Tanık gazeteciler, gazetecilerin darp edildiğini anlattı
- 15:44 25 Nisan 2024
- Hukuk
ANKARA – Gazetecilerin tutuklanmasını protesto ederken gözaltına alınan 3 gazeteci hakkında devam eden davada dinlenen tanıklar, gazetecilerin polisler tarafından darp edildiğini anlattı.
Diyarbakır'da 13 gazetecinin tutuklanmasını protesto ederken gözaltına alınan ve "polisi darp ettirdikleri" iddiasıyla yargılanan gazeteciler Deniz Nazlım ve Yıldız Tar'a açılan davanın duruşması, Ankara 71’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya, gözaltı anına tanıklık eden gazeteciler Hüseyin Aykol, Eren Güven ve DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu de tanık olarak dinlenmek üzere katıldı. Duruşmada dosyaya gelen evrakların ardından DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu dinlenildi.
‘Polisler süpür süpür diyerek gazetecileri uzaklaştırdı’
Turgut, basın açıklamasının gazeteci tutuklamalarını protesto etmek amacıyla yapmak istediklerini ve bu konuda Ankara Valiliği’ne de sözlü bildirimde bulunduklarını belirterek, şöyle devam etti: “O dönemde yoğun gazeteci tutuklaması olunca bunu protesto etmek için basın açıklaması yapmak istedik. Valiliğin de izin verdiği bir bölge olarak Ulus Meydanı’nda açıklama yapmak istedik. Bunu sözlü olarak da bildirdik. O gün oraya gittiğimizde polisin yoğun güvenlik önlemleri vardı. Bir emniyet amiri ‘bugün size izin vermeyeceğiz’ dedi. Öncesindeki bir basın açıklaması bu duruma gerekçe olarak bildirildi. Açıklama yapmamıza izin verilmeden, polis bizleri oradan uzaklaştırmaya başladı. Bu sırada polislerin kadın-erkek herkesi gözaltına almaya başladığını ve yargılanan gazetecilerin polislerce darp edildiklerini gördüm. Gözaltına alınan gazeteciler, basın açıklamasını takip etmek isteyen gazetecilerdi. Henüz herhangi bir toplanma olmadan, polisler gözaltı yapmaya başladı. Polisler ‘süpür süpür diyerek, gazetecileri alandan uzaklaştırdı.”
‘Gazeteciler kötü muameleye maruz kalarak gözaltına alındı’
Tanık olarak dinlenen gazeteci Hüseyin Aykol da basın açıklamasına katılmak için Ulus Meydanı’na gittiğini ancak henüz açıklama yerine ulaşmadan gazetecilerin polislerin kötü muamelesiyle gözaltına alındığı anlattı. Hüseyin, polislerin gazetecilere dönük herhangi bir uyarısının da olmadığını sözlerine ekledi.
‘Gözaltına alınan gazetecilerin çığlıklarını duydum’
Son olarak dinlenen gazeteci Eren Güven de “Gözaltı anında ben de oradaydım. Amaç tutuklanan gazeteciler için açıklama yapmaktı. Tutuklu gazeteciler arasında daha önce birlikte çalıştığım meslektaşlarım vardı. Bu nedenle açıklamaya katılmak istedim. Ancak basın açıklaması için henüz toplanılmadan gazeteciler gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazetecilerin kötü muameleye maruz kalırkenki çığlıklarını duydum. Benim de kameram kırıldı. Dağılma yönünde herhangi bir anons da yapılmadı. Kaldı ki açıklamanın yapılacağı alana da henüz tam ulaşamamıştık. Deniz Nazlım benim yanımdaydı. Deniz'in hırpalanarak gözaltına alınmasına tanıklık ettim. Diğer gözaltına alınan gazetecilerin çığlıklarını duydum” sözlerini kullandı.
İddia makamı DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu’na “Siz tertip ettiniz diye soruyorum. Yazılı bildirim yapmaya neden ihtiyaç duymadınız?” sorusunu yöneltti.
Valilik, ‘herhangi bir yasak yoktu’ bildirimi yaptı
Turgut savcının sorusuna “Birçok kez sendika olarak basın açıklaması yaparız. Bu açıklamalarda da yazılı bildirimde bulunmuyoruz, sadece sözlü olarak bildirimde bulunuyoruz. Açıklamada sendikalar masasından görevli polislerin olması gerekirdi, bu polisler olmadığı gibi bu olayda alanda yoğunluklu TEM polisleri vardı. Gözaltı anındaki şiddetin kaynağı da bundan kaynaklanıyor” şeklinde yanıt verdi.
‘Dava polisler hakkındaki suç duyurusundan sonra açıldı’
Avukat Gulan Çağın Kaleli Koçer de “Olay günü müvekkiller gözaltı sırasında kötü muameleye maruz kaldıklarını bildirdiler. Ancak soruşturma makamı bu konuda herhangi bir işlem yapmadı. İşlem yapılmadığı gibi kolluk görevlileri hakkında bizim suç duyurusunda bulunmazdan dört ay sonra iddianame hazırlanarak, dava açıldı. Suç duyurusunda bulundukları için müvekkillerin aleyhinde bu dava açılmıştır” dedi.
Duruşma, olay gününe ait görüntülerin istenilmesi için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerenin beklenmesi kararıyla 19 Eylül'e ertelendi.