Ayşe Gökkan: Sınırsız bir dünya için mücadeleye devam edeceğiz

  • 16:27 22 Aralık 2023
  • Hukuk
 
MÊRDÎN - TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, Nisêbîn Belediye Başkanı olduğu süreçte sınır duvarlarının örülmesine karşı başlattığı eyleme karşı açılan davada yaptığı savunmada, “Ben TJA’lı, Kürt ve Kurdistani bir kadın olarak sınır duvarlarını asla kabul etmiyorum ve bulunduğum her yerde buna karşı çıkmaya devam edeceğim. Sınırsız bir dünya istiyoruz” dedi.
 
Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan hakkında, Nusaybin Belediye Başkanı’yken 30 Ekim 2013 tarihinde Nisêbîn sınır bölgesinde inşa edilmek istenen duvara karşı başlattığı açlık grevi eylemi sürecinde, eylemden uzun süre sonra askeriyeye ait küçük bir demir çubuğun kaybolduğu gerekçesiyle “askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgelerini ihlal”, “kamu malına zarar verme” iddiasıyla hakkında açılan davada verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası, istinaf tarafından lehte bolulmuştu. Yeniden başlayan yargılama kapsamında davanın 2’nci duruşması Nusaybin 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
 
Ayşe duruşmaya tutulduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, avukatları salonda hazır bulundu. Mêrdîn’den çok sayıda kadının katıldığı duruşmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş de katıldı.
 
İncelenmesi gereken DVD kırılmış
 
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, gelen giden evraklar okundu. İncelenmek üzere dosyaya eklenen DVD’nin kırıldığı öğrenilirken, mahkeme başkanı, dosya kapsamında delil niteliği taşıyan DVD’nin kırılmasına sebebiyet veren katip hakkında “suç delillerinin karartılması” gerekçesiyle Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve gerekli disiplin soruşturmasının başlatıldığını ifade etti. Mahkeme başkanı, DVD’nin onarılması için Ankara kriminal incelemeye gönderileceğini belirtti.
 
‘Tüm sınırlara karşıyım’
 
Ardından Ayşe Gökkan savunmasına başladı. Savunmasını anadili Kürtçe ile yapan Ayşe, DVD’nin nasıl kırıldığını bilmediğini ifade etti. Ayşe, “Bu siyasi bir dava. Ben sınır duvarına karşı çıktığım için yargılanıyorum. Bu keyfi bir tutumdur. Ben ne sınırlarını ne de duvarlarını tanıyorum.  Yargılanacağım bir husus yok. Ben politik bir kadınım ve bu dava da politiktir. Bu yargılamayı kabul etmiyorum. Kurdistan’ın 4 parçasında olan sınırlara ve tüm sınırlara karşıyım. Sınır, halkları parçalayan bir şeydir. İnsanların duygularını parçalıyor. Sınır, kara bir lekedir. Halklar arasında ayrıştırmaya neden olduğu için sınırlara karşıyım ve buna karşı mücadele ettim. Ben demokratik bir hakkımı kullanarak iktidara itaatsizlik eylemi gerçekleştirdim. Bunun bir suç olduğuna inanmıyorum. Hayali bir iddia ve kırık bir CD ile burada yargılanmam doğru değil. Sınır Tanımayan Kadın İnisiyatifi’nde yer alıyorum. Nisêbîn ve Qamişlo’da inşa edilen duvara tüm dünya karşı çıktı. Bu nedenle bu sadece Nisêbîn ve Qamişlo’yu değil tüm dünyayı ilgilendiriyor. Bu eyleme herkes sahip çıktı” ifadelerini kullandı.
 
‘Yargılanması gereken devlettir’
 
Türkiye’nin sınırları 133 kilometre mayınla döşediğinin altını çizen Ayşe, “Türkiye’nin bu mayınları Suriye, Irak ve İran sınırlarını kapsıyor. Kurdistan doğasını, yaylalarını kapsıyor. Filistin’de nasıl bir yıkım oluştuysa Türkiye eliyle Nisêbîn’de de aynı yıkım ve vahşet oluşmuştur. Filistin adını kaldırıp Nisêbîn adını yazarsak iki kentte yaşananların aynı olduğu anlaşılacaktır. Türkiye devleti kendi suçunu örtbas etmek için beni kurban etmiştir. Ben devletin kölesi olmayacağım. Yargılanması gereken devlettir. Dünyadaki 110 tane sınırda insan kaçakçılığı yapılıyor. Burada inşa edilecek duvar da aynı suçu yapmak için inşa edilmek isteniyor. Devlet insan kaçakçısı olmuş durumda. Devletin sınırları kurmasındaki amaç istismarın, fuhşun, uyuşturucunun, insan kaçakçılığının ve benzer toplumsal olayların artmasına yol açıyor. O nedenle ben inşa edilen sınırlara karşıyım ve tanımıyorum” şeklinde konuştu.
 
Ben TJA’lı bir kadın olarak sınır duvarlarını asla kabul etmiyorum
 
Ayşe savunmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye duvarları savaşı engellemek için kurduğunu söylemiştir. Ancak Efrîn bölgesinde sınır olmamasına rağmen Türkiye orada savaş veriyor. Efrîn savaşına karşı çıktığım için de ayrı bir davadan yargılanıyorum. AKP-MHP iktidarı Efrîn’de katliam yaptı. Katliam yapanlar duvarları koruyor. Aynı zamanda Hevrîn Xelef Suriye’de katledildi. Hevrîn Xelef nasıl katledildi? Hevrîn Xelef’in katiline Mardin Artuklu Üniversitesi’nde diploma verildi. Bu da iktidarın en ciddi ayıplarından biridir. Sınır saldırılarını artık kabul etmiyoruz. Ben TJA’lı, Kürt ve Kurdistani bir kadın olarak sınır duvarlarını asla kabul etmiyorum ve bulunduğum her yerde buna karşı çıkmaya devam edeceğim. Daha önce de söylediğim gibi sınır duvarlarının inşa edilmek istendiği süreçte tacize uğramama rağmen eylemimi sürdürdüm.
 
Roboskî, Taybet Ana…
 
Roboskî katliamına bir hafta kaldı. 17’si çocuk 34 kişi bombalarla katledildi. Nedeni iktidarın oluşturduğu sınırlardır. Roboskî katliamını şiddetle kınıyorum. Roboskî davasının da takipçisi olacağım. Kadınların sınır direnişini kutluyorum. Tabet Ana’yı bir kez de anıyorum. Filistin’de annelerin cenazesi nasıl yerde kaldıysa Taybet Ana’nın cenazesi de Silopiya’da yerde kaldı. Filistin’de hamile kadınlar katledildiyse 5 aylık hamile Selamet Yeşilmen de Nisêbîn’de katledildi. Bunlara karşı çıkmaya devam edeceğim. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğim.
 
Barış mimarisi Sayın Abdullah Öcalan için talepler karşılanmalı
 
Son olarak cezaevlerinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan açlık grevlerini selamlıyorum. Barış mimarisi Sayın Abdullah Öcalan için talepler karşılanmalı.  Dünya sınırlarla sakattır, yaralıdır. Bu yaranın iyileşmesi için sınırların kaldırılması gerekiyor. AKP-MHP’nin militarizmi son bulmalıdır. Sınırsız bir dünya istiyoruz. Dünyada 8 ülke sınırlarının mayınlı olmasıyla biliniyor. Bunlardan biri de Türkiye’dir. Özgür bir Türkiye, özgür bir Kurdistan ve özgür bir dünya için mücadele etmeye devam ediyoruz.  
 
Bu davanın artık devam etmemesi gerekiyor. Eğer bir yargılama yapılacaksa Hevrîn Xelef’in katiline diploma verenler, Apê Musa Parkı’nı yerle bir edenler, helikopterlerden insanları atanlar yargılanmalıdır. Bu nedenle bu yargılamaya son verilmelidir. 4 parça Kurdistan’da gerçekleşen katliama karşı direnişimi sürdüreceğim. Jin jiyan azadî, bijî berxwedana zindanan.”
 
Ayşe Gökkan’a uluslararası ödül
 
Ardından savunma yapan Ayşe’nin avukatı Berfin Gökkan, 17 Kasım 2023’te İsviçre Uluslararası Paun Griinger Vakfı tarafından Ayşe Gökkan’ın Nisêbîn Belediye Başkanlığı döneminde yürüttüğü görev esnasında yapmış olduğu çalışmalar ve 30 Ekim-6 Kasım 2013 tarihleri arasında yapmış olduğu sınır eylemindeki protesto nedeniyle olağanüstü cesaret, olağanüstü insanlık ve olağanüstü tarafsızlık ödülü verildiğini hatırlattı. Berfin, “Verilen bu ödülün temeli ve kaynağı sorulduğunda, internet üzeri yapmış oldukları araştırmalarda, yapmış olduğu çalışmaların barışçıl olması, insanca olması, vicdana ve ahlaka dayalı olması nedeniyle verildiğini söylemişler. Bu anlamda hazırlanan bir belgesel izletildi. Ve herkes hayran kaldı. Ancak Türkiye tarafından ise 30 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmak isteniyor ve şu an hala tutuklu” diyerek yargılamanın sonlandırılması talebinde bulundu.
 
Avukat Gülbin Dağhan ise “Ayşe Gökkan Nusaybin’de en yüksek oy oranı ile seçilen bir ya da ikinci belediye başkanı. İktidar Ayşe Gökkan’ın tüm geçmiş çalışmalarından ne çıkarırım arayışına girmiş” diyerek o döneme ait termal kamera kayıtlarının dosyaya eklenmesini talep etti.
 
‘Bu dava Kürt’ün gölgesinin cezalandırılması davasıdır’
 
Avukat Lokman Emen de “Bu dava Kürt’ün gölgesinin cezalandırılması davasıdır. Bu eylem Meksika sınırlarında olsa herkes cesaretle, hayranlıkla bakar. Şu an o cesur insan karşımızda ama yargılanarak karşımızda. Burada düşman hukuku pratiği sergilenmektedir” diyerek beraat talebinde bulundu.  
 
Savunmaların ardından mahkeme, DVD’nin kurtarılması için dosyanın ulusal kriminal incelemeye gönderilmesine karar vererek, duruşmayı 29 Mart 2024 tarihine erteledi.
 
Duruşma sonrası katılımcı kadınlar “Jin jiyan azadî” sloganları ve alkışlar eşliğinde salondan ayrıldı. 
 
‘İrademizi gasp edemezsiniz’
 
Duruşma sonrası kadınlar adliye önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada konuşan DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş, “Ayşe Gökkan Nusaybin’de büyük bir iradedir. İçeride büyük bir tiyatro oynandı. Ayşe Gökkan bugün tüm dünyada tanınan bilinen bir isim. Onun yargılanmasını asla kabul etmiyoruz. Ayşe Gökkan’ı yargılayan mahkeme suçludur. Bu tiyatroyu kabul etmiyoruz ve tiyatroyu tanımıyoruz. İrademizi asla gasp edemezsiniz” dedi.