Melike Aydın

 

İZMİR - Urla Tasarım Kütüphanesi bünyesinde gerçekleştirilen Edebiyat Atölyesi’nde bütün aşamalarında kadınların bulunduğu Sekiz Kadın Sonsuz Öykü okurlarıyla buluştu. Kitabın bütün geliri sığınma evlerine bağışlanacak. 

 

İzmir Urla Tasarım Kütüphanesi’nde 3 yıldır devam eden Kurmaca Atölyesi’nde yer alan 8 kadının yazdığı 23 öykü “Sekiz Kadın Sonsuz Öykü” adıyla kitaplaştırıldı. Kurmaca unsurların kullanıldığı kitap Yakın Kitabevi Yayınları’ndan çıktı ve 26 Mart’ta okurlarıyla buluştu. Geliri kadın sığınma evlerine bağışlanacak olan kitapta farklı profillerde kadınların hikayelerine yer veriliyor. Kadın hikayelerine dair kitabın farklı aşamalarında yer alan kadınlardan Derya Gür, Handan Gökçek ve Ceylan Kılyar ile konuştuk. 

 

Kadınlar, kadınlar için yola çıktı

 

Bir şahıs girişimi olan Urla Tasarım Kütüphanesi kendi bünyesinde etkinlikler ve atölyeler düzenliyor. Sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı yurttaşların yaşadığı bir bölgede kurulan kütüphanede kadın ve çocukların öncelikli olduğunu ifade eden Urla Tasarım Kütüphanesi sorumlusu ve kitabın proje yöneticisi Derya Gür düzenledikleri atölyeden bahsetti. Derya “2017’den bu yana kütüphane bünyesinde bir yazı kulübümüz var ve mentörlüğünü de yazar Handan Gökçek düzenliyor. Sistem zaten kadının aleyhine işliyor. Birlik olmazsak güçlenemeyiz, gücümüzü artırırsak kadınların kendine güveni de artar. 8 Mart 2020’de yazı kulübümüzün yazdığı hikâyeleri anlattığı bir söyleşi düzenledik. 8 kadın yazarın dışında kendi hayat hikâyesini anlatan biri Rize’den diğeri Sivas’ın köyünden iki kadın davetlimizdi. Kendi hikâyelerini anlattılar. Onların hikâyesini dinleyince biz, yazdığımız hikâyeleri kitaplaştırmaya karar verdik” ifadelerini kullandı.

 

‘Kitabın geliri bir sığınma evinde odaya dönüşecek’

 

Şiddetin en kötü yanının toplum tarafından kanıksanmış olması olduğunun altını çizen Edebiyat Atölyesi Koordinatörü Handan Gökçek de son dönemde çalıştıkları kadının toplumdaki yeri, kadına yönelik şiddet gibi konularda yazdıklarını bir araya getirdiklerini kaydetti. Handan “Sesini çıkaramayan kadınların sesi olalım ama sadece sesimizi çıkarmakla kalmayalım başka bir kadına yardım olarak ulaşsın istedik. Kitabın geliri bir sığınma evinde odaya dönüşecek. Sözcüklerin gücü daha farklı. Bir kişiye farkındalık yaratabiliyorsak, mobbingden pasif şiddete kadar, ailede kadının yeri, savaşta kadının durumu gibi birçok konuya çalıştık. Denizyıldızlarına inanarak çıktık yola ve biri için fark edecek diyoruz” şeklinde konuştu.

 

Atölyeler güç verdi

 

Blok yazarlığına devam eden veya çeşitli gazetelerde yazılar yazanlar olsa da kitabın yazarları ilk defa edebiyat üzerine bir atölyeye katıldığını belirtiyor. Atölyelerin, edebiyata dair ufkunun genişlemesini sağladığını belirten kitabın yazarlarından Ceylan Kılyar “Kadın edebiyat alanında da tarih çerçevesinde geri planda kalmış, kimi zaman adını değiştirerek yayımlamak zorunda kalmıştı. Günümüzde kadının artık erkekle sayı ve nitelik olarak eşit olması gereken bir çağdayız ama hala erkek egemen bir dünyada yaşıyoruz. Bu tür atölyeler kadının gücünü perçinleyecek ve toplumdaki yerini güçlendirecek” sözlerine yer verdi. 

 

‘Afganistan savaşından kaçan kadın ve çocuğundan etkilendim’

 

Savaştan kaçan bir annenin öyküsünü yazan Ceyda, “Kadının toplumdaki farklı yerlerde kadının iç dünyası, yaşadıkları, çatışmaları kitabın temel temasını oluşturuyor. Ben Afganistan’daki savaştan etkilendim ve televizyondan gördüğüm bir haberden yola çıktım. Burnumuzun dibinde savaşlar yaşanıyor ve bundan en çok kadın ve çocuklar yara alıyor” dedi.

 

Baskı ve dağıtım sorumluluğunu Dergi Urla’nın üstlendiği kitap Urla Tasarım Kütüphanesi’nden, kitap marketlerden, Yakın Kitabevi’nden edinilebiliyor.