‘Devlet hem işkencesini uyguluyor hem de koruma çeperine alıyor’
- 10:00 6 Aralık 2023
- Hukuk
Şehriban Aslan
AMED - Köpekle işkence edilen TJA aktivisti Rojbin Sevil Çetin’in görülen duruşmasında savcı Rojbin’e dönük şiddeti “işkence” olarak görmedi. Rojbin’in avukatı Özüm Vurgun, “Devlet bir yandan işkencesini uyguluyor bir yandan da koruma çeperine alıyor” değerlendirmesi yaptı.
Amed’de 26 Haziran 2020 tarihinde evine düzenlenen baskında köpekle işkence edilen ve 11 gün sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Rojbin Sevil Çetin hakkında açılan davanın 3’üncü duruşması dün Diyarbakır 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Rojbin duruşmada hazır bulunma talebinde bulunmasına rağmen mahkeme tanıklar ve fail olmadığı gerekçesiyle Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılma kararı verdi. Ayrıca fail ve tanıkların duruşmaya katılmaması dikkat çekti.
Görülen duruşmada savcı verdiği mütalaada, Rojbin’e yönelik şiddeti “işkence” olarak görmedi. Rojbin’in avukatı Özüm Vurgun, savcının mütalaasına dair değerlendirmede bulundu.
‘Dosya köpek ısırığı olarak görülmeye başlandı’
Dosyayı başından itibaren anlatan Özüm, dosyanın mahkeme tarafından sadece köpek ısırığına sıkıştırılmış bir dosya gibi algılanmaya başlandığını belirtti. Özüm, “Fakat biz olayı sistematiklik üzerinden değerlendiriyoruz. Rojbin saatlerce işkence görmüş, darp edilmiş yere yatırılmış. Bu dosyada Serdar Gök’ün olduğunu görüyoruz. İlk olarak ifadelerinden bir tanesinde üç köpeğin olduğunu söylüyor. Bu köpekleri araştırdığımızda Serdar Gök’e ait iki dosya olduğunu görüyoruz. Birisi Diyarbakır 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde Rojbin’in, diğeri de Diyarbakır 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde Şeyhmus ve Menice Yılmaz çiftinin dosyasıdır” dedi.
‘Hayvanlar silah olarak kullanılıyor’
Özüm, köpek eğitmenliğinde jandarma, özel harekat ve polislere bakıldığında eğitilen köpeklerin 7 yıl boyunca verilen kişide kaldığını ve aralarında bir bağ kurulması gerektiğine inandıklarını kaydetti. Fail Serdar Gök’ün ifadesinde köpeklere komut vermediğini söylediğine işaret eden Özüm, “Köpeklerin komut almadığını ve tehlikeyi gördüğünde saldırdığını söylüyor. Bizim burada savunduğumuz konulardan biri de aslında işkenceci Serdar Gök’ün hayvanları silah olarak kullanmasıdır” şeklinde konuştu.
‘Üç köpekli işkencede de Serdar Gök var’
“İşkence suçunda şu deniliyor; bir şeyi açığa çıkarma, sorgulama yöntemi gibi ayrımcı herhangi bir eylemden, düşünceden kaynaklı kolluğun yapmış olduğu darba, kasten yaralamaya, insan onuruna aykırı bir şekilde yaşam biçimine işkence deniliyor” ifadelerini kullanan Özüm, devamında şunları belirtti: “Özel harekatçılar ‘kırsaldan gelmiş, terörist’ olarak eve gittiğini söylüyor ve ‘Eve gittiğimizde o evde kırsalcı vardı’ deniliyor. Bütün ifadelerinde bunu geçiriyorlar. Bir diğer konu da iki köpekli işkence 25 gün arayla oluyor. Yine 6-7 ay öncesinde İgor adlı köpeğin saldırmış olduğu ailenin olayı gerçekleşiyor. Üçünde de Serdar Gök var. Üç farklı köpeğin aynı eğitimciden çıkıp üçünün saldırgan olması eğitimcinin sorununu doğruluyor. Tüm yapılanlara baktığımızda sistematik bir işkence olduğunu görüyoruz. Yine dinlenmeyen tanıklardan bina görevlisi var. Görevli, ‘Ben işkenceye şahit olmadım. Zaten beni eve almadılar. Ben kapının önünde imza attım’ diyor. Usule aykırı bir aramanın olduğu çok net bir şekilde ortadadır.”
‘Hiçbir polis hakkında işlem yapılmıyor’
Davanın bir sistematik işkence dosyası olduğunu başından beri savunduklarına dikkat çeken Özüm, savcının bunu işkence olarak görmediğine vurgu yaptı. Özüm, hiçbir polis hakkında idari işlem başlatılmadığına da işaret ederken, “Olayda dördüncü sınıf emniyet müdürü, üçüncü sınıf emniyet müdürüne, Rojbin’in iftira attığını, bina görevlisi tanığın olaya şahit olmadığını yazıyor. Bunun üzerine herhangi bir disiplin işleminin yapılmamasını ve dosyanın işlemden kaldırılmasını söylüyor. Akabinde dosya hemen işlemden kaldırılıyor. Devlet bir yandan işkencesini uyguluyor bir yandan da koruma çeperine alıyor. Olayımız tamamen budur” dedi.