Kobanê Davası: Mahkemenin yapması gereken tanık beyanlarını çöpe atmak
- 17:45 9 Kasım 2023
- Hukuk
ANKARA - Kobanê Davası’nda yargılanan tutuklu siyasetçilerin savunmalarıyla devam ederken, gizli tanık beyanlarının birbirini yalanladığı belirtilerek, “Mahkeme; hangi tanığın doğru, hangi tanığın yalan söylediğine dair eğer yazı tura atmayacaksa; yapması gereken şey bu tanık beyanlarını çöpe atmasıdır” denildi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle yargılandığı Kobanê Davası’nın 40’ıncı duruşmasının dördüncü oturumu verilen aranın ardından devam etti.
Sincan Kapalı Cezaevi’nde Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya Günay Kubilay ile avukatları katıldı. Kubilay’ın aile ve yakınları da duruşmayı salonda izledi.
‘Dört farklı iddia var’
Verilen aranın ardından savunmasını sürdüren Günay, dosyada A53, MAHİR ve HERMES’in gizli tanık olduğunu Merdan, Ulaş ve Kerem’in ise dosyada açık tanık olarak beyanlarının olduğunu söyledi. Açık ve gizli tanıkların KCK Türkiye sözcüsünün HDP MYK’ya talimat verdiği yönünde dört farklı iddianın olduğunu belirten Günay, “İddia edilen talimat metninin HDP MYK’ya verildiğine dair tanıkların dört farklı iddiası var. Bunlardan biri talimatın KCK Türkiye sözcüleri tarafından verildiği iddiası. İkincisi talimatın Kobanê sınırında verildiği iddiası. Üçüncü iddia talimatın toplantıdan bir hafta önce getirildiği dördüncü iddia ise talimatın aynı gün kurye ile Diyarbakır’a gönderildiği yönündedir” dedi.
‘Savcılık ifadesi başka mahkeme ifadesi başka’
“Söz konusu dört iddianın birbiriyle çeliştiği ayan beyan ortadadır” diyen Günay, şöyle devam etti: “Yani daha talimatın nasıl geldiğine dair dört farklı iddia var. Burada bile bir bütünlük yok. Yine Gizli Mahir’in hem savcılık hem de mahkemede verdiği beyanları arasındaki çelişki söz konusu. Bakın gizli tanık Mahir, savcılık ifadesinde KCK Türkiye sözcüsünün o dönem HDP MYK toplantısına katıldığını söyledi. Ancak mahkemede verdiği ifade de ise somut bilgi vermek yerine KCK’nin işleyişini anlattı. Yani tanıkları şöyle özetlemek gerekirse, tanık Kerem HDP MYK toplantısından haberinin olmadığını, tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu toplantıyı bilmediğini, tanık Ulaş’ın rivayet olarak tanımlıyor. Gizli tanık HERMES toplantı konusunda hiçbir şekilde bilgisinin olmadığını belirtti. Tanık A3 ise talimatın Kamuran Yüksek’e geldiğini, ama yer ve zamana dair tek somut bir ifade kullanmadı. Bunların hepsi mahkeme tutanaklarında mevcuttur.”
‘Tanık beyanları birbirini yalanlamaktadır?’
Günay, “Tanık beyanları birbirini yalanlamaktadır. Birbirini geçersizleştiren dört farklı tanık beyanının olması; başka hiçbir delile gerek olmaksızın tanıkların birbirlerini yalanladığının yegâne kanıdır. Mahkeme; hangi tanığın doğru, hangi tanığın yalan söylediğine dair eğer yazı tura atmayacaksa; yapması gereken şey bu tanık beyanlarını çöpe atmasıdır” diye belirtti.
‘Yalancı tanıklar üzerine inşa edilen hiçbir tarih uzun ömürlü olmadı’
“Yalancı tanıklıklar üzerinde inşa edilmiş hiçbir resmi tarihin ömrü uzun olmamıştır. Bu tarihsel hakikat bu dava için de geçerlidir” diyen Günay, “Sonuç olarak, ben insanlığın sömürüsüne karşı biriyim. Her şeyden önce Şengal’den gerçekleşen bir soykırımın benzerinin Kobanê’de de yaşanmaması için demokratik çağrı yapacak bir siyasi kişiliğe sahibim. Demokratik siyaseti de talimat almadan özgür kimliğim ile yapıyorum. Talimat suçlamasını kendime hakaret sayıyorum” ifadelerini kullanarak “talimat” iddialarını kabul etmediğini vurguladı.
‘Olayların hiçbirinde sonuç nedenden önce gelmez’
Günay son olarak, “Olayların hiçbirinde sonuç nedenden önce gelmez. Kişinin nedeni olmadığı bir olaydan yargılanamayacağı, çağdaş hukukun temel kuralıdır. Vahim olarak nitelendirilen olayları sorumluluğu niyet okumalardan hareketle HDP MYK’ya ve MYK üyesi olarak şahsıma yüklenemez” diye konuştu.
Mahkeme heyeti, duruşmaya yarın saat 10.00’a kadar ara verdi.