‘Rozerin’in katledilmesi özel savaş politikalarından bağımsız değil’

  • 09:06 3 Mayıs 2024
  • Hukuk
 
 
Şehriban Aslan
 
AMED – Erkek şiddeti sonucu yaralanan ve hastanede iki yıl yaşam mücadelesi veren Rozerin Yıldız geçtiğimiz günlerde yaşamını yitirdi. Rozerin’in avukatı Dicle Sümer, bu durumun özel savaş politikalarından bağımsız olmadığına dikkat çekti.
 
Amed’in Hêne (Hani) ilçesinde boşanma aşamasında olduğu bekçi Özcan Yıldız tarafından sistematik şiddete maruz bırakılan Rozerin, bu süre boyunca iki kez sığınma evinde kaldı.  Sığınma evinde aldığı tehditlerden dolayı çocuklarının olduğu eve dönmek zorunda bırakılan Rozerin, tekrar sistematik şiddete maruz kaldı. 8 Haziran 2022 tarihinde fail Özcan Yıldız’ın ağır tehditlerine ve işkencelerine maruz bırakılan Rozerin, ateşli silahla katledilmek istendi. Rozerin yaralı olarak kurtarılırken, fail Özcan Yıldız ise olaydan iki gün sonra tutuklandı. Rozerin, 2 yıldır tedavi gördüğü hastanede 19 Nisan’da yaşamını yitirdi.
 
Rozerin’in avukatı Dicle Sümer, yaşanan süreci değerlendirdi.
 
‘Hak ettiği cezayı alması için elimizden geleni yapacağız’
 
Kurdistan’da son yıllardan üniformalı şiddetin arttığını söyleyen Dicle, bunun özel bir savaş politikası olduğunu belirtti. Dicle, “Rozerin’in yaşadığı da tam olarak bu politikanın bir parçasıdır. Yaklaşık 24 ay bir yaşam mücadelesi verdi fakat ne yazık ki yaşam mücadelesini kaybetti. Şu an içimizi rahatlatan tek şey failin cezaevinde olmasıdır. Fakat hak ettiği cezayı alması için elimizden geleni yapacağız” dedi.
 
‘İddianame korkunçtu’
 
Rozerin’in dava dosyasında ilk başlarda gizlilik kararı olduğunu kaydeden Dicle, “Dosyada çok eksik bilgi vardı ve iddianame ‘kasten öldürmeye teşebbüsten’ hazırlandı. Hazırlanan iddianame çok korkunçtu. Savcı fail hakkında ‘haksız tahrik indirimi’ talep etmişti. Dosyada failin beyanları Rozerin’in intihar girişimi olduğunu nitelendiren yalan ve çelişkili beyanlarıyla doluydu. İlk duruşma 1 Aralık’taydı. İlk duruşmada mahkeme birçok kadın kurumunun katılma taleplerini reddetti. Devam eden mahkemede sanığın kaçma şüphesi bulunduğundan hala tutuklu bulunuyor. Daha önce dediğim gibi özel savaş politikalarından kaynaklı indirim uygulanırsa adaletin tesisi için kötü olur” sözlerine yer verdi.
 
Çağrı yaptı
 
Rozerin’in duruşmasının görüldüğü süreçlere değinen Dicle, katılımın yeterli olmadığını vurguladı. Dicle, mahkemelerin katılma taleplerini reddetmesinin örgütlü mücadelenin önünü kesmeyi amaçladığına işaret ederken, “Kadın kurumları, dernekleri, katılma talebinde bulunuyor ve onlarında temsil hakkı var. Fakat heyetler her zamanki gibi direkt reddediyor. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Rosa Kadın Derneği katılma talebinde bulundu, onların da reddedildi. Bundan kaynaklı daha çok katılımın olması gerekir. Gerek siyasi partiler gerekse de kadın kurum ve kuruluşları… Kadın cinayetleri bölgede yaşanan savaş politikalarıyla da ilgili bir durumdur. Bunun farkına vararak hem aileye hem de bize destek olunması için çağrıda bulunuyorum” şeklinde konuştu.
 
‘Cezalarla üniformalı şiddetin önüne geçilebilir’
 
Öte yandan failin bekçi olduğuna da vurgu yapan Dicle, şunları söyledi: “Silah kullanma yetkisi veriliyor. Bu özel savaş politikalarından biridir. Duruşmada özellikle yaşadığımız şeylerden biri de fail sürekli Rozerin’in Kürt kimliğinden bahsediyor, kendisi Kürt değilmiş gibi. Rozerin’in Kürt ve kadın olmasıyla kesişimsel ayrımcılıktan kaynaklanan bir durum var. Üniformalı faillerde buna çok yatkın oluyor. Sonuç itibarıyla ceza almayacaklarını biliyorlar. Rozerin devlet eliyle verilen bir silahla katledildi. Bu durumlar artarak devam ediyor. Umarım bunun önüne bir an önce geçilmelidir. Bunun önüne geçmek için de yargının vereceği yüksek cezalardır. Kürdistan’da Kürt kadınlarına uygulanan her üniformalı şiddettin önüne verilecek cezalarla geçilir.”