'Lehe uygulama ilkesi' Sincan'da geçersiz!
- 09:10 11 Ekim 2023
- Hukuk
Dilan Babat
ANKARA - Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve aynı gerekçelerle tahliyesi engellenen12 tutsak kadının şartlı tahliye tarihleri 2020 tarihinde infaz düzenlemesine dair değişikliğin öncesi olması ve lehe dair yapılan düzenlemeye tabi olmalarına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından lehe uygulama ilkesine uyulmadığı bir kez daha ortaya çıktı.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan 12 tutsak, Mukaddes Kubilay, Zeynep Han Bingöl, Rozerin Kurt, Sabite Ekinci, Jiyan Ateş, Özlem Demir, Sedef Demir, Nedime Yaklav, Nejla Yıldız, Dilan Oynaş, Berin Sarı, Sermin Demirdağ, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından “pişman olmaması”, “toplumla bütünleşmeye hazır olmadığı” gerekçeleriyle tahliyeleri engelleniyor. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hapishane Komisyonu ve Kadın Komisyonu, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve tahliyeleri engellenen kadınlar için rapor hazırladı.
İGK kararlarının hukuka aykırılığı
Raporda, 5275 sayılı CGTİHK madde 107’de “Koşullu salıverilmeden faydalanmak için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi halli olarak geçirmesi gerekir.” denilerek “iyi halli” kavramı koşullu salıverilme şartlarından biri olarak düzenlendiği, “İyi halli” kavramının bu halinin cezaevi yetkililerinin keyfi tutum ve kararlarına bırakıldığı kaydedilmemesine rağmen Türkiye’de “İdare ve Gözlem Kurullarının” AİHS ‘e ve Anayasa’ya aykırı kararlarının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali olduğu artık karine haline gelmiştir” kararları görmezden gelindiği kaydedildi.
Lehe olan kararlar ve düzenlemeler yok sayılıyor
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde şartlı tahliye tarihi gelen tüm kadın tutsakların 2020 yılı değişikliği öncesinde söz konusu olan lehe düzenlemeye tabi olması gereken tutsaklar olmasına rağmen, tahliye edilmeyen kadın tutsaklar için lehe uygulama ilkesine uyulmaması dikkat çekti. Anayasa’nın madde 38'e maddesine göre; "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç içim konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır” ilgili hüküm AİHS’te yer almasına rağmen Sincan Kadın Kapalı Cezaevi, İdare ve Gözlem Kurulu, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bu kurallar, emsal uygulamalar ve kararlar yok sayılmaya devam ediyor.
Zorunlu bulundurulması gereken savcılar kurulda yer almıyor
İdare ve Gözlem Kurulu’nun yetki alanında sadece “iyi hal” değerlendirmesi olmasına rağmen Kurul değerlendirmesinin şartlı salıvermeye ilişkin kararların objektiflikten uzak olduğu belirtilen raporda, “Mahpuslar veya avukatları tarafından dosyaya kazandırılması istenen belgelerin getirilmediği, iddiaya konu disiplin cezaları ile ilgili 8 kamera görüntülerinin incelenmesi taleplerinin konusuz bırakıldığı, gerekçesiz reddedildiği görülmektedir. 5275 sayılı Kanun 89. maddesinin 3. fıkrası gereğince Kurula Başsavcının ya da Başsavcı tarafından görevlendirilen savcının başkanlık etmesi zorunludur. Yine İlgili Yönetmeliğin 13. maddesi gereğince il sağlık müdürlüğü uzmanının ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı uzmanının bulunmaması açıkça hukuka aykırılık teşkil eder ve bu zamana kadar yapılmış tüm değerlendirmeleri de geçersiz kılarak bu değerlendirmelere dayanan kararları da hukuka aykırı hale getirir” denildi.
Yetki fiilen cezaevi müdürü ve başgardiyanda
Tutsakların umut haklarının ihlal edildiği ifade edilen raporda, infazın belli aşamasından sonra cezayı değerlendirecek bir mekanizma öngörülmesine rağmen, bu mekanizmanın objektif kıstaslara dayanmadığı için lehe sonuç alıcı bir mekanizma olmadığı kaydedilerek, “Bu sebeple infaz hukukunun gereklerine ve hukuk devleti ilkelerine de aykırı bu mekanizma sonuçları itibariyle AİHS madde 3 ihlaline sebebiyet verir. Bu konuda Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde pilot uygulama diyeceğimiz bir sürecin işletildiği ise açıktır. Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde siyasi kadın mahpusların hüküm giydiği suçun fiili olarak koşullu salıverme yasağı olarak ele alındığı anlaşılmaktadır. Ve İnfaz Hâkimliği, Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirmelerinden anlaşılıyor ki iyi hal kararını verme yetkisini fiilen cezaevi müdürü ile başgardiyan kullanmaktadır” denildi.
Tahliyeleri sürekli ertelenen kadınlar şöyle; Sabite Ekinci’nin 3 ay, 6 ay ve 3. kez 6 ay olmak üzere 3, Rozerin Kurt’un önce 3 ay daha sonra 6 ay olmak üzere 2, Jiyan Ateş’in 5 defa 3’er ay olmak üzere, Nejla Yıldız’ın önce 3 ay, 6 ay ve sonra 6 ay olmak üzere 3, Sedef Demir’in 3 ay, 6 ay ve 3. kez 6 ay olmak üzere 3, Sermin Demirdağ’ın 3 ay, 6 ay ve 3. kez 6 ay olmak üzere şartlı tahliyesi ertelendi. Berin Sarı’nın ise 2021 yılından bu yana 5 kez ertelenen tahliyesi sonucunda hak ederek tahliye tarihinin yaklaştığı ve 4 Kasım’da değerlendirmeye tabi olmaksızın tahliye edilmesi bekleniliyor.”
Öte yandan ÖHD, bugün şube binalarında hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaşacak.