‘Tahrik indirimini gerekçelendirecek tek bir delil yok’

  • 09:02 23 Haziran 2022
  • Hukuk
Melike Aydın 
 
İZMİR - Pınar Gültekin’i katleden fail Cemal Metin Avcı’ya ‘haksız tahrik indirimi’ uygulayarak, cezayı 23 yıla düşüren mahkemenin kararına tepki gösteren avukat Kübra Deniz Çelik, bundan sonra yol haritalarını başvuracakları istinafın kararına göre çizeceklerini söyledi. Kadınlara seslenen Kübra, “Kadınlar susmamalı, alttan almamalı, kendimizi korumak için hep beraber elimizden geleni yapmalıyız” dedi. 
 
Muğla’da 21 Temmuz 2020’de üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i katleden Cemal Metin Avcı ile ona yardım eden kardeşi Mertcan Avcı, annesi Ayten Avcı, babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve ortağı Şükrü Gökhan Orhan’ın yargılandığı davanın karar duruşması 20 Haziran’da Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, fail Cemal Metin Avcı hakkında önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, ardından bu cezayı “haksız tahrik indirimi” uygulayarak 23 yıla düşürdü. Mahkeme, diğer 5 fail hakkında ise beraat kararı verdi. 
 
Mahkemenin kararına itiraz eden savcı, mütalaasında fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Mertcan Avcı hakkında “canavarca hisle öldürmeye iştirak” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemişti. Savcı ayrıca,  diğer failler için de “suç delillerini gizlemek” suçundan ceza talebinde bulunmuştu.  
 
Pınar’ın aile avukatı Rezan Epözdemir ise duruşma sonunda yaptığı açıklamada, davayı üst mahkemeye taşıyacaklarını söyledi. 
 
Rezan Epözdemir’in hukuk bürosu avukatlarından Kübra Deniz Çelik davaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘İndirimi gerekçelendirecek tek bir delil yok’
 
Mahkemenin gerekçeli kararını henüz öğrenmediklerini söyleyen Kübra, fail Cemal Metin Avcı’nın, üç “haksız tahrik savunmasında bulunduğunu söyledi. Kübra, “Birincisinde, ‘Pınar bana kesici aletle saldırdı, kendimi korumak için öldürdüm’ dedi. Ortada ne suç aleti vardı ne de yara. Diğerinde, ‘Pınar bana şantajda bulundu’ dedi ama ortada ne bir tehdit mesajı ne da başka bir şekilde bu durumu delillendiremedi. Cezaevinden mektup yazdı mahkemeye, ‘benim videomu çekti’ diyerek. Ama ne kendi telefonunda ne de Pınar’ın telefonunda bir video vardı. 11 ay biz Amerika’ya gönderilen yazıyı bekledik. Biz ‘haksız tahrik indirimi’nin neye dayandırıldığını bilmiyoruz. Gerekçeli kararda yazacağını ifade etti mahkeme. 15 gün içinde bu karara ulaşacağız” dedi. 
 
Üst mahkemeye gidilecek
 
Hem kendilerinin hem de savcılığın bir haftalık bir zaman sınırlaması olmasından dolayı gerekçeli karar olmaksızın üst mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvuruda bulunacaklarını kaydeden Kübra, mahkemede kararın bozulmasını umduklarını dile getirdi. Kübra, “Biz savcının mütalaasını yerinde bulmuştuk. Savcılığın da bu hukuksuzluğun farkında olması bizler için kıymetli ve yerinde. Umuyoruz ki İstinaf Mahkemesi kararı bozar” şeklinde konuştu.
 
Fail yaklaşık 12 yıl cezaevinde kalacak 
 
"Haksız tahrik indirimi"nin, ezberlenmiş kalıplara itibar edilerek verilmesine sık sık rastlandığını ifade eden Kübra, “Hepimiz tehlike altındayız. Öldürüldükten sonra da faillerimiz de cezalandırılmıyor. Gerçekten içler acısı bir duruma doğru gidiyoruz. Toplumda da çok büyük infiale yol açıyor bu durum. Canlı iken yakıldığına dair 3 ayrı rapor var. Yanarken, abisi bir buçuk saat orada duruyor ve haberdar olmadığını söylüyor. Buna rağmen ‘canavarca his yok, haksız tahrik indirimi var’ deniyor. Bunun vicdanlara sığması mümkün değil. 23 yıl cezanın infazı 14 yıl 4 ay. Sanık yaklaşık 2 yıldır içeride. Pınar’ın anne ve babası gerçekten perişan hale gelmiş. Böyle infiale neden olan bir suçta yatarının 14 yıl gibi bir ceza ile dışarı çıkanın vicdanlara sığacak bir tarafı yok”  değerlendirmesinde bulundu.  
 
‘Toplumsal birlik içinde hareket edilmeli’
 
Kübra, istinafın kararına göre yol haritası çizileceğine işaret ederek, kadınların bu süreçte sesini yükseltmesi gerektiğini vurguladı. Kübra, “Kadınlar susmamalı, alttan almamalı, kendimizi korumak için hep beraber elimizden geleni yapmalıyız. Bu, tek başına yapılabilecek bir mücadele değil, çünkü bu şekilde düşünen çok fazla insan var. Giderek kötüye gidiyoruz ve her gün öldürülen kadın sayısı artıyor. Bu anlamda toplumsal bir birlik içinde hareket etmek gerekir. Diliyorum ki bu, vicdanları yaralayan karar, istinaf mahkemesince kaldırılır” diye konuştu.