İHD: Mahpuslara para yatırmak suç değildir!

  • 13:47 7 Mart 2024
  • Hukuk
 
HABER MERKEZİ - İHD Amed Şubesi Merkezi Hapishaneler Komisyonu, tutsakların hesabına para yatırılmasından dolayı başlatılan soruşturmalara konu olan “Terörün Finansmanı Yasası”nın iptal edilmesi çağrısında bulundu. Îdir'de de yapılan açıklamada, tutsakların yaşamını idame ettirmesi için maddi kaynağa ihtiyacı olduğunu vurguladı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Merkezi Hapishaneler Komisyonu, tutsakların hesabına para yatırılmasına dair başlatılan soruşturmalara ilişkin şube binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. İHD şubeleriyle eş zamanlı olarak yapılan açıklamada metni İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Berfin Elçi okudu.
 
Tutsak yakınlarına yargısal baskı
 
Yasa kapsamında tutsak yakınlarına yargısal baskıların gerçekleştiğini ifade eden Berfin, “Mahpuslara para yatırmak ‘Hükümlü Ve Tutukluların Emanete Alınan Kişisel Paralarının Kullanımına Dair Yönetmelik’ çerçevesinde yapılmaktadır” hatırlatmasında bulundu. Kullanımı yönetmelikçe belirlenmiş olan tutsaklara yatırılan paranın “örgüt finansmanı” olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizen Berfin, para yatıranlara karşı yargı baskısının kabul edilemez olduğunu ekledi.
 
‘Maddi kaynaklara ihtiyaç var’
 
Tutsakların yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için maddi kaynaklara ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Berfin, “Hasta mahpuslar, hapishane idaresi tarafından verilen yemekleri; besleyici olmadığı, diyetlerine uygun olmadığı veya takviye gıdalara ihtiyaçları olduğundan ek besinleri kantinden almak zorundadırlar. Yine ortopedik rahatsızlıkları olanların kullanmış oldukları yatak, yastık ve diğer gereçler kendi hesaplarından karşılanmaktadır. Ayrıca yakınları ile haberleşme için kullanmış oldukları telefon kartları, göndermiş oldukları mektupların ve dilekçelerin posta ücretlerini de kendileri karşılamak zorunda. Abone olmak istedikleri dergilerin abonelikleri ücret karşılığında yapılmakta, gazete ihtiyaçları da hesaplarında paralar karşılığında sağlanmaktadır. Mahpusların ihtiyacı olan televizyon, radyo, buzdolabı, çamaşır makinesi, semaver vb. ihtiyaçları da ücretli olarak sağlanmaktadır. Mahpusların elektrikli eşyalar için kullanmış oldukları elektrik giderleri ayrı bir sayaç üzerinden okunarak bu gider faturalandırılarak hesaplarından kesilmektedir. Yakın bir zamana kadar elektik fiyatları birim ücretleri sanayi birim fiyatı olarak ücretlendirilmekteydi” dedi.
 
‘Yargı baskısına son verilmeli’
 
Berfin, açıklamanın devamında şöyle konuştu: “Hapishanelerde neredeyse para olmazsa yaşam mümkün değildir. Dolayısıyla mahpuslar, ailelerinin yakınlarının, arkadaşlarının, vasilerinin, avukatlarının yatırmış oldukları paraya ihtiyaç duymaktadırlar. Hapishanelerde mahpusların neredeyse tamamının ailesi düşük gelirli olduğundan derin bir yoksulluk da hâkimdir. Özellikle son yıllarda mahpusların Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Hapishanelerde tutulmalarıyla da mahpuslar arasında dayanışma ortadan kaldırılmış ve mahpusları daha da yoksullaştırılmıştır. Ayrıca yabancı uyruklu mahpusların da ailelerine ulaşmakta yaşadıkları problemler, iletişimlerinin olmaması, aşılamayan prosedürlerle ihtiyaçları olan maddi destekten de tamamen mahrum kalmış durumdadırlar.
 
Mahpuslara para yatırılması suç değildir
 
Kurumumuza, hapishanelerde derinleşen yoksulluktan kaynaklı olarak mahpusların kendilerinden ve ailelerinde maddi destek talepli başvurular ulaşmaktadır. Mahpusların aileleri ve yakınları üzerinde oluşturulan yargı baskısı ile mahpuslara para yatırmanın suç olarak değerlendirilmesi sonucunda mahpuslar hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmekte, bu da hem fiziksel hem de ruhsal sorunları, ihlalleri beraberinde getirecektir. Yargı baskısına uğrayan kişilerin de gözaltına alınması, davalar açılması ve tutuklanması da ayrıca yakınları üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açmakta. Sonuç olarak, hapishanelerde bulunan mahpusların hesabına para yatırılması suç değildir. Aileleri, yakınları ve avukatları üzerinde oluşturulan yargı baskısına son verilmeli ve yasa iptal edilmelidir.”
 
Îdir
 
İHD Îdir Temsilciliği, tutsaklara para gönderenlere karşı açılan soruşturmalara tepki göstermek için temsilcilikte basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya çok sayıda İHD üyesi ve kadının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Îdir Milletvekili Yılmaz  Hun da katıldı.
 
Ortak metni avukat Ercan Savaş okudu. Daha sonra söz alan Yılmaz Hun tecride dikkat çekti. 
 
Sorunların temelinde Kürt sorunu yatıyor 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için başlayan ve 102’nci gününe ulaşan tutsakların açlık grevi eylemine ve Barış Anneleri'nin başlattığı Adalet Nöbetlerine de dikkat çeken Yılmaz, Kürt sorununun  demokratik yol ve yöntemleri ile çözülmesi gerektiğini ifade etti. Tutsakların talebinin de bu olduğunu dile getiren YIlmaz, toplumun reaksiyon göstermesi gerektiğini belirtti. Yılmaz, “Tutsakların taleplerinin karşılanması gerekiyor. Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki bası ve tecrit politikalarının son bulması gerekiyor. 37 aydır kendisinden haber alınamıyor. Bu durum hukukla bağdaşmamaktadır. Bu durum hem Türkiye hukuku açısından hem de uluslar arası hukuk açısından kabul edilmezdir. Bunun derhal son bulması lazım. Toplumun üzerindeki tecrit ve baskı politikalarının bitmesi gerekmektedir. Bu sorunların temelinde Kürt sorunu yatmaktadır” dedi.
 
İzmir
 
İHD İzmir Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında basın metnini dernek yönetiminden Bahadır Altan okudu. Para gönderen tutsak yakınları ve ailelerine dönük gözaltı ve tutuklama furyasının devam ettiğini belirten Bahadır,  bu durumun tutsakları maddi ve manevi olarak mağdur ettiğini söyledi. Bahadır “Hapishanelerde bulunan mahpusların hesabına para yatırılması suç değildir. Bu uygulamalar mahpusları aileleri ve yakınlarıyla birlikte tecrit etmeye çalışan bir anlayışın ürünüdür. Tecrit işkence ve insanlık suçudur, kabul edilemez" şeklinde konuştu.