Topluma politik bir şey yapmayın diğer suçlar affedilir mesajı!
- 09:06 30 Temmuz 2023
- Hukuk
Dilan Babat
ANKARA - 31 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan infaz düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan hukukçu Ayşegül Çağatay, “Tüm topluma, politik olarak bir şey yapmayın diğer suçlar affedilebilir mesajı veriliyor. Tepeden tırnağa bir suç düzeni üzerinde yaşıyoruz, bunu gördüğümüz yerde bunların affedilmesi ama siyasi tutsakların affedilmemesi bir sistem olarak önümüze çıkıyor” dedi.
Torba Yasası Kanunu geçtiğimiz günlerde Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Torba Kanunu’nun içerisinde yer alan maddelerden biri de cezaevlerine dönük “af” düzenlemesi. Düzenlemenin içerisinde, “Covid-19 izninde bulunan hükümlülerden denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl veya daha az süre kalanlar, tekrar cezaevine dönmeyecek kalan sürelerini denetimli serbestlik altında infaz edilecek, kapalı cezaevinde bulunan cezasını belirli bir süresini bu kurumlarda geçirenlerin ise iyi halli olmak şartıyla 3 yıl daha erken açık cezaevine ayrılacak. Ayrıca hükümlülerin infaz kurumunda kalmak şartıyla 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılabilecektir” maddesi yer alıyor.
31 Temmuz’da yürürlüğe girecek düzenlemeye ilişkin Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi Ayşegül Çağatay, düzenlemeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Cinsel istismar ve kadına yönelik şiddetin yarattığı mağduriyet görmezden gelinemez’
Yaklaşık 3 yıl önce bir Covid-19 düzenlemesi oluşturulduğunu ve cezaevlerinin boşaltıldığını söyleyen Ayşegül, kişilerin denetimli serbestlikle dışarı çıktıklarını ama yapılan düzenlemede bazı suçların kapsam dışı olduğunu kaydetti. Ayşegül, “Cinsel dokunulmazlığa karşı ve cinsel istismar, uyuşturucu kapsamındaki suçlar bu düzenlemenin dışında bırakılmıştı. Yeni düzenleme affı ile birlikte ki Adalet bakanlığı buna her ne kadar af değil ya da Covid-19 kapsamındaki yapılanlara uygulanacak dese de bu düzenleme çok geniş kapsamı var. 2022’deki düzenlemeden çok daha geniş bir düzenleme. Bu düzenleme ile birlikte cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, uyuşturucu suçlarını kapsıyor. Kapsamadığı tek şey siyasi tutsaklar. Bu en yanlış infaz düzenlemelerden biri. Bir kimsenin aldığı hükümden azını yatıyorsa bu devlete karşı mı yoksa şahsa karşı işlenmiş bir suç mu? Şahsa karşı işlenmiş suçlarda oldukça mağduriyetler var. İstismar suçları, kadın cinayetleri gibi dosyalarda çok ciddi mağduriyetler var. Devlet olarak bu görmezden gelinemez. Devletin yapabileceği düzenleme kendisine karşı işlenmiş suçlardır” dedi.
‘Bilinçli bir tercih’
Düzenlemenin tam tersi olduğuna vurgu yapan Ayşegül, şahsa karşı işlenen suçları kapsama alındığını ve kapalı cezaevlerinde faillerin doğru düzgün kalmayacağına dikkat çekti. Ayşegül, “16 yıl hapis cezası alan biri doğru düzgün hapishanede bile kalmıyor. Bu insanların adalet duygusunu zedeleyen bir durum. Zaten adil bir yargılama olmuyor ülkemizde, yasalarla adalet geldiğine zaten kimse inanmıyor. Böyle bir ortamda şahıslara karşı suç işleyen kişilerin dışarı çıkartılmasıyla birlikte mağdurlar daha fazla mağdur olacak. İstismar failleri veya kadın katliam faillerinin dışarıda olması zaten kadınların daha fazla can güvenliği kaygısını yaşamasına neden olacak. Covid-19 düzenlemesinde kısmen böyle bir durum oldu ama bu artık tamamen hepsini kapsayacak. Devlet insanlarda görece bir adalet duygusunu yaratmak zorunda ama her zaman kendine karşı ‘suçlarda’ bilinçli bir tercih yapıyor. Çünkü ülke koşulları yönetememe ile birleşince insanları hapis cezası ile cezalandırıyor ve cezaevinin doluluk oranın çok yüksek olması nedeniyle failleri dışarı çıkarma algısı var” diye belirtti.
‘Toplumsal sorunlar daha fazla derinleşecek’
Kadın katliam ya da taciz, tecavüz gibi suçlarda yargının cezasızlık politikalarının ayyuka çıktığı süreçte bu düzenlemenin toplumda daha fazla kaygıya neden olacağını dile getiren Ayşegül şunları ekledi: “İstanbul Sözleşmesi’nde mücadele vermemize rağmen son durumu ortada. Kadınlar daha fazla korumasız bir ortamda iken bu durum daha fazla kaosa yol açacak. Bu bir çözüm değil, toplumsal sorunları daha fazla derinleştirecek. Ezilenlerin daha fazla ezilmesine, dezavantajlı grupların çok daha fazla mağdur olacağı bir düzenleme.”
‘Tüm topluma mesaj veriliyor’
Yeni düzenleme ile birlikte ağır hasta tutsakların düzenleme dışında bırakılmasının bilinçli bir tercih olduğunu dile getiren Ayşegül, “2022 yılında bir infaz düzenlemesi oldu cezaevleri yarı yarıya boşaltıldı yine bir düzenleme yapıldı ve hapishaneler boşaltılacak. Yine siyasi tutsaklar cezaevinde kalacak. Türkiye’de her yeni bir gün S tipleri açılıyor. Devlet tecride çok ciddi para harcarken bir yandan düzenleme yapıyor. Toplumsal olarak, gazetecileri, hukukçuları, milletvekillerini, insan hakları savunucularını önümüzdeki günlerde boşalttıkları cezaevinde yer alacağını ama hırsızları, kadın katliam ve cinsel istismar faillerinin dışarı salıverilecek. Hasta tutsakları bırakmaması da bir tercih meselesi. Tüm topluma, politik olarak bir şey yapmayın diğer suçlar affedilebilir mesajı veriliyor. Tepeden tırnağa bir suç düzeni üzerinde yaşıyoruz, bunu gördüğümüz yerde bunların affedilmesi ama siyasi tutsakların affedilmemesi bir sistem olarak önümüze çıkıyor” şeklinde konuştu.
‘Düzenleme ve hapishanelerdeki sorunlara karşı ortak ses çıkarmamız lazım’
Hasta tutsakların serbest bırakılmaması, siyasi tutsakların yaşadığı hak ihlalleri ve tecridin çok ciddi sorunlar olduğunu belirten Ayşegül, tutsakların bu ihlallere karşı bir şeyler yaptığını ama iktidarın dışarıda yarattığı ciddi sorunlardan kaynaklı cezaevlerindeki sorunlara ve infaz düzenlemesini görülmediğini kaydetti. Ayşegül, “Tepki göstermemizi engellemeye çalışıyorlar. Bu düzenleme olduğunda bir tepki gösterilir diye düşünmüştük ama başka gündemler olduğu için toplum onlarla uğraşıyor. Ama tamda bu meseleden dolayı, tüm toplumsal kesimlerin ortak bir zeminde buluşması gerekiyor. Daha fazla hasta tutsakların ölmemesi için, siyasi tutsakların bir gün daha günlerinin heba edilmemesini sağlamamız lazım. Bu düzenlemeyi apar topar geçirdiler. Hukukçular arasında bile çok ciddi bir karmaşa var düzenlemenin nasıl uygulanacağına dair. Hem düzenlemeye karşı hemde hapishanelerdeki sorunlara karşı ortak bir ses çıkarmamız lazım” ifadelerini kullandı.