Cumartesi Anneleri Davası: Kemiklerimizi aramaya devam edeceğiz!

  • 16:31 3 Kasım 2023
  • Hukuk
 
İSTANBUL  - 700’üncü hafta eylemlerinde işkenceyle gözaltına alınan 46 kişinin yargılandığı davanın duruşmasında savunma yapan Cumartesi Anneleri, yargılanması gerekenlerin kendilerine işkence uygulayan polisler olduğunu belirterek, kemiklerini aramaktan vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi. Duruşma ise ileri bir tarihe ertelendi.
 
Eylemlerinin 700’üncü haftasında toplandıkları Galatasaray Meydanı’nda polis saldırısı sonrası gözaltına alınan 46 Cumartesi Annesi ve insan hakları savunucusu hakkında, “2911 sayılı Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla açılan davanın 11’inci duruşması görüldü.  Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi beklenen duruşma, salonun küçük olması nedeniyle 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada yargılanan isimlerin bir kısmı ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi avukatlar hazır bulundu. İstanbul Barosu’nun gözlemci olarak katıldığı duruşmayı, çok sayıda insan hakları savunucusu da izledi.
 
Ahmet Cihan: Polis saldırısı hukuka aykırıdır!
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada ilk olarak söz alan avukat Ahmet Cihan, “Ortada bir suç yoksa savunma alınması anlamsızdır. Ortada bir suç yoksa ceza da yoktur” sözlerini kullandı. Ahmet, polisin Cumartesi Anneleri’ne dönük saldırısının hukuka aykırı olduğunu vurgulayarak, anayasal haklarını kullanan müvekkillerinin “sanık” sıfatıyla mahkemede bulunmasının da anayasaya aykırı olduğunu ifade etti. Cihan ayrıca Cumartesi Anneleri’nin eylemlerine dönük gerçekleştirilen polis saldırısına ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), “kötü muamele yasağı” şeklinde ihlal kararları verdiğini hatırlattı.
 
Derhal beraat talebi
 
Cumartesi Anneleri’nin 1995 yılından beri Galatasaray Meydanı’nda sessiz bir şekilde kayıplarını aradığını belirten Ahmet, “Trafiği bile engellemeyen bir kitle. 699 hafta boyunca bu kolaylaştırıcı tavrını sağladı. Peki 700’üncü haftada ne oldu? O günden bugüne her Cumartesi yapılan etkinliğe müdahale edildi. Emniyet kötü müdahalede bulunuyor. İnsanlar yerde sürüklenerek götürülüyor. O sırada müvekkillerimiz gözaltına alınıyor. AYM, ‘Bu eylemi makul karşılamak gerekiyor. Burada hukuka aykırı bir şey yok’ diyor. Emniyet güçlerinin engelinin hukuka aykırı olduğunu söylüyor” şeklinde konuştu. Davanın devam ediyor olmasının bile bir hak ihlali olduğunu dile getiren Ahmet, “Bir kısım kişi savunma yapmadı. Savunma yapsalar bile, ‘Ben anayasal hakkımı kullandım’ diyecekler. Bu davadan ceza çıkmaz. Aykırı bir durum olmamasına rağmen bir mahkemenin sürdürülmesinin psikolojik, sosyal etkileri olacak” sözleriyle derhal beraat kararı verilmesini talep etti.
 
Ömer Kavili: Üniformalı eşkıyalar!
 
Ardından avukat Ömer Kavili söz alarak, “Her Cumartesi devletin memur kılıkları tarafından saldırılar yapılmıştır. Bunlar üniformalı eşkiyalardır. Kemikleri kaybettirenlerin ve bulunmasını engelleyenlerin pratiğinin uzantısıdır bu” dedi. Hazırlanan mütalaanın yeniletilmesi talebinde bulunan Ömer, “Sadece ‘Çocuklarımızın kemikleri nerede’ diye soran insanların suçunun ne olduğunu izah ettirmenizi istiyorum. Yargılanması gereken suç, müvekkillerimize ait değil. Faillerin yargılanması gerekiyor. Mütalaa yetersizdir, keyfidir, hukuksuzdur” cümlelerini kullandı. Daha sonra mahkeme başkanı Ömer’in mütalaa yeniletilmesi talebini reddetti. Bunun üzerine Ömer, İstanbul Başsavcısı’nın salona getirilmesini talep ederek, “AYM kararlarının uygulanmaması, keyfi kararlar oraya kadar ulaşmış mı merak ediyorum. İddia makamından gelen mütalaanın yetersizliği var” dedi.
 
Meriç Eyüpoğlu: Yargılama son bulmalı
 
Avukat Meriç Eyüpoğlu da, yargılananlar arasında 700’üncü haftada polis saldırısına uğrayan üç isim için AYM’nin ihlal kararı olduğunu hatırlatarak, “Eğer iddianame düzenlenip yargılanma başlamışsa ve o yargılamaya ilişkin AYM üç ayrı ihlal kararı vermişse o zaman bu yargılama nasıl devam edebilir?” diye sordu. AYM’nin hak ihlali kararı verdiği durumlarda mahkemenin sorgulama yapmadan karar verebileceğini hatırlatan Meriç, “Yargılanan kişilerle ilgili ihlal kararı var. Ne siz bu yargılamayı sürdürün, ne de bu kişiler daha fazla bu durumda kalmasın. Dosyaya tekrar bakıp değerlendirme yapmanızı istiyoruz” talebinde bulundu.
 
Mahkeme derhal beraat kararını reddetti
 
Avukatların savunmaları ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “Derhal beraat kararı verilmesi” talebini reddetti.
 
Cumartesi Anneleri: Kemiklerimizi aramaya devam edeceğiz!
 
Ara kararın ardından savunma yapan Cumartesi Anneleri / İnsanları ve insan hakları savunucuları, gerçekleştirdikleri eylemin yasal bir eylem olduğunu ve suç işlemediklerini vurguladı. Yargılananların savunmalarında şu cümleler kullanıldı: “Toplumun tüm ezilen kesimlerinde, yargı ‘sopa’ olarak kullanılıyor. Gözaltına alındık, hakarete uğradık. Aslında burada mağdur olan biziz. Yargılanması gereken bize müdahale eden emniyet güçleridir. Kendi yasalarınıza dahi aykırı bir duruşma söz konusu. Şu an bizi yargılamanız adil değil. Çocuklarını, eşlerini kaybetmiş ve bunların kemiklerini isteyen kişileri desteklemek için oradaydık. Ve bundan sonra da orada olmaya devam edeceğiz. Kayıpların aranmasının suç görülmesi kabul edilemez.”
 
Beraat talebi
 
Savunma yapan isimler işkenceyle gözaltına alındıklarını ve bir suç işlemediklerinin altını çizerek, tek tek beraat talebinde bulundu.
 
Duruşma ertelendi
 
Ardından iddia makamı, adli kontrol tedbiri uygulanan isimlerin adli kontrol tedbirlerinin devamını ve savunması alınmayan isimlerin bir sonraki duruşmada hazır edilmesini talep etti. Mahkeme, savunması alınmayanların bir sonraki celse hazır edilmesine karar vererek, duruşmayı 5 Nisan 2024 tarihine erteledi.
 
Ne olmuştu?
 
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda eylem düzenleyen Cumartesi Anneleri / İnsanları’nın 25 Ağustos 2018’deki 700’üncü hafta eylemi, Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Eylemlerini gerçekleştirmekte kararlı olan kayıp yakınları, polisler tarafından işkence edilerek gözaltına alınmıştı. İki yıl sonra ise 700’üncü haftalarındaki eyleme katılan kayıp yakınları ve insan hakları savunucusu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. Hazırlanan iddianame sonrası 46 kişi hakkında, “2911 sayılı Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” iddiasıyla İstanbul 21’inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından dava açıldı.