ANKARA - Kobanê Davası’nda esasa ilişkin savunma yapan Ayla Akat Ata, 9 Ekim komplosunu kınayarak, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı projelerle Ortadoğu’daki savaşı durduracağını net gösterdiğini vurgulayarak, Abdullah Öcalan’ın barış projeleriyle siyasi bir lider olduğunu kaydetti. 

 

DAİŞ'in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında Kurdistan ve Türkiye’nin pek çok kentinde 6-8 Ekim 2014’te yaşanan halk protestoları nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası’nın 36’ncı duruşmasının birinci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsünde bulunan duruşma salonunda devam etti.

 

Sincan Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklu siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler duruşmaya Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi ile (SEGBİS) katıldı.Duruşmayı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları takip etti.  

 

‘Küresel bir şiddetin sarmalı içerisindeyiz’

 

Dosyanın bir toplama dosyası olduğunu belirten Ayla, Kobanê dosyası ile birleşen çok sayıda dosyasının olduğunu kaydetti. Ayla, “Küresel bir şiddetin sarmalı içerisindeyiz, bugün Ukrayna, Rusya, Kosova ve Ortadoğu’da yaşanılan çatışma tesadüf değildir” diyen Ayla, İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaya ilişkin devlet yetkililerin neler söylediğine dikkat çekti. Ayla, “Bu oyunları bozacak tek kişi demokrasi, barıştan yana olanlar olacaktır. Sokaklarda olmak lazım, ülkenin kaosa çekilmemesi için” diye belirtti. 

 

Ayla ardından, iki buçuk gün sürecek savunmasının konu başlıklarını okudu. 

 

‘Kürt sorunu vardır’

 

Hakkında açılan iddianamelerin, Êlîh’deki dosyaları ile birleştiğini ve hakkında 12 yargılama olduğunu belirten Ayla, 2015 sürecinde bir çatışma süreci yaşandığını ve dosyalarının hepsinin “örgüte yardım etme ve üyelik” olarak değiştirildiğini kaydetti. Ayla, “Çözüm çadırlarını kurduğumuz ve çözüm talep ettiğimiz için açılan dosyalar var. Batman’da yargılandığım dosyalar, halkımızın, 9 Ekim, 15 Şubat ve 21 Mart Newroz’da barış talebi için yaptıkları eylemler ve Sayın Öcalan için özgürlük talebi eylemlerine katıldığım içindir. Batman dosyalarına dair yapmış olduğum savunmamı tekrar ediyorum. İddianameler hazırlanmadan önce fezlekeler tarafıma ulaştı. Söylenecek ekstra bir söz yok. Kürt sorunu vardır, Kürt sorunun için mücadele eden bir parti vardır. Herkes ‘vurun’ derken biz yaşatın dedik” dedi. 

 

‘Polis bizimle eylemi örgütlüyordu’

 

Hakkında açılan davalarının farklı bir anlayışla açıldığını dile getiren Ayla, “9 Ekim 2009 tarihinde yaptığım bir konuşma yoktu ama olaylı bir gün olduğu için yargılama konusu yapıldı. İki dönem parlamento da görev almış biri olarak;  9 Ekim 2012’de yapılmak istenilen yürüyüş ve engellenmesini burada ifade etmeyi borç biliyorum. Halkımız bugün yine sokakta, yine 9 Ekim’de ne oldu diye soranlar sokakta. Aradan 11 yıl geçmiş ama değişen tek şey yok. Geçen hafta Ankara göbeğinde patlayan bir bomba var, ölen gençler var, çözülen tek şey yok. Biz farklı baktığımız için kriminalize edilmek, yargılamak ile karşı karşıyayız. Her yaptığımız eylem, polis kamerası tarafın çekiliyor ama bir itirafçı kalkıp, ‘il binasının arkasında eylemi örgütlüyordu’ diyor. O zaman bizi her açıdan çeken polis de bizimle eylemi örgütlüyordu” diye belirtti. 

 

‘Öcalan barış projeleriyle bir siyasi liderdir’

 

9 Ekim uluslararası komplo ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesini tarihçesini anlatan Ayla, savunmasına şöyle devam etti: “Bugün Sayın Öcalan şahsında Kürt halkı üzerinden geliştirilen komployu kınıyorum. Kürt halkı Osmanlı’da ve Cumhuriyete 29 defa isyan etti. Bu gerekçeleri ortadan kaldırmayanlar, halkımızın özgürlük iradesi karşısında zulmü kullanıyorlar. Bugün heyetiniz de neden bu komployu kınadığımızı anlamıyordur. Bugün Kürt halkının alanlarda, meydanları doldurarak, bu topraklarda birlikte yaşam iradesinin önüne set geçirmek isteyenlere karşı verdiği mücadele gerçekliği var. Tazyikli suyu, gazı bunları söylediğimiz için yedik. O gün söyledim bugün de tekrar ediyorum; Sayın Öcalan Türkiye’ye getirildiğinde ortaya koyduğu projelerle Ortadoğu’nun önündeki savaşı durduracağını net gösterdi. Ortaya konulan bir barış iradesi, bir halkın ‘önderim’ dediği Sayın Öcalan gerçekliği ve PKK’nin lideri var. Aynı zamanda barış projeleriyle siyasi bir lider oldu.” 

 

‘Bütün açıklamalarım ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında’

 

Yaptığı basın açıklamasında, “Sayın Öcalan iç barışın teminatıdır. Halklar kararını vermiştir, önderim dediği kişiyi siz bir odaya koysanız dahi Sayın Öcalan özgür olacaktır” sözlerinden dolayı yargılandığını ifade eden Ayla, “Sayın Öcalan bir önder olarak kabul ediliyor. Buna işaret eden, kadınlar, aktivistler yargılanıyor ama İmralı heyetinde yer alan devlet yetkilileri yargılanmıyor. Hakan Fidan ve Oslo’da görüşmelere katılan heyet ifadeye çağrıldı ama sonradan anlaşıldı ki arkalarında devlet iradesi olduğu için ifade vermiyorlar. Sözümüz demokratik için, emeğimiz demokratik çözüm için. Barış süreci emekçisi olmuşsunuz, şiddete çağrı yapacak bir sözümüz olmamış. Ya oturma eylemi yapıyoruz ya da darp edilip yerdeyiz. Geldiğimiz nokta bu. Bütün açıklamalarım ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamındadır” şeklinde konuştu. 

 

Duruşmaya ara verildi.