Avukatlardan kayyım kararının iptali için başvuru
- 16:28 1 Temmuz 2024
- Hukuk
WAN - ÖHD Wan ve Amed şube üyesi avukatlar, Colemêrg Belediyesi’ne kayyım atanması kararının iptali için İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’ne kayyım atanmasına yönelik tepkiler sürerken, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan ve Amed (Diyarbakır) Şube avukatları, Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıdık Akış’ın yerine kayyım atanması kararının iptali için Wan Adliyesi’ne giderek İdare Mahkeme’sine başvuruda bulundu. Ardından adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, DEM Parti Wan il ve ilçe yöneticileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan İl Örgütü, DEM Parti Wan Milletvekili Zülküf Uçar’ın yanı sıra Wan ve Colemêrg Baro başkanları ile birçok kişi katıldı.
‘Çok yönlü bir hukuk mücadelesi geliştiriyoruz’
Açıklamada ilk konuşan ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, seçimi kazanan Sıddık Akış’ın 3 Haziran günü gözaltına alındıktan sonra yerine kayyım atanmasıyla Kürt halkının iradesinin gasp edildiğini söyledi. Kayyım uygulamasının ne hukuk kurallarında ne de toplumsal sözleşmelerde yeri olmadığını belirten Ekin, “Bu hususları belirtmek için hukuki ve idari dava açtık. Davada, hem Avrupa yerel yönetimler şartlarında hem Türkiye anayasasında hem de Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerde, yerelden yönetim ilkesiyle çeliştiğini belirttik. Toplumsal sözleşme bakımından da kayyım uygulaması Türkiye’de, başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm halklar için sömürü, inkâr ve talandan başka bir şey değildir. Bu uygulama ekolojik kırım, kadın kurumlarının kapatılması, yüzlerce işçinin görevden alınması ve halka hizmet götürülmemesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle halk nezdinde bir karşılığı ve meşruiyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle hukuk mücadelesi açısından çok yönlü bir mücadele geliştiriyoruz” dedi.
‘Kabul etmediğimizi halkın tutumuyla herkes gördü’
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl ise, irade gaspına yönelik bu tutumu kabul etmediklerini ve sürecin hem hukuki hem siyasi hem de toplumsal olarak takipçisi olacaklarını belirtti. “Halkın yaşamış olduğu irade gaspına dair ilk örnek değil. 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) başlayan ve seçilmiş 102 belediyenin 95 tanesine kayyım atanmasıyla halkın iradesinin gasp edildiği süreçlere tanıklık ettik. Ancak bu süreçlere tahammül etmediğimizi ve kabul etmediğimizi halkın tutumuyla herkes görmüş oldu. 3 Haziran’da belediye başkanımız Mehmet Sıdık Akış’ın gözaltına alınması ve aynı gün İçişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde görevden alındığının duyurulmasıyla yerine ilin valisi Ali Çelik kayyım olarak atandı. Halen belediye başkanımıza yapılmış resmi bir tebligat mevcut değil ve belediye meclis üyelerinin de faaliyetlerini engelleyecek şekilde bir tutumla halkın iradesi gasp ediliyor. Bu durumu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İnancımı korumak istiyorum’
Colemêrg Baro Başkanı Ergün Canan, seçimleri kazanan Sıddık’ın sadece 2 ay görevde kaldığını kaydederek, “Hem soruşturma dosyası hem de kovuşturma dosyası gerekçe gösterilerek yerine kayyım atandı. Bu hukuksuz ve haksız kararı kabul etmek mümkün değildir. Kayyım rejimi yıllardır Türkiye’de uygulanmakta ve demokrasimize bir şey katmadığı açıktır. Bu antidemokratik kararın kaldırılması için buradayız. Kayyımın insan haklarına ve hukuka uygun olmadığını görüyoruz. Bu davanın hakimler ve savcılarca iyi değerlendirilmesine olan inancımı korumak istiyorum” dedi.
‘Kayyımla çocuklarımızın geleceği karartılıyor’
Son olarak konuşan Wan Baro Başkanı Sinan Özaras, Colemêrg halkının yanında olmak ve hukuksuzluğa karşı dur demek için burada bulunduklarını ifade etti. Kayyım uygulamasının Kürt halkının iradesini yok saymak amacıyla uygulanan antidemokratik bir politika olduğunu dile getiren Sinan, “Yıllardır bu uygulamanın demokrasiyi rafa kaldırdığını ve hukukun ciddi anlamda ihlal ettiğini ısrarla dile getirdik. Her seçimde Kürt halkı sandıkta iradesini yansıtarak kayyım uygulamasını istemediğini açıkça ortaya koydu. Ancak siyasal iktidarlar halkın iradesini yok saymıştır. Kayyımla çocuklarımızın geleceği karartılıyor ve anayasayı ihlal eden bu antidemokratik uygulama ile bu halka fayda sağlanmıyor. Wan Barosu olarak bu hukuksuzluğa karşı mücadeleye devam edeceğiz. Halklarımızın iradesine sahip çıkacağız” dedi.