Gazetecilerin duruşmasından: Kadınların sesi olmaya devam edeceğiz
- 13:31 12 Temmuz 2023
- Hukuk
AMED - Savunma yapan kadın gazeteciler, kadın haberciliğinin suç olmadığına dikkat çekerken, “Kürt kadın gazeteciler olarak kadınların sesini duyurmaya devam edeceğiz” mesajını verdi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında başta Amed olmak üzere birçok kentte 8 Haziran 2022’de evlere ve basın yayın kurumlarına baskın düzenlenerek, 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan JINNEWS Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, 16 Haziran’da çıkarıldıkları mahkemece “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı.
15’i tutuklu 18 gazeteci hakkında 10 ay sonra 12 Mart’ta “örgüt üyeliği” iddiasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Dosyası tefrik edilen JINNEWS Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş 15 Haziran’da görülen ilk duruşmada tahliye edilirken, 15’i tutuklu 18 gazetecinin ilk duruşması 2’nci gününde.
Duruşmada tutsak gazeteciler ve avukatları hazır bulunurken aileler, Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kültür Merkezi (NÇM), Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), yurtdışı ve kent dışından çok sayıda sivil toplum örgütü ve gazeteci, Amed’de bulunan sivil toplum örgütleri, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekilleri, Yeşil Sol Parti ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Örgütü, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, Amed Barosu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi izleyici salonunda yerini aldı.
‘Misafirlerimle konuşmalarım suç’
Savunmasını yapan gazetecilerden Remziye Temel, iddianameye bakıldığında Türkiye’nin özeti olduğunu söyledi. Remziye, “Her işyerinde bir muhasebe ve sekreterya var. Ari Yapım’da sekreterdim. Yaptığım yasal işlemlerden yargılanıyorum. Örgüt üyesi olarak görülüyorum. Bu işleri bir örgüt üyesi mi yapar? Savcı o kadar araştırmış ama bir şey bulamamış. Telefon konuşmalarını önüme suç olarak getirmiş. Benim misafirlerimle ve iş arkadaşlarımla yaptığım görüşmeler iddianamede yer alıyor. Mesela programın saat kaçta olduğunu sormam suç mu? ‘Te go ere’ programının konuğu saati soruyor buna cevap vermek suç mu? Yüzlerce konuşmam var. İddiaları kabul etmiyorum” sözlerine yer verdi.
Sanat ve sunuculuk neden yargılanır?
Daha sonra savunmasını yapan gazeteci Neşe Toprak, toplum gündemiyle program içeriğinin birbiriyle bağlantılı olduğunu dile getirerek, kendisinin hem bir gazeteci hem de bir Kürt kadın aktivist olduğunu belirtti. İki yıldır basın alanında çalıştığını ifade eden Neşe, “Kürt coğrafyasında kadınların olduğu her yerde ve her alanda bulundum. Kadınların bulunduğu yerlerde çalışmalarını duyurmayı sorumluluğum olarak gördüm. Ayrıca kadın gazeteciler eril zihniyetin kanatları altında çalışmayı reddettikleri için baskılanıp tutuklanıyor. Bunun yanında programımdan bahsetmek istiyorum; iki yıldır yaptığım bu programların içeriğinden dolayı tutukluyum. Dünya ve ülkede ne gelişme varsa takip edip programımda işledim. Sanat toplum için gereklidir. Neden sanat ve sunuculuk yargılanır? Basın ve sanattan rahatsız olanlar bu alanlardaki çalışmaları engelliyor. Ancak yine de bu alanlarda çalışanlar topluma ışık tutuyor” dedi.
‘Şengalli kadınların acısını işlemek suç oldu’
Programının içeriğine dair de iddianamelerde yer alan suçlamalara ilişkin konuşan Neşe, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Şengal’de bir program kapsamında söylenen şarkıyı programında işlediğine değindi. Şengal’in kadınlar açısından önemine işaret eden Neşe, “Yakın zamanda IŞİD Şengal’e saldırı düzenledi. Kadın ve çocukları katletti, pazarlarda sattı, kaçırdı. Kadınlar kendi savunmalarını buna karşı yarattılar. Bunu programımda işlemem suç oldu. Ben de bir kadınım ve Şengalli kadınların acısını hissediyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum” sözlerine yer verdi.
JINNEWS’in haberciliğine vurgu
Savunmasında JINNEWS’in kadın haberciliğinin önemine de dikkat çeken Neşe, ajansımız yazı işleri müdürü Safiye Alağaş’ın da tutuklandığını hatırlattı. Safiye’nin de sadece haberleriyle suçlandığına yer veren Neşe, “Safiye’de sonradan çıkarıldığı ilk duruşmada tahliye edildi. Safiye kadınlarım sesi oldu ve hala onların sesi olmayı sürdürüyor. Bizler de Kürt kadın gazeteciler olarak kadınların sesini duyuracağız. Hem kültür alanında hem de özgür basında faaliyetlerime sonuna kadar devam edeceğim” vurgusu yaptı.
‘İddianameye her şey konulmuş’
Ardından gazeteci Lezgin Akdeniz savunma yaptı. Kendileri hakkında hazırlanan yüzlerce sayfalık iddianamede savcının denk geldiği her şeyi iddianameye eklediğini gördüklerini kaydeden Lezgin, bu suçlamaların da domino taşı gibi tek tek düşeceğinin altını çizdi. Lezgin, savunmasını şöyle sürdürdü: “İktidar gazetecilik faaliyetlerimizi yürütmemiz için kendileri gibi düşünmemizi istiyor. Biz bunu yapmayacağız. Topluma gözümüzü kapatmayacağız. Gazetecilikte temel ilkeler var bu da dünyanın her yerinde geçerlidir. Gazeteci cesaretli olmalıdır. Umarım bu hukuksuzluk ve adaletsizlik bugün son bulur.”
Duruşma mahkemenin verdiği yarım saatlik aranın ardından savunmalarla devam edecek.