişsiniz. Bu rezalet sistem değişecek, aşılacak. Bunu da haklarımızla birlikte bizler başaracağız.”
 
‘Tavuğunuza kışt mı dedik’
 
Sonrasında DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, mahkeme başkanının sürekli kendisi hakkında uyarı vermesine dair “Benimle özel bir husumetiniz var mı? Tavuğunuza kışt mı dedik” diye sordu.
 
‘Düzeniniz bozuk’
 
Mahkeme heyetinin Anayasa’yı ve CMK’yı umursamadığını ifade eden Sebahat, “Düzeniniz baştan bozuk. Biz ve avukatlarımız bu bozukları düzeltmeye çalışıyor ancak hepiniz aynı hukuk fakültelerinde okudunuz değil mi? Ben hukuk okumadım ama sayenizde hukuk da öğrendim. Bu kumpas davası HDP’yi bertaraf etmek için açılmıştır. Kaç defa sizi hukuka davet ettim icabet etmediniz. Yapmayın bunu” diye belirtti.
 
‘Evde eşinize burada da bize sus diyorsunuz’
 
Mahkeme başkanının kadınlara yönelik bir tahammülsüzlüğü olduğunun altını çizen Sebahat, “Özellikle kadın siyasetçilere söz vermiyorsunuz. Kadınlara karşı özel bir tarzınız var. Gültan Kışanak, devamlı olarak söz istiyor sizden. Bir türlü vermiyorsunuz. Kadınlardan korkmayın. Milyonlarca kadın buradaki kadınları takip ediyor. Siz ise itibarsızlaştırmaya çalışıyorsunuz. Evde eşinize ‘sus’ diyorsunuz. Burada ise bize diyorsunuz. Kadın düşmanlığınızı bu kadar açığa çıkarmayın” çağrısı yaptı.
 
‘Kadın sorunu yok, erkeklik krizi var’
 
Kadınların kendisini var etmek için binlerce yıldır mücadele ettiğini ifade eden Sebahat, “Orta Çağ’daki kadına karşı zihniyetini bugün burada siz taşıyorsunuz. Bugün bu ülkede kadın sorunu yok, erkeklik krizi var. Sizler yargısız infaz yapıyorsunuz. Yapacaksanız deyin ki; ‘Bizim önümüze bir dosya konuldu. Buraya gelmenize gerek yok. Biz karar vereceğiz zamanı gelince zaten” dedi.
 
‘HDP bu ülkenin Cumhurbaşkanını belirleyecek’
 
HDP’nin hedef gösterildiğini aktaran Sebahat, son olarak “Bunun nedeni HDP’nin Türkiye’nin gelecek siyasetini belirleyecek olmasındadır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı da HDP belirleyecektir. Siz de bizim kim olduğumuzu, HDP’nin kim olduğunu biliyorsunuz. O nedenle doğru bir müzakere yapın. Beni hapsettiniz, ben de ancak bu kürsüden sözümüzü söylüyorum. Siyasette yürütülen hukuksuzluğa uymayın, kendi Anayasa’nıza uyun” dedi.
 
‘Bizi illegalize etmeyin’
 
Ardından söz alan Kürt kadın siyasetçi Pervin Oduncu, reddi heyet talebinin reddedilmesi üzerine tepki gösterdi. Gizli tanık ifadelerine dair konuşan Pervin, “Gizli tanık 2015’te beni görmüş. Evet ben seçim dönemi Aday Kabul Komisyonu’ndaydım. Ankara’da seçim çalışması yürüttüm. Bir siyasi parti başka ne yapar? Bunları yapar. Beni tabii ki görmüş olabilir. Atılan tweet artık işinize artık yaramıyor, bu nedenle böyle gizli tanıklar getiriyorsunuz. Gizli tanığın görmesi için kamerayı yüzüme zoom yaptınız. Böyle birşey olabilir mi? Genel bir görüntü gösterirsiniz içerisinden beni bulmasını istersiniz. Siz hedef gösteriyorsunuz” sözlerine yer verdi. “Bizi illegalize etmeyin” diyen Pervin, Türkiye’ye demokrasi gelmesi için çalıştığını belirterek, “Yasal demokratik bir zeminde siyaset yürüttüm. Bunu da her alanda savunacağım” dedi.
 
‘Gökalp Ulaş’ı boşa çıkardı’
 
Sonrasında HDP eski MYK üyesi Meryem Adıbelli, avukatlarının duruşma salonunda olmamasından dolayı öncelikle gizli tanık beyanlarına ilişkin avukatlarıyla konuşmak istediğini belirtti. Meryem, “Bugünkü gizli tanığın ifadeleri gizli tanık Ulaş’ın ifadeleriyle aynı ancak tanık Gökalp Ulaş’ı boşa çıkardı. Siz ise bugünkü gizli tanıkla Ulaş’ı biraz güçlendirmek istiyorsunuz” şeklinde konuştu.
 
‘Kesintisiz hukuksuzluk’
 
Mahkeme heyetinin bir buçuk yıldır kesintisiz bir biçimde hukuksuzluk yaptığını aktaran Meryem, “Siz bunu kasıtlı yapıyorsunuz. Gizli ve açık tanıkları duruşmayı getirdiğinizde bir kargaşa üretiyorsunuz. Buradaki konuşmaların üstüne çizgi çekip duymuyorsunuz. Avukatlarımız burada sizin yanlışlıklarınızı düzeltmekten bizi savunamıyorlar. Emeklerini sizin için harcıyorlar. Bizim ve avukatlarımıza yönelik tavrınızla savunma hakkımızı elimizden alıyorsunuz. Demokratik siyaset hakkımızı illegalize ediyorsunuz. Ben de hukukçu değilim ama tanıklar sadece şunu söylüyor. ‘Ben şunu partiye girerken gördüm.’ Bu beyanların yüzünden bizi tutuklu tutuyorsunuz” diye ekledi.
 
‘İşkencenin tarafı olmayın’
 
Daha sonra SEGBİS ile duruşma salonuna bağlanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak, mahkeme sürecinin tutuklu siyasetçiler için bir işkence merkezi olduğunu söyledi. Gültan, “SEGBİS salonları da duruşma salonudur. Buradaki insanların kendilerini mahkeme salonunda gibi ifade edebilmesi gerekir. Burada 3 gündür meramımızı anlatmaya çalışıyoruz ancak bizi duymuyorsunuz. Burada bir sorun var diye anlatmaya çalışıyorsunuz. Hiç mi sizi ilgilendirmiyor? Size burada tadilat olduğunu, boya yapıldığını daha önce söyledim Nefes alamıyoruz. Sağlığımız bozuldu ama siz bununla hiç ilgilenmiyorsunuz. Bari biraz ilgileniyormuş gibi yapın ve açıktan işkencenin tarafı olmayın” şeklinde ifade etti.
 
‘Böylesini 12 Eylül’de görmedim’
 
Gültan, şu sözlere yer verdi: “Bize tanık beyanlarının alınacağını önceden haber vermeniz gerekiyor. Biz öncesinden okumadan nasıl cevap vereceğiz. Bu hukuksuzluktur. Eğer bu tanık bu işi yapma karşısında suçlarının affedilmesi şartının konulduğu bir insansa sizin duruşma salonunda kurduğunuz baskıdan dolayı kimin ismini söyleseniz onun hakkında suçlamalarda bulunması beklenir çünkü korkar. Bugün de bu yaşandı. Tanığın baskı altında olabileceğine yönelik aklınızda bir şüphe var mı? Hayır yok. Sizin için hukukun üstünlüğü yok. Ben böylesini 12 Eylül’de bile görmedim.
 
Bizi daha fazla hukuksuzluğa bulaştırmayın
 
Demokrasiyi savunmak için örgütlenme hakkımı savunacağım. Bun iktidarın memleketini batırdığını söyleyeceğim. Suç mu bunlar? Yasal olarak suç değil ama yargılıyorsunuz. Bir toplum bu kadar bastırılamaz, susturulamaz. İnsanın ruhunda özgürlük vardır. Allah’a inanıyorsanız insanı yaratırken özgür yaratmıştır. Köle yaratmaz. Bin yıllardır insanlık özgürlüğün yollarını aradı. O nedenle baskılarla, tehditlerle bir yere varamazsınız. Sabah gizli tanık dinleme tavrınız bile sizin heyet olarak reddedilmenizi gerektirir ama mecburen savunma yapmam lazım. Bizi daha fazla hukuksuzluğa bulaştırmaya çalışmayın.”
 
Ardından HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 225 adlı gizli tanığın dinlenilmesi esnasında mahkeme başkanının tanığı yönlendirdiğini hatırlatarak, “Bunlar kayıtlara geçti. İleride bu dava değerlendirildiğinde bunları da ortaya dökeceğiz. Gizli tanık iddialarında arkadaşlarımın yasa dışı faaliyetler yürüttüğünü söyledi. Yıllardır bu arkadaşlarımla birlikte siyaset yaptım. Bir kez olsun illegal bir faaliyetin içinde yer aldıklarını görmedim” diye belirtti.
 
‘Şu anda PKK ile görüşmeler gerçekleşiyor olabilir’
 
Selahattin, şöyle devam etti: “İnsanlara PKK yöneticiliği vasfını yüklemek o kadar kolay ki Türkiye’de. Bundan PKK bile rahatsız. PKK’de bırakın yöneticiliği, üye bile olmak çok zordur. Nasıl herkes yönetici? Bir devlet kendi yurttaşına kumpas kurarsa o devletin kendi sorunlarını çözmesi zorlaşır. Türkiye Devleti, MGK kararı ve Cumhurbaşkanı onayıyla defalarca PKK’yle ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmeler yaptı ama AKP döneminde 7 defa ciddi görüşmeler yapıldı. Şu anda bile bu görüşmeler gerçekleşiyor olabilir. PKK 1978’de kurulmuş silahlı bir örgüttür. Örgütlediği kadroları olmuştur. Faaliyet yürütülen devletin sınırları içerisinde şiddet yöntemler kullanmadan tamamen bağımsız bir biçimde legal siyaset yürütüyorsunuz ama size silahlı terör örgütü üyesi muamelesi yapılıyor. O zaman legal ve illegal ayrımını nasıl yapacağız? İnsanlara böyle böyle legal siyaset alanlarını kapatıyorsunuz.”
 
‘Hakan Fidan: Öcalan’ın muazzam fikirleri var’
 
“Devran çok hızlı dönecek” diyen Selahattin, bu topraklara barış getireceklerini ifade ederken, “Halk sandıkta kararını verecek. Seçimden sonra bizi serbest bırakacaklar beklentisi içerisinde değiliz. Seçimden sonra da kalabiliriz. Biz seçimden sonra adil yargılanacağız diyoruz. Suçluysak yine cezamızı alırız. Bugün ülkenin düşmanı diye baktığınız siyasetçiler faaliyet yürüttüğü dönemde Hakan Fidan, Öcalan’la en çok ilgilenen insanlardan biriydi. Fidan’ın Öcalan hakkında ‘Muazzam fikirleri var. Gonzalo’dan sonra Öcalan’ın fikirleri beni en çok etkilemiştir’ sözlerini ben kulaklarımla duydum” dedi.
 
Duruşmaya 10 dakika ara verildi
 
Aranın ardından söz alan Aynur Aşan, mahkemenin hukuksuzluklarını eleştirirken, “Heyet, burada davayı takip eden polis ve askerlere örnek oluyor ve ‘sizin dışarıda uyguladığınız anti demokratik uygulamalar doğrudur’ diyor. Savunmanın bir gün ile sınırlandırılması nedeniyle kaygılıyım. Bu kadar suçlamalara karşı kendimi özgür bir şekilde hazırlamam gerek” diyerek bu karardan vazgeçilmesini talep etti.
 
Ölen tanıkların ifadeleri okundu
 
Mahkeme başkanı bu duruşma periyodunda dinlenilmesi planlanan Tanık Turan Türköz, Lokman Abiş ve Menderes Öner ile ilgili mahkemelerce gelen kararların UYAP’tan dosya arasına kaydedildiğini bildirdi. Mahkeme başkanı, tanık Menderes hakkında örgüt üyeliği suçlaması yönünden beraatine karar verildiğini, Lokman Abiş hakkında 4 yıl 2 ay hapis cezası verildiğini, Turan Türköz’ün ise mahkumiyetine karar verildiğini açıkladı. Tanık Mahmut Yıldız’ın ve tanık Cebrail Sayar’ın ise vefat ettiğini söyleyen mahkeme başkanı bunun üzerine vefat eden tanıkların dosyada bulunan ifadelerini okudu.
 
Ardından duruşmaya yarına kadar ara verildi. 
 

Etiketler:

kobanê dava